Bilmiyorum ‘dünya’nın ilgisini çekecek mi ama Gazze Şifa Hastanesi Doktoru Fadya Malhis, “Hakkımızı helal etmiyoruz dünyaya” demiş.
Filistin genelinde ve Gazze özelindeki savaş, zulüm ve katliam bir gün bile devam etmemesi icap ederken günler gelip geçiyor ve silahlar ölüm kusmaya devam ediyor. Bu tablo, savaşı durdurmaya gücü yetenlerin zihinlerinde tuttukları bir ‘ölü insan sayısı’ olduğunu akla getiriyor. Şimdilerde 10 bine yaklaşan ölü sayısı acaba 50 ya da 100 bin olunca mı ‘dünya’ savaşa dur demek için adım atacak?
İsrail’in dünyanın gözü önünde yaptığı haksızlıkları ve zulümleri saymakla bitiremeyiz. Fakat bu zulümler son günlerde katlanarak artmış görünüyor. Düşünün ki artık hastaneler bombalanıyor ve ölenler arasında Birleşmiş Milletler mensubu çalışanlar da var. Hastane bombalayan ve bununla da iftihar eden anlayıştan ne beklenebilir? Ya da ölen 10 yaşındaki çocuk için gözyaşı dökmek yerine onları da teröristlikle itham eden ‘siyasi anlayış’a hak, hukuk ve insan hakları anlatılabilir mi?
Gazze Şifa Hastanesi Doktoru Fadya Malhis, Cibaliye Mülteci Kampı’ndaki son durumu anlattırken dünyaya şöyle seslenmiş: “Her tarafta ölüm. Her yerde katliam. Zaten dünya seyrediyor. Zaten bu mülteci kampı çocuk, bebek ve kadın dolu. Bugünkü katliamdan sonra can kaybı 9 bini geçecek. Yarın Şifa ve Endonezya Hastanesi’nde yakıt bitecek. Zaten hastanedeki yatak kapasitesinin yüzde 170’ten fazlasını aşmıştık. Kuzeye hiç yardım gelmiyor. Hala pamuk kefen geliyor. Doğru dürüst ihtiyaç malzemesi gelmiyor. Kan hiç yok. Sağlık Bakanlığı çağrı yapıyor tüm sağlık çalışanlarına. 24 saat hizmet vermek zorundayız. Zaten biz şehit olmayı bekliyoruz. Hakkımızı helal etmiyoruz dünyaya.” (trthaber.com, 31 Aralık 2023)
Doktor Fadya Malhis, “Zaten dünya seyrediyor” diyor ama esasta maalesef “İslam dünyası” da seyrediyor. Avrupa ya da Amerika’ya kızdığımızdan çok daha fazlasını “İslam dünyası”nın idarecilerine kızmalıyız. Acaba bu savaşı durdurmak için gerçekten hiç bir şey yapamazlar mı? Bu kadar mı elleri ve kolları bağlı? Savaşı durdurması mümkün olan Amerika ve Avrupa’yı harekete geçirmek için ciddi ve kararlı adımlar atma imkânları yok mu? Onlar da ‘sade vatandaş’ gibi sadece kınamakla mı iktifa edecekler?
Tabii ki ülkemiz de bu konuda daha akıllı ve daha etkili adımlar atmak mecburiyetindedir. Bunu yapmak yerine iç politikaya mesaj verecek şekilde mitinglerde ‘sert konuşmak’ fayda vermez. Elbette mitingler de yapılmalı ama esas olan netice alacak şekilde kararlı ve dengeli diplomatik adımlar atmaktır. Bütün dünya ile kavga ederek savaşı durdurmak zordur. Bunun yerine dostlukları devreye sokarak akan kanı durdurmak mümkün olur. Barış içinde yaşamak Filistin’in de hakkı vesselam.