"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tarihinin en yüksek “faiz politikası”!

Cevher İLHAN
28 Kasım 2020, Cumartesi

TESBİT

Bilindiği gibi her fırsatta “Ekonomiyi ben yönetiyorum, ben!” diyen Cumhurbaşkanı, “Özel bankalarda faizin yüze 50’ye çıktığı ortamda reel sektör nasıl ayakta kalır!” diye yakınmış ve “faizlerin arttırımı”nı isteyen Merkez Bankası Başkanı’nı bin bir ithamla görevden almıştı.

Bu bakımdan sırf “doları dengelemek” uğruna “Hazine’nin içini boşaltma, 120 hatta 140 milyar doların boşa harcatma” eleştirisine mâruz kalan Hazine ve Mâliye Bakanı’nın istifasından sonra “Bu aşamada bazı acı ilâçları içmemiz gerektiğine inanıyorum, ‘faiz artırımı’ kararını ben bu açıdan değerlendiriyorum” diyen Cumhurbaşkanı’nın söylemde de “son faiz dönüşü” dikkat çekici oldu.

Bu arada AKP iktidarında ciddî faizle borçlanan Türkiye’nin borç ve faiz bataklığının “yönetilmesi” için garip bir şekilde ilk kez “Borçlanma Genel Müdürlüğü” kuruldu. Doların yeniden 8 lirayı aşması ve Euronun 9.30’u bulması “ekonomide başarı hikâyesi!” olarak sergilenirken, -Ağustos ayı itibarıyla- Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından “merkezi yönetimin brüt borcu, 1 trilyon 215 milyar 800 milyon TL” olarak açıklandı.

Bütün “faiz karşıtı” söylemler karambolunda Türkiye’de tarihinin “en yüksek faiz politikaları” uygulandı; “iktidara ilişik medya” yorumcuları, fahiş faizi “iktidarın başarısı” (!) olarak sundular.

Bir hesâplamaya göre, sadece 2019’un ilk 10 ayında, bir dakikada, 201 bin 735 lira faize gitti. Bir günde ödenen faiz 290 milyon 499 bin 365 lira, 51 milyon 506 bin 979 doları buldu. Hazine, ayda 1 milyar 545 milyon 209 bin 370 dolar faiz ödedi.

Ve gelinen noktada birçok ülke “sıfır faizle” dahası “eksi faiz”le kredi bulurken, Türkiye yüzde 7 fahiş faizle bile para bulamıyor. Özetle, muhalefetin tesbitiyle “Türkiye, Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet eder hale getirildi.”

VAZİYET

“On sekiz yıl önce araba mı vardı?”

Meclis Plân ve Bütçe Komisyonu’nda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde bir iktidar partisi milletvekili bu kez “on sekiz yıl önce araba var mıydı, araba?” diye sormuş.

Hatırlanacağı üzere, daha önce de partisinin birçok ilindeki mitinge katılan Cumhurbaşkanı, AKP’nin kurulduğu 2001 yılından çok önce 90’lı, hatta 70’li yıllarda açılan, hizmete giren ve kurulan birçok üniversite, fabrika ve işletmenin “iktidarlarında açıldığını” ileri sürmüştü.

Meselâ, 1992 yılında kurulan 23 devlet üniversitesinden biri olan ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in adı ile kurulan Isparta Üniversitesi için “biz açtık!” demişti. Keza yine 70’li yallardan bu yana yaygın olarak kullanılan buzdolabı için de “Bizden önce buzdolabı mı vardı” diye konuşmuştu.

Oysa AKP iktidarı öncesinde 2002’deki resmî istatistiklere göre, Türkiye’de 4 milyon 422 bin 180 otomobil, 1 milyon 159 bin 70 traktör, 1 milyon 11 bin 284 motosiklet, 794 bin 459 kamyonet, 557 bin 295 kamyon, 235 bin 885 minibüs, 118 bin 454 otobüs, 21 bin 822 özel amaçlı taşıt olduğu kayıtlarda. İlk AKP hükûmetinin işe başladığı 2003’te Türkiye’de motorlu kara taşıt sayısı 8 milyon 903.843.

Bu açıdan, araba fiyatlarının da kat kat katlandığı ve araba sahibi olmanın âdeta hayal haline geldiği vartalı vetirede “On sekiz yıl önce araba mı vardı?” diye sorulması vaziyeti, siyasi saplantının ve saptırmanın nerelere vardığını bir defa daha ortaya koyuyor.

Ve olan yine ülkeye, vatandaşa oluyor; yazık, çok yazık…

İLGİNÇ

“Ayıptır, nereden çıktı bu mafya tehdidi!”

Kadına şiddete karşı İçişleri Bakanı, “Ayıptır yahu, bu kadar kadın cinâyeti işlenir mi? Nereden çıktı bu kadın dövmek; erkeklere sesleniyorum ‘böyle ayıp olur mu?” diye yakındı.

Ne var ki kadınlara yönelik “tehdit” ve “şiddet”e sert çıkan Bakan, aynı günlerde bir organize suç örgütü eski liderinin, milyonlarca oy almış, millet irâdesinin temsilcisi Meclis’in ikinci partisi ana muhalefet partisi liderine “kazığa oturturum!”la başlayan bir yığın tahkirle dolu “ölüm tehdidi”ne sustu; bir türlü “Ayıptır, hiç Türkiye’ye yakışıyor mu?” demedi, sorgulamaktan kaçınıldı.

Ülkede demokrasinin olduğunu, hukukun ve adâletin yaşandığı iddiaları ortasında, ülkenin iç güvenliğinden sorumlu bakan, eski mafya reislerine “Oturun oturduğunuz yerde! Nereden çıktı bu mafya tehdidi?” diye sormadı, sormuyor…

Sonra da “ülkenin yönetildiği”nden dem vuruluyor!

Okunma Sayısı: 2445
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı