Bilime Katkısı

Engizisyon mahkemeleri dönemi Avrupa’nın orta çağ dönemidir. 1542 yılında Papa lll. Paulus tarafından kurulan bu mahkeme sisteminde, Papa’nın halka söylediği şeyleri söylemek ve doğrulamak zorundaydınız. Aksi bir şey söylemeniz halinde “dinsiz” ilan edilirdiniz ve mahkeme size ceza verirdi. 

Galilei’nin de bildiğini açıkça söyleyememesinin tek sebebi, Avrupa’nın cahilliğidir.  

Galileo Galilei,15 Şubat 1564’da doğmuş, 8 Ocak 1642’da ölmüştür. Kendisi İtalyan’dır. Astronom,  Fizikçi, Mühendis, Filozof ve Matematikçidir. Rönesans'ın bilimsel devrimine büyük katkıda bulunan Gallei’ye “gözleme dayalı astronominin babası”, “modern fiziğin babası” ve “bilimin babası” gibi isimlere anılmıştır. Gözleme dayalı astronomiye katkılarının arasında Venüs'ün evrelerinin teleskopik kanıtı, Jüpiter'in en büyük dört uydusunun keşfi, güneş lekelerinin gözlemi analizi bulunmaktadır. Jüpiter’in uydularına bu nedenle Galileo'nun uyduları adı verilmiştir.

Galileo ayrıca uygulamalı bilim ve teknoloji alanında da çalışmış ve geliştirilmiş bir askerî pusula gibi başka aletler icat etmiştir.      

Dünya Dönüyor

Avrupa’nın hemen yanı başında Endülüs’te Müslümanların yoğun şekilde bilime yöneldikleri o dönemde, Avrupa’da batıl inançlar bilimin önünde seyrediyordu. Galilei gibi bilim adamları bu yüzden Avrupa’da sürekli dışlandı. Ama Galilei mücadeleyi bırakmadı.

1633 yılında dünya dönüyor dediği için Engizisyon Mahkemesine çıkarıldı. Dünyanın güneş etrafında dönmediğini söylemeye zorlandı. Dünyanın dönmediğini söyledi, çünkü üzerinde ölümcül baskı vardı. Ama bu içine hiç sinmedi. 

Nihayet Galilei mahkemeden çıkarken, “Siz ne derseniz deyiniz, dünya dönüyor.”  demekten kendini alamadı.  

Avrupa’da bu dönemde bilime karşı korkunç bir güvensizlik vardı. Oysa bir adım berisinde, Müslüman Endülüs’te hararetle bilim yapılıyordu.

Endülüs’ten Avrupa’ya gelmiş bir hekim, Avrupa’da büro açıyor, ama hasta bulamıyordu. Çünkü ona tedaviye gelmiyorlardı. Bu, tamamen bilinçsizlikten ve cahillikten kaynaklanıyordu. Çünkü onlar hastalığı şeytanın işi sanıyorlar ve şeytanı kovmak için bedenlerine türlü işkenceler yapıyorlardı. Bilime inanmak dinsizlik sayılıyordu.

Böyle bir dönemde Avrupa bilimde ve teknolojide Rönesans dönemini başardı ve Orta Çağı atlattı. Ama bu dönüşüm Avrupa’nın yüzyıllarına mal oldu.     

Bu Terslik Neden?

Dünyada bir terslik var. Zamanla modern bilim Avrupa’ya geçti, Avrupa’yı bugünkü seviyesine yükseltti. Müslümanlar ise o günkü bilimle bugün yıldızlar arasında dolaşacak seviyeye gelmiş olması gerekirken, maalesef bilimde Avrupa’nın gerisinde bulunuyor. Bu nedenle de maalesef bugün Müslüman ülkeler, üçüncü dünya ülkeleri arasında yer alıyor. Bilimde ve teknolojide geri bulunuyor. 

Nitekim, dünyanın ve güneşin kendi yörüngelerinde döndükleri Müslümanların mukaddes kitaplarında bin dört yüz yıldan beri yazıyor: İşte ayet: “Ve'ş-şemsu tecrî li müstekarrın leha.” "Güneş kendi yörüngesinde akar gider."1

Şüphesiz bilimde ve teknolojide Müslümanlar bugünkü durumlarını hiç de hak etmiyorlar. Çünkü kendilerini bilim yapmaya teşvik eden bir dinleri ve mukaddes kitapları var. Buna inanıyorlar. Ama tembellik, dünyaperestlik, bencillik, husumet gibi kötü ahlâklar onların geri kalmalarına sebep oldu.  

Dipnot:

1- Yasin Suresi: 38.