"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Planlı provokasyonlar…

Cevher İLHAN
11 Kasım 2021, Perşembe
Ülkenin iç ve dış devasa meselelerinde vahim çöküş, yıkım ve iflasta sıkışan siyasi iktidar, organize tahrik siyasetini dozunu arttırarak sürdürüyor.

Önce kendilerini “yerli” ve “milli” sayarken, bütün siyasi rakiplerini “gayr-ı milli”, “terör örgütleriyle işbirliği”, “teröristlik” ve hatta “hâinlik”le suçlamasından bir “netice” alamayan “iktidar cephesi”, basit ve sığ politik polemikler ve dehşetli demagojilerle dini siyasette kullanmaya kalkıştı.

“Kimlik siyaseti”yle siyasî rakiplerini “din düşmanlığı”yla itham eden illetli “sahte siyaset bezirgânlığı” ve mukaddeslerin istimâliyle dinî değerler “siyasetin cinâyeti”ne alet edilmeye yeltenildi. Siyasi rant uğruna dinî hassasiyetler alabildiğine tahrip edildi.  

O denli ki “Erdoğan’a dokunmak ibâdettir”, “Erdoğan için iki rekat şükür namazı kılınması” densizliği sergilendi. “Urfa ‘şanlı’, Gaziantep “gazi’’ ise Rize de ‘mübârek’tir;  çünkü Erdoğan orada doğmuştur!” çarpıklıkları telâffuz edildi.

Son “şehit yakını” üzerinden “cumhur ittifakı”nda en üst düzeyde koparılan fırtına ise, dini ve milli değerlerin hoyratça istimal ve istismar edildiğinin son raddesi oldu. 

KOMPLOLAR KURULUYOR…

Gerçek şu ki, bir şehit yakını bir yana, hiç kimsenin hiçbir vatandaşa hakarete hakkı olmadığı gibi, “şehit yakınıyım” diyerek bir kişinin de kadın parti liderine sövgü dolu tivitlerle saldırmaya, özellikle her fırsatta katıldığı bir partinin toplantısında “protesto” paravanında bile bile partililer arasında ağır tahkirler savurup tahrikte bulunmaya hakkı yoktur. 

Bu açıdan, kayıtlara göre Bingöl’de kardeşi PKK saldırısında şehit olan şahsın, daha önce Akşener’e hakaretten ceza almış olması dikkat çekici. 

Esasen ana muhalefet liderine linç girişimi görüntülerini partisinin grubunda izlettiren Cumhurbaşkanı’nın parti toplantısında muhalefete “Bunlar daha iyi günleriniz!” açık tehdidi ve cür’etlendirmesiyle sözlü ve fiziki provokatif saldırıların sinyali çakılmıştı.  

Son tahrik, bütün kamuoyu araştırmalarında “yolun sonu”nun geldiğini gören siyasi iktidarın “son çâre” olarak zamanında ya da erken veya baskın bir seçim sath-ı mâilinde bu tür “tepeden tâlimatlı” provokatif saldırıları daha da arttıracağının bir tezâhürü oldu. 

Bir muhalefet partisi liderinin bir ilçede esnafı ziyareti sırasında “iktidara iliştirilmiş” bir yandaş kanal” muhabirinin, karşısına aldığı kişiye “Sen sorunu sor, biz çekimde olacağız, kayıt alacağız” diye iknaya çalıştığının kameralara yakalanması bu konuda kurulan komploların basit bir örneği. 

Tesbit şu ki, demokratik meşru zeminlerde kaybettiğini gören siyasi iktidar, “din nâmına gayet tehlikeli siyasetçilik tarafgirliği”yle, “acemice yalan ve siyasî iftiralar”la, fevkalâde tehlikeli kutuplaştırma ve düşmanlaştırma fitnesiyle siyaseti zehirlemek istiyor… 

MUHALEFET TUZAĞA DÜŞMEMELİ

“Tek kişilik otoriter ucûbe sistem”e karşı “millet ittifakı”nın ve bilhassa altı partinin “demokratik parlamenter sistem” işbirliği iktidardakileri telaşlandırmış. Bu panikle her türlü tahriki tetikleyen tehevvürler gösteriliyor. 

Yine bunun içindir ki her devirde gücün ve iktidarın yanında yer alan, rüzgârgülü gibi iktidar tarafına dönen, demokrasiyi katleden 12 Eylül darbecilerini evinde ağırlayan, her dönemin adamı kıblesiz “Saray meddahları”, tahriki ana muhalefet partisinin kapatılmasına kadar vardırıyorlar. 

Ve bu vaziyet, maaşlı besleme trollerden sonra şimdi de maaşlı “kullanışlı provokatör”lerin ortalığa salınacağını bir defa daha deşifre ediyor. 

Maksat, topluma korku salmak, halkta kaygı meydana getirmek, seçmende “sandıkta kaybetseler de koltuğu bırakmazlar” ümitsizliğini telkin etmek, hatta bu seçimi de kargaşa ve kaos bahanesiyle ilân edilecek OHAL altında yaptırmak… 

Bu bakımdan, “millet ittifakı” ortaklarına ve muhalefete “fetö’cülük”le başlayıp, “PKK’lı” ve “ajanlık”la devam eden isnad ve iftiraları, mevzubahis tahriklerin ferdi ve mevzii değil, yalan, isnad ve iftiralarla ateşlenip alevlendirilen “karalama kampanyası”yla “plânlı ve organize bir provokasyon olduğunu açıkça ortaya koyuyor. 

“Millet ittifakı” ve “demokrasi işbirliği” paydaşları tuzağa düşmemeli; provokasyonlara fırsat vermemeli.

Okunma Sayısı: 1759
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati

    11.11.2021 17:03:30

    Çok dikkatli olunması gereken bir dönemden geçiyoruz. Seçime kadar provokasyonlara dikkat etmek tüm vatandaşlar olarak tahriklere kapılmadan, müsbet hareket çerçevesinde demokrasi, hak, hukuk, adalet mücadelesini cesaretle yapmak mecburiyetindeyiz. Oyunlara gelerek hata yapanlara da gerekli tepkiyi göstermek, ikazlarda bulunmaya devam etmeliyiz.

  • Hasan

    11.11.2021 00:58:58

    Anladık provokasyon ama şu küfürbaza da bir şeyler deseydin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı