Tam da Cumhurbaşkanı’nın en üst düzeyde İsrail’le ilişkilerin daha da ilerletileceğini ilân ettiği ve İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un ziyaretinin akabinde İsrail polisinin ve fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya ve Filistinlilere baskın ve saldırıları sürdü.
Son baskınlar ve saldırılar üzerine Herzog’la konuştuğunu, İsrail’in Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya saldırmaması temennisini dile getiren Cumhurbaşkanı’nın İsrail Başbakanı Bennett’in de Türkiye’ye geleceğini duyururken, Herzog’un konuşma yapacağı “ağlama duvarı” önünde İsrail askerlerini anma töreni öncesinde polisinin namaz kılan Müslümanlara müdahaleyle Mescid-i Aksa’da hoparlörden okunan ezanın kesilip engellenmesiyle devam etti.
En son İsrail polisinin eşlik ettiği yüzlerce fanatik yüzlerce Fanatik Yahudi Mescid-i Aksa’nın avlusuna girip uluslararası sözleşmeleri ve hukuku açıkça ihlâl ederken, “İsrail’in bağımsızlık günü”nü kutlama bahanesiyle El Halil’deki Haram-i İbrahim Camiine İsrail Bayrağını dikmeye varan Siyonist provokasyonu ilerletti.
Garip olan, daha önce lâfta da kalsa her defasında “Ey İsrail!”, “zâlim devlet!”, “terör devleti!” restlerini çeken Cumhurbaşkanı’nın son saldırılar üzerine oldukça sessiz kalması, “Herzog’la telefonda konuşup ricâsını iletiği”yle yetinip “umarım yapmazlar” beklentini dile getirmesi.
Bundandır ki, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere Ankara’dakilerin İsrail’in zulüm ve saldırılarını “temenniler”le geçiştirmeleri, çöküşle yıkımdaki ekonomik bunalımı “geçiştirmek” için ABD ve İngiltere güdümündeki Körfez ülkelerinden para bulma amaçlı olduğu belirtiliyor. Bu amaçla Yahudi Lobisinin desteğinin peşine düştüğü kaydediliyor.
VAZİYET
Siyasetin ibret verici vaziyeti…
Bilindiği gibi “tek kişilik yönetim”de dolar garantili ihalelerin başında gelen Çanakkale Köprüsü’nün geçişi ücreti “200 liracık” değil, 16 Euro + KDV’ye -şimdilik 290 liraya- ayarlı.
Günde 45 bin aracın geçmesi taahhüd edilerek güvencesi verilmiş, ancak günde 6 bin araçla kalınıyor; geri kalan 39 bin aracın bedeli de –sözkonusu 6 bin araçtan ortaya çıkan farkla birlikte- yine döviz Hazine’den ödeniyor.
Buna göre, Çanakkale Köprüsü’nden en az üç kat fazla fara ödenerek geçilecek; yılda 190 milyon ödeme yapılacak; “yandaş müteahhitler”e verilen ve 2030’lara kadar milyarlarca dolar ödemenin yapılacağı dolar döviz garantili diğer köprü, tünel ve otoyollarda olduğu gibi.
Garip olan, Çanakkale’deki arabalı feribottan yılda bayramlar dahil en fazla yıllık 3.5 milyon araç geçerken, Çanakkale Köprüsü için yılda 16,4 milyon araç garantisi verilmesi. Adalara da yapılan seferlere feribotlardan toplam 12-13 bin araç geçerken, günde 45 bir araç geçiş garantisinin niçin verildiğinin hesâbını ver(e)meyen iktidardakilerin, bu vahameti eleştiren muhalefeti “suçlaması”!
Bu bakımdan 200 lira geçiş ücreti yerine partisinin bayramlaşma programı için Gelibolu’dan feribotla karşıya geçen iktidar partisi Grup Başkanvekili’nin geçiş ücreti üzerinden eleştirenlere, “geçiş garantisini vatandaşlar için ekstra bir imkân” olarak savunup “2023 seçimi dangalakların seçimi olacak” polemikli çıkışı tepki çekti.
Bu açıdan, AKP Grup Başkanvekilinin “dangalak” tahkirine muhalefet sözcülerinin “AKP’nin oyu düştükçe, millette karşılık bulamadıkça, eridikçe; milletvekilleri üsluplarını bozuyorlar. Ak Partili milletvekillerinin sözleri söz mü Allah aşkına. Böyle lâf edilir mi? Hangi siyasi üslupta öğrendiniz siz bunu?” yakınması oldukça anlamlı.
Özellikle “Bunu bayram günü yapıyorlar. Bayram, barıştır, sevgidir. Barış, sevgi gününde hoşgörünün olması gereken bir günde ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor. Türk siyasetine bu kirli üslubu AK Parti getirdi. Ama inşallah ilk seçimde hem Ak Parti gidecek hem de bu kirli, pis üslup gidecek. Ağızlarını bozuyorlar, ağızlarını pisleştiriyorlar. Ama biz ağzımı bozmayacağız, milletle siyaset yapmaya devam edeceğiz. Efendiliğimizi bozmayacağız” çarpıcı cevabı siyasetin ibret verici vaziyetini ortaya koyuyor…
KISACASI
“Rahmetli Cumhurbaşkanımız Demirel ‘Çarık ayağı sıkıyor mu?’ diye sorardı. Çarık, artık vatandaşın ayağını yara etti; bırakın sıkmayı!”
Gültekin Uysal, DP Genel Başkanı