Üstad, “Çoktan beridir benim hususi bir virdim” dediği ve daha önce hiç kaleme alınmadığını belirttiği bu kıymetli duayı; Esma-i Sitte’nin yani İsm-i Azam’ın ‘’muazzam ve yeni bir dersi’’ olarak niteler ve Kastamonu Lahikası’nda bahseder.
Risale-i Nur mesleğinin en büyük esası olarak ifade ettiği şükür kavramının, en kapsayıcı derecesini içerdiğini söylediği Tahmidiye duası, yine Üstad’ın tabiri ile kendi maddi-manevi hastalıklarına pek çok defa deva olmuştur.
Resul-i Ekrem (a.s.m) ve umum peygamberler ve ehl-i hakikat umum dualarında en ziyade cehennemden istiaze etmişlerdir. Bu durum bizlere gösteriyor ki, beşerin en büyük meselesi Cehennem’den kurtulmaktır. Bunun çare-i yeganesi kebairi terktir ve feraize çalışmaktır. Namazı tadil-i erkan ile kılmak ve sonrasındaki tesbihatları yapmaktır.
“İleride bir fitne olacak kişi mümin olarak sabahlayacak kafir olarak akşamlayacaktır lakin Allah’ın ilimle kalbini dirilttiği kimseler hariç.” Hadîs-i Şerîf’ine de istinaden, bizler Risale-i Nurları çokça okumalı ve sabah ve akşam namazı tesbihatlarını ihmal etmemeliyiz. Cehennemden ve ahirzaman fitnelerinden aynı ulü’l-azm peygamverler gibi Allah’a sığınmalıyız.
EKREM DONBALOĞLU - ASIM BERA ATASEVEN