UŞAK’TA DÜZENLENEN RİSALE-İ NUR OKUMA PROGRAMINDA NUR TALEBELİĞİ, İLÂNAT VE NEŞRİYAT MÜNASEBETİ ÜZERİNDE DURULDU.
Çağımızın Kur'an Tefsiri Risale-i Nur Külliyatını daha yakından tanıyalım?
KÜBRA ZEHRA İRTEM - YENİ ASYA/UŞAK
Uşak Yeni Asya hanım okurlarının Mayıs ayı misafiri Nuray Serim Hasbaş oldu. Uşak Yeni Asya hanım okuyucularının organize ettiği 3 günlük okuma programı muhabbete medar bir programa vesile oldu. Programa, Bilecik (Bozüyük), Afyon ve Uşak (Mende Köyü) dahil olmak üzere farklı il ve ilçelerden katılım oldu. Uhuvvet buluşması gerçekleştirildi. Kardeşler arası muhabbet ziyadeleşti. Uşak’ta düzenlenen bu programda “Beyanat ve Tenvirler” müzakere edildi.
RUHLARA GIDA OLDU
Seminerler dizisi boyunca ele alınan konular özetle şöyleydi:
- Üstad bizden nasıl bir talebe olmamızı istiyor? Talebeliğin vasıfları nelerdir? Bir Nur Talebesi nasıl bir vazife ile vazifelendirilmiştir?
- Nesl-i cedid nedir? Bu nesli nasıl müsbet yöne doğru ilerletmemiz gerekir? İman ile bir gencin hayatı nasıl değişir?

- İnsanın mahiyeti nedir? Cenab-ı Hak bizi niçin eşref-i mahlukat olarak yarattı? Bize verdiği his ve kuvveleri ne şekilde kullanmamız gerekir?
- Hizmette şevk ve gayretimizin devamı için neler gerekir?
Konular derinlemesine müzakere edildi ve zoom üzerinden ders oturumu açılarak dersin daha geniş kitlelere ulaşması sağlandı. Risale-i Nur eserleri konularından istifade edildi. Seminer baştan sona dikkatle takip edildi.
NASIL TALEBE OLMALI?
Bediüzzaman Hazretlerinin “Talebeliğin hassası ve şartı şudur ki: Sözleri kendi malı ve telifi gibi hissedip sahip çıksın ve en mühim vazife-i hayatiyesini onun neşir ve hizmeti bilsin. Talebe ise, Kur’ân-ı Hakîmin dellâlı cihetinde ve hocalık vazifesindeki şahsiyetimle münasebettardır” şeklinde tarif ettiği talebelik k ve neşriyat münasebeti müzakere edidi.

“Nurlara müştak bir müşteri olmamız gerekmektedir” diyen Nuray Hasbaş, Risale-i Nurlarda; esma penceresinde insan ve insan-ı kâmil nasıl olunacağına ve şahs-ı manevînin önemine dikkat çekti. Bu derste manevî âlemimize “iman insanı insan, belki de sultan eder” hakikatinin en yüksek derecede esaslı bir gereklilik olduğu hatırlatıldı. İnsanın eşref-i mâhlukat oluşu ve İlâhî mektupları okuyan, okutturan ayine oluşu nazara verildi. İnsandaki “71” zahiri esmanın ve binlerce batınî isimlerin var oluşuna, bu esmaların ubudiyet ve ibadet ile inkişaf edeceğine, letaif-i Rabbaniyenin tatmin olacağına ve mânâ bulacağına değinildi.
GEZİ VE TEFEKKÜRLE SONLANDI
Program gezi, piknik ve tefekkürle sonlandı. Cenab-ı Hak, programda emeği geçen ve iştiyakla katlım sağlayanlardan razı olsun. Nur dairesinde istikrar ve şevke vesile nice programlar nasip eylesin. Selam ve dua ile vesselam.