Hayatımızda en hızlı geçen koca bir yılın sonuna geldik. Güzel olan her şey hızlı geçer. Bunu en iyi bu yıl anladık. “İstanbul Risale Eğitim Merkezi” kısaca REM 2024-2025 uzun bir aradan sonra bizlere nasip oldu. Nasip oldu diyorum çünkü bu öyle bir nimet ki içerisinde iken çok daha iyi anladık.
Evet hepimiz REM hakkında kendimizce fikirlere sahiptik. Ama bu heyecanlı yolculuğa dahil olmak bambaşkaydı. Öyle ki ahir zamanda “kırk vefiyattan yalnız birinin kurtulduğu bir zamanda” yaklaşık sekiz ay kadar bir sürede tek meşguliyetinin İman hakikatleri ve Risale-i Nur olması, paha biçilemeyecek kadar değerli vakitlerin bizim olduğunu gösterir.
Peki ya, bu güzel vakitlerin zeminini bizlere hazırlayanlar, bu büyük, meşakkatli hizmete vesile olanlar? Evet biliyorum, onları ve hizmetlerini anlatabilmek için sayfalarca yazmak gerekir. Çünkü REM, tam bir fedakârlık, tam bir özveri ve karşılıksız bir emek ile doluydu. Kimisi uzaktan kimisi yakından bu programa iştirak eden güzel ablalarımız, hayatlarındaki yoğun meşgalelere rağmen önceliklerini her zaman REM yapmışlar ve yalnızca dersler hususunda değil her hususta bize yardımcı olmayı esas tutmuşlardı. Derslerde sonsuz şevkleri ile bizi de şevklendirmişlerdi. Her açıdan onların üzerimizdeki emeklerini unutmak mümkün değil!
Programdan bahsedecek olursak: Risale-i Nur’a derinlemesine bir bakışla baktığımız bu programda gördük ki her bir bahsi sanki ilk kez okuyormuşçasına bir keşfin içerisindeyiz. Yine bu programda ihlâs ile hizmet edebilmeyi gördük. Gerek ablalarda gerekse, mahallerde uhuvveti gördük ve öğrendik.
Risale-i Nur derslerimizin yanında bizlere verilmiş olan dönemlik kavram çalışmalarımızla ele aldığımız kavramları, derinlemesine araştırma fırsatı bulduk. Bu araştırmaları sunarken hitabeti de heybemize ekledik. Tüm bu güzel faaliyetlerin aralarındaki çay-muhabbet ikilisi, Ramazan’da iftarlarımız, İstanbul gezilerimiz ve programı Barla gezisi ile taçlandırmamız da söylemeden geçilemeyecekler arasında. Rabbim bu hizmetin yeni gelenlerle devamını nasip eylesin ve bu hizmette emeği geçen herkesten razı olsun inşallah. İleride REM,’e gelecek olan kardeşlerime de Sebahattin Yaşar’ın dilinden seslenmek isterim: “Bu mekânlarda faaliyetler nuranîleşiyor. Asrın olanca kirliliğine rağmen, bu mekânlar istihale makinesi gibi insanların akıllarına, kalplerine bulaşan manevî hastalıkları temizliyor, günah virüslerini yok ediyor.”
Şimdi gözler yaklaşan hızlandırılmış REM programında. Bu aylık programlarda da hissettiğimiz güzel duyguları Gençlik ve Anne-Baba İlişkileri kitabında çok güzel özetlemiş: “Aynı düşünceler içerisinde olduğunuz, farklı farklı şehirlerden onlarca kardeşinizin varlığı çok heyecan verici. Rengine bakmadan, ırkına bakmadan, memleketine bakmadan samimane kucaklaşmaların ve ‘kardeşim’ cümlelerinin içinden dökülüp geldiği bu mekânlar, olsa olsa meleklerin kıskandığı bir ruhanî atmosfer olsa gerek.”
*
Zaman geçtikçe daha iyi anlıyorum kıymetini,
Derinden hissediyorum özlemini,
Hayatımın en güzel günlerini,
Sana ilk gelişimi,
O renkli sokaktan geçişimi,
Apartmanın bitmez merdivenlerini,
Gülnur’un o güzel yüzüyle ‘Hoşgeldin’ deyişini,
Nurkan’ın naif ev sahipliğini,
Sonra kura ile dolap seçimini,
Oda seçiminde de aynı kuraların geçerliliğini,
Tabiî bunu içimizde birilerinin bilmeyişini,
Kızlarla ilk kez göz göze gelişimizi,
Bana yakıştırılan, ama olmayan müdebbirliğimi,
Rümeysa’nın Şeyma’yı bekleyişini,
Sonradan anlatınca ilk izlenimlerimizi,
Saatlerce süren gülüşlerimizi,
Ve Külliyatın bize hediye edilişini,
“Talebe-i ulumun hatta uykusu dahi ibadettir” sözünü,
Eğitime “Bismillah” dediğimiz ilk günü,
Ayşenur Abla ile aralıksız tefekkürü,
Muallâ Abla’da meslek-meşrebi,
Emine Abla ile ubudiyeti,
Yasemin Abla’da abileri,
Nur Abla ile Eski Said’i,
Gülnur’da Nübüvvet’i,
Ve Nurkan’da Mucize-i Kur’aniye’yi,
Kısaca hepsinden bir parça Risale’yi,
İlmek ilmek işlemeyi,
Dem ve damarlarımıza nakşetmeyi,
Seninle öğrendim 2025’in REM,’i.
İstisnasız tek değişmeyeni,
Son dakika biten ödevleri,
Nasıl unuturum seni,
Ve tabiî Şirinevler’in şirin cemaatini,
Aralarındaki uhuvveti, kardeşliği,
O güzel Ramazan gecelerini,
Tebrik ederek hepinizi,
Unutulmazlar arasına girdiğinizi.
Ve dahi inanamıyorum Barla’ya gidişimizi,
Taşı toprağı hâlâ canlı, hâlâ dipdiri.
Cennet bahçesi, Üstad’ın evi,
Geçtiği her yerde izleri,
Yaşıyor gibi her zerresi,
Unutamam asla Barla günlerini,
Bu kimin fikri size geliyor şiirimin ikinci tebriği,
Rabbim kabul etsin hizmetinizi.
Ve bu güzel rüyanın bitişi,
Gerçek hayata geçişimi,
Ya da hakikatin ta kendisini,
Şimdi yaşıyorum yeni yeni.
İçimde bir telâş nasıl edeceğim şükrünü,
Hayatımın en güzel günlerini.
Aldım elime kalemimi,
Yazıyorum bitişinin bilmem kaçıncı gecesi,
Hep özlemle yâd edeceğim seni,
Rabbim senden istediğim o ki,
Üstada talebe eyle bizi.