On bir ayın sultanını hüzünlü bir şekilde geride bıraktık.
Ramazanda beslenme alışkanlıklarımız değiştiği gibi bayramın birinci gününden itibaren oruç tutulacak saatlerde besin tüketimi sağlanacağından dolayı hormonal değişimler gerçekleşecektir.
Özellikle ramazan ayında iftar saatinde yüksek miktarda besin tüketimini bir anda sağladığımız için insülin sekresyonunda artışlar ve kan şekerinde ani dalgalanmalar görülmektedir. Bununla beraber sahura kadar ki besin tüketiminde kan insülin seviyesinde artışlar devam etmektedir.
Bayramda beslenme biçimimizin ani değişimleriyle gastrointestinal hastalıklar kendini gösterebilmektedir. Kabızlık, gastrit, ülser şikayetleri gibi hassasiyetler artabilir. Bununla beraber karbonhidrat değeri yüksek olan besinleri sık sık ve sürekli tüketimi insülin direnci gelişimini oluşturabilir.
Eski beslenme düzenine geçiş sağlamak için
Kahvaltı örneği: (kişiden kişiye değişkenlik gösterir)
1 adet yumurta ve yumurta büyüklüğü kadar beyaz peynir ile protein gereksiniminizi ve doygunluğunuzu arttırabilirsiniz. Sağlıklı yağ tüketimini ihmal etmeyin. Zeytin – zeytin yağı gibi bağırsak peristaltik hareketine yardımcı olacak kaynaklardır. Tabı ki sofralarımızda olmazsa olmazımız olacak bol yeşillik içermesidir. Ekmek seçimi ya da bayram sabahı nedeniyle aile büyükleriyle beraber olunacak sofralarda börek, poğaça vb. gibi hamur işlerinden sakınmak yerine küçük bir dilim yenilebilir ve amacın o sofraya ağız tadıyla eşlik edilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Özellikle kilo artışlarının çok fazla yaşandığı bu mübarek günlerimizde amacımız sağlığımızı elden kaybetmemektir.
Gün boyunca ani açlık ve tatlı krizlerini gidermek amacıyla kahve ve yanında eşlikçisi kuruyemişlerden faydalanabilirsiniz. Kuruyemişler içerdiği özel yağ asitleri ve posa sayesinde uzun süre doygunluğunuzu artırır ve sürekli besin tüketiminin de önüne geçmiş olursunuz. Amaç sık sık ve aşırı beslenmenin önüne geçerek insülin yani kandaki insülin seviyenizi yüksek seviyelerde tutmamaktır. Fazla salgılanan insülinin yağ depolama etkisinin olduğu da unutulmamalıdır. Bu nedenle besin seçimleri yapılırken kaliteli besinleri öncelikli sırada almalıyız.
Akşam yemeklerinde önceliğimiz gün içerisinde yenilen besinleri sindirilmesinde yardımcı olabilecek menü seçimi yapmak ve ağır yemeklerden kaçınmayı sağlamaktır.
Bu nedenle çorba, sebze yemekleri ya da zeytinyağlı yemekler tercih edilebilir. Yüksek miktarda karbonhidrat tüketimi gerçekleştirildiyse pirinç, bulgur, makarna gibi şişkinliği arttıracak ana yemeklerden uzak durulmalıdır. Sofralarımızdan eksik etmeyeceğimiz yoğurt tüketimlerini de sade şekilde değil içerisine marul, salatalık, mor lahana havuç gibi gibi hem lif açısından zengin hem de karotenoid, antioksidan değeri yüksek olacak sebzeleri eklemek kabızlığında önüne geçmesini ve su tutma kapasitesini azaltarak ödem oluşumunun engellemektedir.
Hayırlı ve sağlıklı bayramlar dilerim.
Diyetisyen Duygu Penekli