"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

En son bilgilerle BEDİÜZZAMAN’ın tarihçe-i hayatı

13 Mart 2011, Pazar
Çağımızda adının başına her türlü övgü sıfatını koymaya lâyık tek insan olan Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin hayatını ve dâvâsını konu alan “resimli” bir biyografi. Eser, “Eski Said (1878-1922),” “Yeni Said (1923-1949)” ve “Üçüncü Said (1950-1960)” başlıklı üç bölümden meydana geliyor.
Bu bölümleme, Üstad Bediüzzaman’ın “Risâle-i Nur” isimli eserler topluluğuna (külliyat) aşina olanlar için tanıdık gelebilir; zira külliyatta onun kendi hayatını bu şekilde (niçin ve nasıl) dönemlendirdiği belli.
İşte, “Takdim”de de belirtildiği üzere, eserde Bediüzzaman’ın hayatı, bizzat onun tercihine uyularak bölümlenip işlenmiş. Ve “yine Bediüzzaman’ın kendi hayatını anlatan, bir çeşit otobiyografisi olan ‘Tarihçe-i Hayat’ isimli eserinde tercih ettiği metodu, ‘hizmetini, mücadelesini, dâvâsını ön plana çıkaran bir yaklaşım’ tercih e[dilmiş]; özel hayatına, şahsiyetine, eğitimine, ailesine ait bilgilere bu mantık çerçevesinde yer ver[ilmiş]…” (s. 9)
Yeri gelmişken, “üç dönem”in hikmetini bilmeyenler için her hâlde şöyle bir izah getirebiliriz:
Üstad, her şeyden yüce bildiği ve hayatını adadığı “Kur’ân/iman/İslâm” dâvâsıyla ilgili hizmet tarzını, yaşadığı zamanların ve şartların değişen durumlarına göre yeniden gözden geçirme gereği hissetmiş ve bu hizmetini, her dönemde geçerli prensiplerini kesinlikle zedelemeksizin, içinde bulunduğu zamanın şartlarına adapte etmiş. Şu hâlde, hayatının hiçbir döneminin bir diğeriyle tenakuzlu bir yanı yok; aksine, bazı husûsiyetleri, içinde bulunduğu dönemin şartlarına göre öne çıkmış ya da arka planda kalmış, böylelikle birbirini tamamlayan hayat daireleriyle hizmetini mütekâmil biçimde tamamlayabilme imkân ve fırsatına nail olmuş…
Parıltılarını görüp kokularını aldığımız “cennetâsâ bahar,” onun dâvâsında ve hizmet tarzında muvaffak olduğunu herkese gösteriyor sanırız!
Efendim, burada bir sevincimizi de paylaşmak istiyoruz: Yeni Asya Neşriyat’tan böyle vasıflı ve de resimli bir biyografiyi epeydir bekliyorduk! Bunu en iyi yapacak isim de, elbette, “Bediüzzaman Beşlemesi” gibi şâheser bir seri romana imza atan Selahaddin Yaşar (nâm-ı diğer İslâm Yaşar) olabilirdi.
Elhamdülillah beklediğimize değmiş ve ortaya, son zamanlardaki araştırmalarda elde edilen bulgularla techiz edilip güncellenen, Üstad’la ilgili şahsî ve umumî bütün resimlerin kullanıldığı, yeni bir biyografi çıkmış. Bu vesileyle müellifi ve nâşiri tebrik ederiz!
“Bulgular” derken tabiî ki bu sahadaki (hususî olarak “Risâle-i Nur hizmeti tarihi”) değerli araştırmacı-yazarların (M. Lâtif Salihoğlu, Bilâl Tunç, Mehmet Selim Mardin vs.) keşiflerini kastediyoruz. Sağ olsunlar, onların kılı kırk yaran gayretleri neticesinde, mübarek Üstad’la ilgili bilumum kitaplardaki bazı yanlış/mütenakız bilgiler tashih ediliyor ve giderek daha doğru/“sıhhî” hayat tarihçeleri ve ilgili kitaplar neşrediliyor. Bu mânâda, elimizdeki eser, en son bilgileri hâiz olması sebebiyle teveccühü hak ediyor, diyebiliriz!
Mâlûmunuz, Üstadımızın destanî hayatındaki bütün sahneler güzel ve de ibretli! Bu fakirin en sevdiği sahnelerden birisi de, “Haşir Risâlesi”nin yazılışını anlatan sahne olageldi. Eserden, müsaadenizle, ilgili sahneyi buraya alıyoruz:
“Bediüzzaman, 1927 yılı baharında, muhtemelen manevî tasarrufu yoluyla o inkâr hareketinden haberdar olup bu manevi hâlleri yaşayınca hiddetlendi ve hislerini teskin etmek maksadıyla, Hafız Tevfik’i de yanına alarak kırlara çıktı. / Eğirdir Gölü’ne bakan yamaçlardaki Barla bahçelerinde yeni açan badem çiçeklerine bakarak, Allah’ın, baharla şekillenen rahmet eserlerini tefekkür ve temâşâ ederken Rum Sûresi’nin 50. âyetini hatırladı. / Meâlen, ‘Şimdi bak Allah’ın rahmet eserlerine; yeryüzünü ölümünün ardından nasıl diriltiyor! Bunu yapan, elbette ölüleri de öylece diriltecektir. O, her şeye hakkıyla kàdirdir.’ diyordu âyet-i kerime. / Bahçelerde yürüyerek âyeti okumaya başadı. O okudukça âyetin mânâsı açıldı, âyet açıldıkça o okudu. Zemini sarsan şiddetli adımlarla gidip gelerek 40. defa okuduğunda ruhu Kur’ân nurunu temâşâ ve terennüm edecek mânevî mertebelere ulaştı. / ‘Yaz kardeşim!’ dedi Tevfik’e dönerek. / Ardından, gaybâşinâ nazarını semâvâtın derinliklerinde ancak kendisinin görüp bildiği belirli bir noktaya dikti ve ruhuna ilham edilen Kur’ânî hakikatler dilinden dökülmeye başladı…” (s. 128-129)
Ve küçük notlarımız:
* “İçindekiler” kısmı maalesef problemli. Şöyle ki, buradaki konu başlıkları ile metindekiler birbiriyle nedense uyuşmuyor. “Eski Said (1878-1922)” denileceğine “Eski Said Dönemi”, “Eski Said’den Yeni Said’e Geçiş (1918-1923)” denileceğine “Eski Said’den Yeni Said’e Geçiş,” “Yeni Said (1923-1949)” denileceğine “Yeni Said Dönemi,” “Risâle-i Nur’un Telifi (Yazılışı)” denileceğine “Risâle-i Nur’un Telif Edilişi,” “Üçüncü Said (1950-1960)” denileceğine de “Üçüncü Said Dönemi” denilmiş.
* Redaksiyon hatalarıyla karşılaştık. Örnek 1: Küçük Said’in kaybettiği cevizleri için yardımını istediği, İmam-ı Geylanî’nin zâtı değil, manevî şahsıdır; bu sebeple ilgili bahiste (s. 16) “Abdulkadir Geylanî Hazretleri’nin ruhuna” hitap ettiğinin belirtilmesi daha şık olurdu. Örnek 2: Doğumunun 1878 olduğu belirtilmesine (s. 13) rağmen, Mart 1960’ta vefat eden Üstad’ın 85 yaşında ahirete irtihâl ettiği (s. 248) kaydedilmiş. Elbette doğrusu 82’dir.
Kısacası, usta bir kalemden, “asrın en mühim insanı”nın en yeni biyografisini muhtevî, çok başarılı bir kitap.
 
BEDİÜZZAMAN SAİD NURSÎ VE RİSÂLE-İ NUR
Yazan:
Selahaddin Yaşar
Sayfa Sayısı: 256
Ebatları: 13,5x19 cm
Türü: Biyografi
Yayınlayan: Yeni Asya Neşriyat
Yayın Tarihi: Mart 2010
 
Orhan Güler
Okunma Sayısı: 1149
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı