"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Adem-i merkeziyetçi Suriye” çarkı

Cevher İLHAN
02 Eylül 2025, Salı
Dışişleri Bakanı’nın 10 Mart’ta Şam’da PKK’nın PYD/YPG komutanı Mazlum Abdi ile HTŞ lideri ve Suriye geçici hükûmetinin başındaki Şara ile imzaladığı “anlaşmaya uymayıp oyunbozancılık yaptığı” şikâyetiyle iyice açığa çıkan “Suriye operasyonu” sürüyor.

Daha önce Şara yönetimine rağmen 26 Nisan’da “sivil ve askerî kurumların entegrasyonu mutabakatı”na aykırı olarak kontrolündeki Türkiye sınırındaki Haseke-Kamışlı’da Barzanî ve Dürzî temsilcilerin de katıldığı “yerel özerklik konferansı”yla müzâkere sürecini baltalayan PYD/YPG’nin ayrılıkçı oldubittileri devam ediyor. En son Şam’dakilerin katılmayı reddedip veto ettikleri Paris toplantısında “tüm toplumsal bileşenlerle adem-i merkeziyetçi Suriye” emrivakisiyle peşinen “Suriye’yi parçalama” peşinde olmaları bunun bariz göstergesi.

Nitekim Trump’un Cumhurbaşkanı’na “tahkirli mektubu”nda, “akıllı ol, aptal olma, general Mazlum’la görüş!” dediği SDG elebaşı Abdi, baştan beri terörist başının 27 Şubat’taki “PKK’nın silâh bırakma ve feshi çağrısı’nın örgütünü bağlamadığı” restini tekrarlamakla kalmıyor; her defasında “özerk - otonom yapı”dan dem vuruyor…

 “FEDERASYONVARİ SİSTEM”LE BÖLÜNMESİ…

Aslında “plân”, her fırsatta köklerinin Osmanlı devletine dayandığını, dedesinin 1900’lerde Osmanlı pasaportuyla Amerika’ya gittiğini anlatıp Türkiye - Lübnan - Suriye’yi “bölge sömürge valisi” havasıyla gezen Amerika’nın Ankara Büyükelçisi ve Trump’un Suriye Özel Temsilcisi Evangelist Tom Barrack’ın ikrarlarıyla açığa çıkıyor.

Aylardır “Osmanlı’daki merkezî ‘millet sistemi’yle farklı milletlerin yüzlerce yıl birlikte yaşadıkları” teziyle “ABD, Suriye’nin bölünmesini, özerkliği ya da federatif sistemi istemiyor” görüşünden çarkla “federasyon altı” “model”i önermesi maksadı ifşa ediyor.

Trump’ın Suriye’de Esad’ın devrilip Colanî’nin-Şara’nın getirilmesini “Ankara’dakilerin zaferi!” olarak lanse etmesindeki gibi “Suriye’de olanların büyük kısmı, büyük bölgesel aktör Türkiye liderliği sayesinde gerçekleşiyor, Türkiye, merkez noktası” övgüsünden sonra, PKK’nın çatı örgütü KCK’nın Suriye kolu PYD/YPG’nin Suriye ordusuna katılımının rafa kaldırılıp “özerklik” paravanında “devletleşmesi” çarpık süreci tetikleniyor. 

Daha da çarpığı, Amerikan Büyükelçisi’nin x hesâbından “Türkiye, Körfez ülkeleri ve Avrupa ile beraberiz, bu kez askerler, nutuklar ya da hayalî sınırlarla değil. ‘Sykes-Picot’ Suriye’yi ve bölgeyi barış için değil emperyal emeller için böldü, nesillere mal oldu. Bunu bir daha yapmayacağız, Batı müdahalesi dönemi sona ermiştir” diye suret-i haktan görünmesi. “Bir asır önce haritalar, manda yönetimleri, çizilmiş sınırlar, yabancı yönetimler dayatması”nı güya eleştirdikten sonra “Suriye’yi de “federasyonumsu model”le ırkî-mezhebî ayırımlarla dilimleme operasyonunu ifşa etmesi. “Suriye’nin yeniden doğuşu, güvenliği, barışı, birliği ve beraberliği” perdesinde “federasyonvari sistem”le dörde bölünmesini önermesi.

“SYKES PİCOT” TEFRİKASINI YETERSİZ GÖRÜYOR

En çarpığı da Amerikan Büyükelçisi’nin “gaddarâne Sevr muâhadesi”ne zemin hazırlayan “İsrail devleti”ne alan oluşturmak için Ortadoğu’yu cetvellerle taksim eden (1916) İngiltere ve Fransa mâmulü ‘Sykes-Picot’u eleştirisinin “iktidara iliştirilmiş yandaş medya”da “emperyalizme karşı Suriye’nin bütünlüğünü istemesi” olarak yorumlanması.

Oysa “arz-ı mev’ud (vaad edilmiş topraklar”) iddiasıyla bölgede “büyük İsrail” önündeki engelleri kaldırma amaçlı “yüzyıl plânı”nı dayatan Trump’un Siyonist damadı ve Evanjelik danışmanları gibi Barrack, “Sykes Picot’ tefrika fitnesi”ni yetersiz görüyor. BOP’la Fas’tan Afganistan’a uzanan coğrafyada yer alan 22 İslâm ülkesinin her birisinin ikiye-üçe bölünmesiyle en az 50 devlete dilimlenip ufaltılması tefrika fitnesi devreye sokuluyor.

Özetle, “Artık iki gücün olduğu Suriye tek elden yönetilemez, köklü değişikliklerle tüm siyasî ve kültürel grupların kendilerini yönettiği ‘adem-i merkeziyetçi Suriye” çıkışı “Amerikan projesi BOP tefrikası fitnesi”ne teşne hali ortaya koyuyor. (Yeni Yaşam gazetesi, 5.8.25)

“Suriye’de tefrika plânı” vakası bu; en vahimi de Ankara’dakilerin milletin önünde “Suriye’nin bölünmesine, sınırımızda ‘teröristan’a izin vermeyiz!” deyip, baştan beri bildikleri ve “ikna edildikleri” “plân”a geldiklerini lâf-u güzâfla örtbasa yeltenmeleri.

Okunma Sayısı: 434
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı