"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Haydi, yap!

Faruk ÇAKIR
02 Kasım 2019, Cumartesi
Merhum Nasreddin Hoca’nın ‘helva’ yapılması konusundaki çözümü, fıkrası her zaman geçerliliğini koruyor.

Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) meselesinin bir defa daha gündeme gelmesi de dolaylı olarak Nasreddin Hoca’yı hatırlattı.

Bildiğiniz üzere helva yemeye hasret kalan Nasreddin Hoca bakkala gitmiş, sormuş: Helva var mı? Cevap: Yok. Peki, demiş “Un var mı, şeker var mı, su var mı?” Bakkal cevap vermiş: Var. Hoca biraz da kızarak, “Eee? Ne duruyorsun, helva yapsana!” 

Şimdilerde bu hali yaşıyoruz: Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK) bir facia olduğunu eski bakanlardan ve şimdinin Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç bile dile getirdi. Gazeteci Kemal Öztürk’ün soruları üzerine (https://www.youtube.com/watch?v=oey0aDA59I8) açıklama yapan Arınç, hem KHK’ları bir facia olarak tarif etti hem de “Bu mesele bir haftada çözülür” benzeri tesbitlerde bulundu.

Doğrudur, istenmesi halinde değil bir haftada belki de 1 ya da 2 günde bu mesele çözülür. Tek şart, bu meselenin çözülmek istenmesidir. Bir günde bir değil, icabında 5 kanun çıkaran iktidar partisi, bu  meseleyi de istemesi halinde çözer. 

Nitekim KHK’lılar Platformu Sözcüsü Filiz Soylu da, “(Arınç) Bir haftada düzeltilir bu işler dedi. Demek ki yapılabiliyormuş bekliyoruz o zaman çözülsün. Toplumun bize karşı daha duyarlı olmasını bekliyoruz. Çok acı çekildi daha fazla acı çekilsin istemiyoruz” demiş.

İktidar cenahından yapılan açıklamaların oyalama niyetiyle yapıldığını düşünenler var. Muhtemelen öyledir. Ancak her hal şartta bu apaçık yanlışı uzun süre savunmaları ve sürdürmeleri mümkün değildir.  Dolayısıyla bu meseleye bir hal çaresi bulmak mecburiyetinde kalacaklardır. Bu bakımdan, iktidara her  fırsatta Nasreddin Hoca’yı hatırlatırcasına; “Her türlü yetkin var. O halde bu meseleyi çöz, haydi yap”  demek icap eder.

Tabiî ki KHK uygulamalarının yanında yapılan başka yanlışlar da vardır. İktidar cenahı onları da şimdilik  savunuyor, ama bir gün gelecek o noktadaki savunmalardan da geri adım atacaklardır. Avrupa Birliği meselesi de bunlar arasındadır. Uzun zamandan beri “Bize Kopenhag Kriterleri gerekmez. Biz Ankara Kriterleri ile yola devam ederiz” düşüncesine uygun şekilde yanlış adımlar atılıyor ve iktidar mensupları bu yanlışları canhiraş bir gayretle savunuyor. Muhtemeldir ki önümüzdeki aylarda bu yanlıştan da geri adım atılacak ve Türkiye’nin menfaatlerinin “Kopenhag Kriterleri”ni hayata geçirmek olduğu anlaşılacak.

Güç sarhoşluğuna kapılıp muhalifleri dinlemeyen ve kendileri gibi düşünmeyen herkesi “öteki”leştiren  anlayış da başka bir yanlıştır. Bu tavrın ne kendilerine ne de Türkiye’ye bir fayda vermediğini inşallah yakında idrak ederler. İktidarın her yerde ve muhalefetin demokrasilerde olduğunu anlamaları gerekir.

Dış politikada da yanlış adımlar attıklarını anlamaları da mümkündür. Yapılan her yanlışı savunan bazı vekillerin, yakın zamanda bu hatalarından vazgeçmelerini umuyoruz. Yanlışta ısrar ederek doğru noktalara gelmek mümkün değildir. Dolayısıyla samimî olmasalar dahi mecburen fıtrata uygun hareket etmek durumunda kalacaklardır. 

Suların tersine akması mümkün değil ki!

Okunma Sayısı: 2381
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Faruk çalışkan

    2.11.2019 19:52:53

    Faruk bey neylersiniz. Onlar da biliyor hukuksuz. Ama .1 tarafgirlik 2 korku 3 endişe ı istikbal 4 işsiz kalırız korkusu. Hocan ben ihracım. Girdik çıktık şimdi halı yıkıyorum mesleğim anestezi. Allaha şükür de kazanıyorum maaşımı elhamdülillah. Dik durmak ne güzelmiş. Allah karşısında acziyetten dua be kadar tatlıymış. Ama neylersin hocam allahın cc ayetlerini az ücret mukabili satıyorlar.. konu sanırım bu. Yazınız da çok tatlı. Barekallah

  • erhan

    2.11.2019 09:00:12

    İktidar partisi bu işi asla yapmayacak, benim okuyup takip ettiklerimden çıkardığım sonuç, Sadece beklenti oluşturarak olası bir erken seçimde bu oluşan havayı oya tevil etmektir. bu kadar iş yerine el konulmuş bu kadar insan ceza evlerine konulmuş bu kadar insan işinden atılmış, bu kadar insan intihar etmişken, bu kadar insanın ölümüne sebep olmuşken, halen kurban eti dağıttıkları için, toplatılıp içeri atılan bayanlar varken, bu işler başkaları tarafından yönetilip organize ediliyor düşünceleri halk arasında dillendirilmeye başlamışken, bu işi geri döndürmez, döndüremezler.

  • HÜSEYİN İLHAN

    2.11.2019 08:59:20

    Hayırlı sabahlar.Rabbim sizler gibi hakkı haykıran ehli kalem ve akli-vicdan sahiplerini arttırsın.Zira ülke için beka diye mangalda kül bırakmıyanların öncelikle şunu idrak etmeleri şart.Bir ülkenin bekasının ana unsuru devlet ile milletin barışık olmasıdır.Yine bekanın ana unsurlarından hatta temelleri olan hususta TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN iktidarlar değiştiğinde gidip-gelmesi olamaz.İnsanımızın inancından,kıyafetine,düşünüp serdettiği siyasi fikrinden içtimai kanaatlerine kadar her fikri serbestçe dile getirip hürriyet ortamının yeşermesidir. O sözü şunun için söyledi diye öküzün altında buzağı arama kabilinden engeller,yasaklar ile ne fikri hayat gelişir ne ticaret ve teknoloji nede ilim ve bilim de tekamül olur. EY MÜTECAVİZ VE İSTİBDADI MİHENG SAYAN ZEBUNLAR ÇEKİN ELİNİZİ HÜRRİYETLERİMİZDEN.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı