Yeşillikler içinde yaşamak isteriz, ama ekseriyetle bunun gereğini yerine getirmeyiz.
Netice itibarıyla ‘balta girmemiş orman’ları tahrip eden, ağaçları kesen, arsa üreten ve yeni şehirler kuran insanlar değil mi?
Bütün dünya ormanları azalma gibi bir tehlikeyle karşı karşıya. Esasında bunun çaresi var: Ağaç dikmek. Kesilen her ağacın yerine bir yenisi dikmiş olsak orman varlığımız azalmayabilirdi. Fakat kesmek kolay, dikmek zahmetli olduğu için bunu yapmadık, yapamadık.
Türkiye için değilse de dünya için sevindirici bir haber var: NASA’nın (Amerika Birleşik Devletleri’nin uzay programı çalışmalarından sorumlu olan kurum) açıklamasına göre Çin ve Hindistan sayesinde dünya 20 yıl öncekinden daha yeşil durumda. NASA uydularından toplanan bilgiler, bitki ve ağaçlardaki yaprak alanlarındaki artışın bütün Amazon yağmur ormanlarının kapsadığı bölgeye denk olduğunu ortaya koymuş.
Haberlere göre dünyadaki en yüksek nüfusa sahip olan ve aynı zamanda yeryüzünün en büyük kirleticilerinden olan bu iki ülke, ‘hırslı’ ağaç dikme politikaları uygulamaya başlamış. 2017 yılında, Hindistan gönüllülerin 12 saat içerisinde 66 milyon fidan dikmesi ile kendi ağaç dikme rekorunu kırmış. (yesilist.com)
Geçen gün bir mesajda “En son ne zaman ağaç diktiniz?” (@kufeogluu) sorusu sorulmuştu. Twitter mesajının altında yapılan yorumlara bakıldığında tek tük ağaç dikenlere rastlamak mümkündü.
Muhtemelen ağaç dikmek isteyen çoktur. Ama büyük şehirlerde yaşayanlar için böyle bir imkân var mı?
Meselâ, İstanbul’da yaşayan bir ‘çevre dostu’ nereye ağaç dikebilir ve bunun büyümesini takip edebilir?
Ülkemizin mutlak surette bir ‘ağaç dikme kampanyası’ açması gerektiğine inanıyoruz. Bu mesele de bir ‘memleket meselesi’ olarak görülmeli. Bunun için köyler daha uygun görünüyor. İnsanlar bu hususta
teşvik ve ikna edilmeli. Müsait olan yerlere ticarî maksatla dahi olsa kavak ağacı dikilebilse hem çevre yeşillenir hem de çiftçinin eline maddî imkân geçer. Bu vesileyle tekrar hatırlayalım ki en pahalı ‘odun’ Türkiye’dedir. Mobilya malzemesi üreten fabrikalar dışarıdan ağaç ve ‘odun’ ithal ediyor. Bunun yerine tarım yapılmayan arazilere hızlı büyüyen ağaç çeşitleri dikilse kâr içinde kâr olmaz mı?
Bu noktada ferdi gayretler de önemlidir. Sanal âlemde yer alan bilgilere göre Hindistanlı bir kişi, 37 yıl boyunca her gün ağaç dikerek büyük bir ormanın yetişmesine vesile olmuş. İlgili habere göre, Jadav (Molai) Payeng adlı kişi 37 yıl önce ağaç dikmeye karar vermiş. Tohumları ve fidanları doğduğu yere oldukça yakın bir yerde bulunan Hindistan’ın Assam bölgesindeki çorak bir kıyı kordonuna ekmeye başlamış. 37 yıldır tohum ve fidan dikmeye devam eden Jadav’ın ormanı şimdilerde 6 kilometrekarelik bir alanı kaplıyormuş. Bu haber güvenilir bulunmasa dahi, gayretli kişilerin dünyanın her yanında ‘orman’lar kurduğuna herkes şahittir.
Ağaç ve meyve ağacı dikmek söz konusu olduğunda Çayeli’nin Senoz Vadisi’nde yaşamış merhum Yusuf Okumuş’u (Dehri Hoca) hatırlamamak olmaz. Belki 50 yıl boyunca (vefatına kadar) her mevsim Senoz Vadisi köyleri başta olmak üzere Çayeli’nin bütün köylerinde meyve fidanları dikmiş ve onları aşılamıştır.
(Merhum babam Mahmut Cemal de köyümüzün en çok meyve fidanı dikenlerinden biriydi. Onların teşvikiyle bizim de Senoz Vadisi’nde üç beş dikili ağacımız vardır.) “Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur”
misali, ferdi gayretlerle de ağaçlandırma çalışmaları mümkündür; ama büyük bir kampanya açılarak bu yapılırsa çok daha iyi neticeler alınabilir.
Bismillah diyelim ve bir fidan, ağaç dikme kampanyası başlatalım...