"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Toplum kasıtlı olarak eğitimsiz bırakılmıştır

05 Mayıs 2019, Pazar
Kasıtlı olarak eğitimsiz ve yoksul bırakılmış halkın ne kendisini savunacak bir siyaset için bilgisi ne de bu siyaseti oluşturacak millÎ ve yerli güçleri destekleyecek takat, inanç ve gücü kalmıyor. Din, kültür ve gelenek adına ne varsa hemen hepsi malÎ narsisizmin diktatörlüğü altında ezilip, dönüştürülüyor.

EĞİTİM NEREYE GİDİYOR?-1

Gürkan Avcı / DESAM Başkanı 

***

GİRİŞ: Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi (DESAM) tarafından düzenlenen ve Genç Demokratlar Vakfı ile Ankara Girişim Grubu’nun da katıldığı ‘Eğitim Nereye Gidiyor?” başlıklı konferansta DESAM Başkanı Gürkan Avcı’nın konuşmasıdır.

***

Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi (DESAM) tarafından düzenlenen ve Genç Demokratlar Vakfı ile Ankara Girişim Grubu’nun da katıldığı ‘Eğitim Nereye Gidiyor?” başlıklı konferansta katılımcılara bilgi veren DESAM Başkanı Gürkan Avcı, ‘Eğitimde Gelecek Araştırmaları Enstitüsü’ kurmayı amaçladıklarını ilân etti.

Üç girişimin işbirliğinde kurulacak olan ‘Eğitimde Gelecek Araştırmaları Enstitüsü’ ile eğitimde farklı fikirlerin, inovasyonların ve alternatif gelecek odaklı planların sunulduğu forumlar düzenlemeyi arzu ettiklerini söyleyen Gürkan Avcı, tüm toplumun eğitim yaşamına dair bütün süreçlerin gelecek projeksiyonunu yapmak için gerekli bilgi ve kadronun üretilmesini hedeflediklerini söyledi.

Avcı şunları kaydetti; Bu enstitüde ‘Eğitim Ekosistemi ve Geleceğin Öğrencisi’ konusunda çalışmalar yapacağız. Türkiye’de ve dünyada okulların geleceğine dair yeni modeller oluşturmak için çalışacağız.

ESAM’ da ben siyasî görüşlerimi değil sahip olduğum demokratik ekolu savunuyorum. DESAM’ da çok sert eleştirilerde bulunduğumda oluyor, ancak bunlar pozitif ve yapıcı nitelikte eleştirilerdir. DESAM’ın amacı halkımıza yeni nesil eğitim bilinci ve demokrasi kültürünü kazandırmak ve bu alanlarda ilgili kurumlara danışmanlık yapmak ve yönlendirmektir.

TÜRKİYE’NİN EĞİTİM HEDEFLERİ GERÇEKTE VAR MI? NE KADAR VAR?

Onun için konuşmama şu soruları sorarak başlamak arzusundayım. Küreselleşme, blockchain ekonomisi, yapay zekâ, sosyal medya ve dijital devrim gibi jeneriklerin yarattığı değişimlerin savurduğu yenidünyada Türk eğitim isteminin refleksleri ve beslendiği güç kaynakları yeterli midir?  Korunaksız yenidünyanın yaşadığı çaresiz kafa karışıklığında 2023, 2053 ve 2071 millî hedeflerini ifşa eden Türkiye’nin eğitim hedefleri de var mıdır?  

Kamusal eğitimi zayıflatan, piyasalaştıran ve niteliksizleştiren finans kapitalin yenidünyası ‘ne kadar para, o kadar kaliteli eğitim’ mottosuyla büyüyor ve büyülüyor. Vahşi neoliberal ekonominin esip gürlediği yenidünyada sermaye, bürokrasi ve siyasetin elitleri hariç herkes kalitesiz, ruhsuz, sağlıksız, verimsiz ve baştan savma eğitime mecbur ve mahkûm durumda. 

Böylesi bir küresel fotoğrafın baskıladığı Türkiye’nin çoğullaşan eğitim sorunlarına tez elden çare üretmesi gerekiyor. Çünkü millî ve muasır bir eğitim vizyonu olmadan hiçbir sorun neşet olmuyor. Millî eğitim olmadan millî entelijansiya ve akabinde millî ekonomi de olmuyor, oluşmuyor…

TÜRK TOPLUMU KASITLI OLARAK EĞİTİMSİZ VE YOKSUL BIRAKILMIŞTIR!

Vasatlığın tahakkümü altındaki Türk eğitim sisteminden mülhem vatandaşlar sahte umutlar ve bireycilik pompalayan hibrit siyasetin peşinde ömür tüketiyor. Modernleşme ve teknoloji ahlâkî çürümeyi ve manevî yoksullaşmayı getiriyor.

Böylesi bir toplum ilkeli ve farkındalığı yüksek bir siyasî iradeye de heves etmiyor. Kasıtlı olarak eğitimsiz ve yoksul bırakılmış halkın ne kendisini savunacak bir siyaset için bilgisi ne de bu siyaseti oluşturacak millî ve yerli güçleri destekleyecek takat, inanç ve gücü kalmıyor. 

Din, kültür ve gelenek adına ne varsa hemen hepsi malî narsisizmin diktatörlüğü altında ezilip, dönüştürülüyor...

Küresel finans kapitalin hükümranlığındaki yenidünyada millî-ulus devletler eğitim sistemi üzerinden bozunuma ve parçalanmaya hedef. Toplumlara bireycil gelecek umutları, reaktif kadercilik, öte dünya vaatleri ve yüksek hamaset pazarlayarak meşrû ve haklı tepkilerin önü kesiliyor.

Türkçe, tarih, edebiyat, din ve ahlâk bilgisi, sosyal bilgiler… ders kitaplarımıza bir bakın. En -en  -en büyük, güçlü, kahraman, savaşçı, cesur, çalışkan olduğumuzu terennüm edip sadece kuru bir gururla avunmamızı öğretiyor…

Ama yıllarca talim ettirilip ezberlettirilen bu kitapların çocuklarımızın zihin dünyasında nasıl bir yapılandırıcı karşılığı vardır? Bilinçaltımıza yapıştırılan bu kas ve kılıç gücüne, mukayeseli ‘En’lere dayalı repliklerden öte bir rolümüz yoktur; yani geçmişimizdeki derin ahlâk, feraset ve büyük akıl, bilgi yoktur.

DEVAM EDECEK...

Okunma Sayısı: 2802
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı