TÜİK Başkanı, ana muhalefet partisi liderinin enflasyon ölçümleri hakkında bilgi edinmek için kurumu ziyaretini kabul etmeme sebebini “Kurumu siyasî tartışmaların bir parçası haline getirmek istemedim. Bu kurum siyasetten ve tartışmalardan uzak kalmalı” olarak göstermiş. (Kemal Öztürk, HaberTürk, 27.12.21)

Oysa genel başkan ve milletvekilleri bir yana Anayasa ve yasa gereği “bilgi edinme hakkı”yla kamu kurumlarının bütün vatandaşlara açık olması gerekiyor.

Nitekim TÜİK sitesinde de yer alan 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu ile bu kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelikte herkesin bilgi edinmek için kuruma başvurabileceği belirtiliyor.

Zira “birinci maddesi”nde “kanunun amacı”, demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarını esas alıyor; “ikinci maddesi”nde ise “kamu kurum ve kuruluşları ile bu nitelikteki meslek kuruluşlarının faaliyetlerine dair vatandaşların “bilgi edinme” talebini yerine getirmesini zorunlu kılıyor.

Aslında TÜİK’in enflasyon ölçme sepetindeki ürünleri değiştirerek tepeden gelen “tâlimat”la iktidardakilerin “isteği”ne göre enflasyonu sürekli ve kat kat düşük gösterdiği herkesin mâlûmu.

Özetle, millet irâdesinin temsilcisi Meclis’in ikinci büyük grubu başkanının ziyaretinin reddiyle bu kamu kurumu bile bile “siyasî tartışmaların odağı ve parçası” haline getirilmiş. 

Kurumun şeffaflığına ilişkin Başkan’ın “Her şeyimiz çok açık, net ve gizlenecek hiçbir şeyimiz yok” ifadesi ise sadece gülümsetiyor.

VAZİYET

128 milyar dolarla ne yapılabilirdi?

2021’de doları 7 lirada tutmak için Merkez Bankası’ndaki 128 milyar doların nereye gittiği, kime, kimlere satıldığı, Londra’daki bir avuç tefeciye mi teslim edildiği?!” sorularına iktidardakilerce doğru dürüst bir cevap veril(e)mezken, bugünkü kurla 128 milyar dolarla -600 milyar lira tutarıyla- nelerin yapılabileceği değerlendirmeleri yapılıyor.

Hesaba göre, 128 milyar dolarla 10 milyon işsizin her birine bir yıl boyunca ayda en az üç bin lira para verilebilirdi. Bir milyon 300 bin esnafın 13 milyar liralık kredi borcunun tamamı silinebilirdi.

Yahut çiftçilerin bankalarda tâkibe düşen 5 milyar tutarındaki kredi borçlarının tamamı veya küçük işletmelerin tâkibe düşen icralık olan 16 milyar liralık bütün kredi borçları ödenebilirdi. Yine yıl boyunca 1 milyon 239 bin esnafa her ay üç bin lira yardım edilebilirdi.

Veya salgında Millî Eğitim Bakanlığı’nın EBA verilerine göre uzaktan eğitimden yararlanamayan 4 milyon 800 bin öğrenciye tablet alınabilirdi. Ya da toplam 24 milyon 604 bin 86 hanenin her birisine 49 bin 578 lira destek sağlanabilirdi.

Gerçekten, 128 milyar dolar nasıl hebâ edildi de vatandaşlar bu kadar destekten mahrum edildi?

KISACA

“Durmak yok, soymaya devam!”

“Eskiden belediyeler üzerinden ‘imar yolsuzluğu’ ile siyasetlerini finanse ediyorlardı; artık o yetmiyor, Merkez Bankası üzerinden ‘dolar yolsuzluğu’ ile finanse ediyorlar. Durmak yok, soymaya devam!”

Gültekin Uysal, Demokrat Parti Genel Başkanı

SÖZÜN ÖZÜ

“Eyyühe’r rüus ve rüesa! (Ey reisler ve yöneticiler!) 

Elinizdeki malımızla ve yanınızdaki aklımızla bize hizmet ediniz!”

(Bediüzzaman, Münâzarât, 230)