"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeni Asya sadece bir gazete değildir

Deniz DOĞANAY
23 Şubat 2016, Salı
Özledik lahana yaprağı hasretlerini saff-ı evvellerin, kâinata değişilmeyen Zübeyr’in ittihad için günlük yazı arzularını.

İman noktasında tesirli hizmetler yanında,

İçtimaî vahdet ve vifakı sağlayacak günlük gazete arzularını,

Matbuat lisanı ile neşir zamanı geldiğinin sinyalini almıştı Gündüzalp ve arkadaşları,

Ortak akılla karar vermişlerdi gazete neşrine,

Nurun hizmetine değil mani olması, destek vermek ve müdafaa bekçisi olarak,

Kutlular görevlendirildi, Polat gibi irade gösteren Mustafa’larla,

Mes’ul fedai Aksakal dekilanlı, tam güven ile göğüslüyordu mahkemeleri,

Berk gibi savunucusu vardı Asya’nın bahtını açacak neşriyatın,

Basında dili olacaktı Nur’un ve hadimlerinin,

Müthiş bir heyecan fırtınası ile başlamıştı hararetle Şubat’ın soğuğunda,

Nurları tam bir başarı ile savunarak Bab-ı Ali’de ceraid-i diniye sahasında,

Nasayih-i diniyeyi, o mütehassis ve müteheyyiç vicdanlara yağdırmakta idi,

Genç gazete ve heyecanlı, fedakâr kadrosu tüm yayın dünyasına,

Üç Mehmet’lerden alarak meşveret sıcaklığını tüm diğer can dostlarıyla,

Beş-on müttehid kardeşin oturduğu ve aynı tabaktan yenen sofralarla,

Geri gelse uçağa yetiştirilen son baskı ardındaki yorgun mutluluklar,

Analtır sevinci, ihlası, kardeşliği, fedakârlığı ve diğerinin hissiyatı ile yaşayıp,

Meziyatları ile iftihar eden kahramanların fırtınalı dayanışmasını,

Kırkyedi yaşındaki olgun genç, geri gelsin onlu, yirmili yaşların.

Fırıncı, Birinci desteklerle yürürken Kutlular ile gayyur bir gurup,

Duaları ve tüm gücü ile müzahir olan Tahiri, Sungur, Bayram Ağabey, 

Hatırlatsın bizlere Can’ların, Demirel sebatında fedakârlıklarını,

İbrahime tevarüs etmiş Vehip çizgileri, Nezih bir simadan benzeri Güleçyüz’e

Dejavu değil gerçek bir serüven, lahana yaprağının kalplerdeki cemreleri,

Baş makalelerini özledik, başyazarın müceddidi paylaşımlarını mütalaa ederek,

Dağıtım şirketlerinden günlük ve hatta önceki günkü gazetelerimizi beklerdik ya..

Dağıtıcıların birkaç günlük olarak getirmesini bile özledik.. 

Biz sıcak evimizdeyken daha, son uçağa veya kamyonlara yetiştirme telaşını,

Nasıl da geç saatlerde dağıtıcı ofislerine heyecanla uğrardık, seninle buluşmaya,

İstanbul’da bazen geç saatlerde genç insanların elinde rastlardık sana,

Bozulurdu moralimiz, gelmediğin sabahlar, nasıl da kızardık(!) sebeplere...

Gelsin yine Bahtiyar ihtiyarın etrafındaki gençlerin varisleriyle buluşmalar,

Yarım asra yakın kemal yaşınla, ittihad etsin gençler, genç hissedenler,

Latif, Vatansever, Ali, Halil, gençlerin Recep, Şaban ve Ramazanlarla,

Çalışan, yazan, dağıtan ve okuyanlarınla aynı davaya inanmış,

Allah’a, Peygamberine ve sünneti olan sadakate, getirdiği kitaba,

Kur’ân henüz yeni inmiş gibi, herkes aradığını bulmuş gibi,

Böyle bir hal vardı ya onlarda, üstadlarının etrafında dönerlerken,

Başyazarın etrafındakiler âdeta Asr-ı Saadeti hatırlatıyordu ya,

Tüm zorluklara rağmen yüzleri nur ve huzur içindeydiler,

Sen Yeni Asya, Âlemlerin Yaratıcısına bağlanan ve o yolda yürüyenler gibi,

O yolun kara sevdalısı olanlar gibi, büyük devrilişler, yıkılışlar, çökülüşlere rağmen,

Hakikatı ifade ve hakkı savunmada tavizsiz bir tavırla müsbet mücadelenle,

Zülfikar misali kalemlerin ve manevî cihadı deruhte eden tamir mesleğinle,

Nurlara saykal vuran nüshalarınla, bu modernist akımlar karşısında,

Yıkılmayan kalmamış, susmayan dil yokken, herkesin ve herşeyin fiyatlandırıldığında,

Sen istikametini bozmadan hakikatı, doğruyu, şefkatı ve hakkı savundun,

Yalnız olduğuna aldırmadan, yüklenmiş olduğun görevin idrakinde,

İstikameti gösteren Nurlardan aldığın ilhamla pusula gibi sayı ve çokluğa aldırmadan,

Ayakta ve doruklardan güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar,

Sahil-i selamete giden kafilenin Amiral Gemisi oldun,

Başın Ağrı kadar, Süphan kadar, Başit kadar vakur,

Seni hiçbir güç eğemedi, hiçbir âlim yenemedi, kayalar gibi çetin, müthiş iradeni,

Şimşekler gibi zekânı, ayak oyunları, darbeler, saldırılar, algı operasyonları aşamadı,

Kuruluş destanını okuduk, yıldönümü konuşmalarını dinledik,

Nefis ve bireycilik erimiş, şahs-ı manevî görüntüsü öne çıkmış,

Güç odakları seni yolundan çevirememiş, sistemli bir direnişle destanlar yazdın,

Çünkü fiyatın yok senin, kimse alamaz müttehit okuyucularından,

İmanından gelen sonsuz bir kuvvet ve cesaretle karşı koyuyorsun,

Başyazarında tecelli eden “İnanıyorsanız muhakkak üstünsünüz” prensibi,

Sende de yansımış, köşe yazıları, ropörtajlar ve haberlerinde,

Savrulmalar asrındayız, savrulmayan kalmamış,

Hürriyet-i şer’iyye manasındaki demokrasiyi demokratlara rağmen savunmandan,

Güç alıyor tüm okuyucu ve gönül dostların,

Nurlardan kaynaklanan meşveret kararlarınla devam ve sebat mesleğinden,

Büyük olmak için kendine yabancı olman ve tiraj adedinin önemi kalmadı artık,

Attığın adımlar pusula kabul edilmeye başlandı,

Az kaldı beşyüz altıya, dördüncü devreye, kardelenlerin müjdeyi tescillemesine,

Yaptığın görevlerle, karanlıklar aydınlandı, gönüllere cemre düşüp başağa durdu,

Düşmanların ve ahmak dostlarınca damgalanmana aldırmıyorsun zaten,

Mahkumken hükmeder durumundasın gönüllerde, itiraf edilemezse de şimdilik,

Demokratlara da nokta-i istinadsın, karanlıklar henüz aydınlanmamışken,

Vatan sathını mektebe dönüştürme arefesinde gayrete devam,

Dağı delmek üzere manevî sondajların, çoğu gitti azı kaldı,

Hapishane ve zindanlar medrese olma yolunda neşriyatınla ayna olduğundan nura,

Karanlıklar ve gönüller aydınlanıyor sebatın karşısında eriyerek,

Bandrol verilmemişti ya iki yıl önce, ihlâsla dayanınca haksızlığa,

Güce dönüştü acz, fakr, şükr ve tevekkülün harika bir şekilde,

Senin sözcülüğünde Nurlar kendi kendini müdafaa eder hale geldi saldırılara karşı,

Tıpkı Kur’an’ın kendi kendini i’cazı ile müdafaa etmesi misali,

Kavuştun asıl gaye edindiğin neşriyat hizmetine kaldığın yerden devamla,

Haydi Yeni Asya’m, şahlanarak yürü neşr-i envar-ı Kur’an’a sadık ve halislerle,

Kalın duvarlar seni onlardan ayıramadı, letafetler haline gelen manilerle,

Bu durum ruh âleminin okyanuslarında büyük dalgalar meydana getirdi,

Dalgalar yer yer her tarafı sardı Yeni Asya’m, filizlenen gönüllere ulaştı,

Her okuyucun bir yansıtıcı, bir höperlor olarak tanıtıma hazır,

Nurları neşre muntazırdırlar, ışıktan hoşlanmayanların rağmına,

Şimdi Türkiye’de, her kesim sana saygı-gıpta-takdir duymaktadır,

Tebrik ediyoruz sinn-i kemale erme yaşını,

Başarı ve ittihadı sağlayacak neşriyatınla,

Demokrasi ve huzura, barışa, ittihada vereceğin

Güç, kuvvet ve müjdelerinle müjdelenmek duasıyla,

İyi ki varsın, ülke ve İslam âlemi için bir ışık olarak parlayarak.

Okunma Sayısı: 1485
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı