İktidarın reddettiği muhalefetin önergelerine bir yenisi eklendi.
Muhalefete mensup belediye başkanlarının yargılanmasının TRT’de canlı olarak yayınlanmasına dair dokuz aydır bekletilen kanun teklifinin AKP ve MHP oylarıyla reddedilmesi, devlet kanalının siyasî iktidarın şakşakçığını yeniden gündeme getirdi.
Anlaşılan, iktidardakiler de uyduruk “gizli tanıklar”ın isnadlarına inanmıyor ki Bahçeli’nin “açık sözü”ne rağmen iktidar ortağı ve partisi vekilleri İBB duruşmalarının TRT ile özel kanallarda yayınlanmasından kaçınıyor.
Vaziyet şu ki AKP iktidarında, özellikle “tek kişilik otoriter rejim”de, milletin vergileriyle fonlanan bir kamu yayıncısı olan TRT, yayın ilkelerini, hakkaniyeti ve tarafsızlığı ihlâlle muhalefete tam bir karartma uygulanıyor. Siyasî iktidara eleştiride bulunan özel kanallara sorgusuz sualsiz el konulup “yandaş medya”dan atanan “kayyımlar” üzerinden TMSF’ye devriyle Saray iktidarının güdümüne sokuluyor.
Yargılamaları bir yana daha sorgulamaları başlamadan, iddianameleri hazırlanmadan sözkonusu televizyon sahiplerinin aylarca tutuklanmasıyla tam bir baskı uygulanıyor.
Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde AKP Genel Başkanı olan “cumhur ittifakı” adayına 58 saat canlı yayında yer verilmesine mukabil, “millet ittifakı”nın adayına sadece 52 dakika verilmesinde olduğu gibi temel haklar gasb ediliyor.
Keza iki aylık kampanya diliminde partili Cumhurbaşkanı 2 bin 952 dakika ekranda gösterilirken, ana muhalefet partisi Genel Başkanı’nı toplam 43 dakikayla sınırlamakla 70 kat kıyak iltiması ve istismarı sürüyor. Bakanların, iktidar partisi sözcülerinin demeçleri de eklenince TRT’de muhalefete tahsis edilen süre iktidarın yüzde birini bile bulmadı, bulmuyor.
Ya da Mart 2024 mahalli seçimlerde AKP’nin İstanbul ve Ankara Belediye Başkanı adaylarının onlarca dakika ekrana çıkarılmasına karşı “millet ittifakı” adaylarına hiç yer verilmemesiyle açığa çıkan çarpıklıklarla milletin hakkı ve hukuk hiçe sayıldı, sayılıyor.
Darbe ve ara dönemlerde bile yapılmayan tarafgirliğe tevessül ediliyor. O denli ki “partizanlık”ta sınır tanımayan TRT, “yandaş kanallar”la âdeta yarışıyor.
Kısacası siyasî iktidarın “propaganda makinesi” ve “aparatı” haline getirilen ve “iktidara iliştirilmiş medya”yı sollayan TRT’nin partizanca borazanlığı devam ediyor.
TESBİT
Kanununu çiğniyor!
Tesbit şu ki iktidarı eleştiren kanallara kat kat para, yayın durdurma ve ekran karartma cezalarıyla kalmayan ve “siyasetin sopası” durumuna düşürülen RTÜK, yaman çelişkili çifte standartlarla iktidara methiyeler dizen devşirilmiş onlarca “havuz medyası” kanalı gibi TRT’yi de yanlı yayınlarında muâf tutuyor.
TRT’nin milletin değerlerine, inançlarına ve kültürüne aykırı olarak trilyonları harcadığı ve dünyaya ihracıyla övündüğü dizileri engellemedi, engellemiyor. Vatandaşların binlerce şikâyetine rağmen “yandaş kanallar”dan akan, âile mahremiyetini, ahlâkı yerle bir eden rezâletlerin sergilendiği “gündüz programları”na göz yumuyor.
Böylece milletin malı devlet kanallarının yayınlarında adâleti ve fırsat eşitliğini esas alan 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun berhava ediliyor.
Oysa Anayasanın 133. maddesi ve 2954 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Kanunu uyarınca TRT televizyonlarının tarafsız bir kamu tüzel kişiliğe sahip bir kamu yayın kuruluşu olması gerekiyor. Yine Anayasanın 79. maddesiyle seçim döneminde YSK denetiminde “her türlü yayının dürüstlükle yapılması”nı zorunlu kılıyor.
Buna göre “kamuoyunun sağlıklı ve serbestçe oluşabilmesi için halkı ilgilendiren konularda taraf tutan tek yönlü yayın yapılmayacak, bir siyasî partinin, grubun, çıkar çevresinin menfaatlerine âlet olunmayacak.” Ancak TRT bu kurallara da uymuyor. Kutuplaşmayı tahrikle milletin birliği ve bütünlüğü baltalanıyor.
Özetle, aynı günde iktidar partisini 6.5 saat, muhalefeti 67 saniye gösteren TRT, Anayasayı, kanunları ve “yasası”nı çiğnedi, çiğniyor. Göz göre göre haksızlıklar ve hukuksuzluklar dayatılıyor.
“Nâmusla, ahlâkla, dürüstlükle yayın yap!..”
“Milletin parasıyla, vergisiyle hizmet vermesi gereken TRT millete hizmet vermiyor. Bugün pahalı televizyonlardan maalesef TRT’nin ucuz yalanlarını işitiyoruz. TRT’ye çağrımdır; nâmusla, ahlâkla, şerefle, haysiyetle, dürüstlükle ve doğrulukla yayın yap!”
Umut Akdoğan, Ankara milletvekili