Gittiği ülkelerde üslubunu çok iyi kontrol ederken, sadece ticaret anlaşmalarına yoğunlaşıyor. Çünkü şu dönemlerde tek gayesi ABD için yani kazanımlar elde etmek. Kendisi devlet başkanlarını kabul ettiğinde ise, çağrılan ya da gelen başkanlara göre yeni tiyatral karşılamalar dünya kamuoyuna servis ediliyor. Önceden planlanmış şekilde gelen başkanı âdeta sorguya çekiyorlar. Bu tavır Zelensky ile başladı, farklı şekilde devam edeceği anlaşıldı. Şimdilerde oval ofiste karşılanmak çok pahalı. Çünkü ABD’nin size nasıl bir hesap ekstresi keseceği belli değil. Sinirlerine hâkim olan kazanıyor sanki. Zelensky sonrası ABD’nin elde ettiklerine bakalım. Ukrayna’nın yıllarca NTE ve gelir kaynaklarına el koydular, çünkü yardım olarak gönderdikleri 550 milyar doların diyetini istediler.

Oval ofisi ziyaret eden başkan ise Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa. Beklemediği bir tavırla karşılaştı. Neden böyle bir tavır sergilendi gelin ona bakalım. Bu tavrın altında aslında İsrail’e karşı ilk defa uluslararası ceza mahkemesinde açtığı dava olduğunu söyleyebiliriz.  ABD, UCM’nin İsrail’in “soykırım suçu işlediği” yönündeki kararı ve Netanyahu hakkında tutuklama talebinde bulunmasının acısını  Oval Ofis’te çıkarma peşinde idi. Adeta öç aldılar. Önceden kurgulandığı ve hazırlıkların yapıldığı çok netti. Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa, Trump'ın "beyazlara soykırım" suçlamalarıyla bir anda karşı karşıya kalmıştı.

“Beyazlara yönelik kitlesel cinayetler ve topraklarına el konulması” yönündeki iddialara karşı olayları araştırmaya hazır olduğunu söyledi. “İnsanlar güvenlikleri için Güney Afrika’dan kaçıyor. Topraklarına el konuluyor, birçok durumda öldürülüyorlar” ifadelerini kullanmasına da belki devlet adamı duruşu ile sessiz kalmayı yeğledi. Bu fotoğrafların nerede çekildiğini sorsa da Trump bu soruyu geçiştirdi. Trump’ın gösterdiği videoda, beyaz haçlarla işaretlenmiş ve beyazların mezarları olduğu öne sürülen sahneler ve bazı muhalefet liderlerinin kışkırtıcı konuşmaları yer alıyordu. 

Ramaphosa, ülkede suçun ciddi bir mesele ve kurbanların büyük kısmının siyahlar olduğunu belirtmesine rağmen Trump duymadı bile. “Çiftçiler siyah değil” dedi. Ramaphosa ise, “Bu endişeleri sizinle konuşmaya hazırız” diye cevap vermesi önemli idi. 

Trump aslında daha önce de kendisine yöneltilen UCM baş savcısı Karim Khan için de, İsrail için verdiği kararlar nedeni ile aleni olarak ona karşı propaganda yapmış, her platformda eleştirmişti. UCM’nin kararını yok saydıklarını dile getirirken, bunu bir adım daha öteye taşıyarak seçildikten sonra beyaz saraya Netenyahu’yu çağırmıştı. 

ABD, UCM’nin aldığı kararı yok sayıyordu. Netenyahu Trump’tan aldığı cesaretle, Macaristan ve Yunanistan’ı ziyaret etti. “Ülke dışına çıktığında tutuklanması gerekir” şeklindeki müeyyideyi yok saydılar. 

Ramaphosa'ya yapılan, diplomasi dili ile İsrail’in öcünü almaktı. Özellikle kendi ülkesindeki muhalefetin sözlerinin ve yayınlarının bizzat Trump tarafından servis edilmesi, “iktidarını sallarız” şeklinde algılanabilir. Bu açıdan yakın zamanda Güney Afrika’da iktidar değişimi olursa şaşırmayın.