"Ve keza, bu âlemde, pek ihtişamlı bir rububiyet âsârı ile şaşaalı bir saltanatın şuaları görünmektedir.
Evet, görüyoruz ki, koca arz, sekenesiyle beraber, ehlî, zelil, mutî bir hayvan gibi, o rububiyetin emri altında beslenir. Güzde ölmesi, baharda dirilmesi ve bir Mevlevî gibi raks ve hareketi ve sair bütün işleri o emre tâbi olduğu gibi, şemsin de seyyaratıyla tanzim ve teshiri ve sair vaziyetleri o emre bağlıdır."1
Şu âlemde herbir cisim İlâhî emirlere göre hareket etmek üzere terbiye edilmiş, tanzim edilmiştir. Tekvinî kanunlar olarak isimlendirilen, İlâhî emirler şeklindeki esaslara kâinatta ne varsa hepsi itaate mecburdur. Bir tekine bile isyan edenin başı kırılır, vücudu dağılır. Dünyamızdan 1300.000 defa daha büyük olan güneş bu kanunlara itaat etmek mecburiyetinde olduğu gibi, kan ile beslenmek üzere midesi tanzim edilen pirenin rızkını sağlamak için insan ve hayvanatın bütün organları ve onların hizmetini gören arz ve güneş sistemi bu emir hükmündeki kanunlara itaat etmek zorundadır. Bu tekvinî kanunlar kâinattaki nizam ve intizamı sağlamak, bütün mahlukatı birbirinin yardımına koşturmak, kısacası kâinattaki nizam ve intizamı sağlamak için konulmuştur.
"İlim maluma tabidir" yani kâinattaki nizam ve intizamı sağlayan bu tekvinî kanunlardan insan aklı hangisinin sırrını anlamışsa onlardan pozitif ilimler doğmuştur. Bütün mucitler ve kaşifler bu kanunların sırrını çözerek sonuca ulaşmışlardır. Bunlardan da tıp, fizik, kimya, jeoloji, vs. pozitif ilimler doğmuştur. Yeryüzünde geliştirilen bütün teknolojiler bu kanunlara riayetle mümkündür. " Yer çekimi kanununa itaat etmeyen birisi uçmak niyetiyle kendisini uçurumdan aşağı bıraksa başı kırılır vücudu parçalanır.
Çekim kuvveti ve merkezkaç kuvveti
Bu iki kanuna kâinatta ne varsa hepsi itaat eder. Bu kanunları koyan, iradesiyle emreden, nihayetsiz kuvvet ve kudretiyle emrine itaat ettiren Allah, elbette nihayetsiz bir ilim, kuvvet, kudret sahibidir. Herşeyi gören bir gözü, herşeye geçen bir sözü vardır. Bu emre maddenin özelliğini gösteren en küçük parçası olan atomun yapısındaki çekirdek ve elektronlar, güneş sistemini oluşturan güneş ve seyyarat, galaksilerdeki merkezî çekim alanı ile etrafında seyreyleyen güneş sistemi gibi sistemler, semavattaki bütün galaksilerin etrafında seyrettiği " Güneşler güneşi" itaat etmektedir. Bu iki kanuna itaatle, kâinattaki bütün cisimler hassas bir dengeyle birbirine bağlanmışlardır.
Akılalmaz bir hassasiyetle, ince hesaplarla birbirine bağlanan kâinat ecramı hepsi bir anda kendilerine tayin edilen yörüngelerde, belli ağırlıkta bir kütle ile dengeyi sağlayacak bir hızla, bir emirle hepsi aynı anda hareket etmeleriyle nizam ve sağlanabilmektedir. Yoksa bu kâinatın küreleri bir zincirin halkaları gibi tek tek eklenerek düzenlenmesi mümkün değildir.
"Ve keza, bu âlemin geliş ve gidişatında ve bütün mahlûkatın bir hedefe sevkinde ve semavî, süflî bütün ecramın bir kudrete bağlı ve musahhar olmasında pek büyük bir saltanat eseri görünüyor. Ve bundan anlaşılıyor ki, bu mevcudatta tasarruf eden Sâniin azîm rububiyetinde harika bir saltanatı vardır."1
Dipnotlar:
1- Mesnevî- i Nuriye, s. 5.
2- Age., s. 56.