"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İbretli İslâm yolculuğu

Faruk ÇAKIR
10 Temmuz 2019, Çarşamba
Başka dinlere mensup olup da sonradan İslâmla şereflenenlerin dikkat çekici ‘hidayet hikâyeleri’ vardır.

Bunlardan biri de Amerika Birleşik Devletleri’nde matematik profesörü olarak çalışan Prof. Dr. Jeffrey Lang’ın hikâyesidir. Prof. Lang, Müslümanlığı nasıl seçtiğini yazdığı bir kitapla anlatmış.

Prof. Dr. Jeffrey Lang’ın Müslüman olma tarihi yeni değil, ama hikâyesini anlattığı kitabı yeni. Prof. Dr. Jeffrey Lang, “Melekler de sorar: Amerika’da İslâm’a Yolculuk” (Even Angels Ask: A Journey to Islam in America) isimli eserinde düşüncelerini, duygularını ve kıldığı ‘ilk namaz’ını yazmış Müslüman olduğu gün cami imamının kendisine namazın kılınışı ile ilgili bir kitap verdiğini anlatan Prof. Dr. Lang, Müslüman talebelerin kendisine “Acale etme, yavaş yavaş yaparsın” dediğini anlatmış. 

Kansas Üniversitesi profesörlerinden Jeffrey Lang, kıldığı “ilk namazı” şöyle anlatmış: “Vakit gece yarısıydı, (namaz kılınışını anlatan) kitabı alıp banyoya girdim. Kitabı açarak, mutfaktaki ilk yemek denemesi yapan aşçı gibi kitaptaki talimatları dikkat ve incelikle bir bir uyguladım. Abdest bitince odanın ortasında durup, kapı ve pencerelerin kilitli ve kapalı olmasından emin olduktan sonra kıble olarak bildiğim tarafa yöneldim, derin bir nefes aldım ve elimi kaldırarak alçak bir sesle Allahu Ekber dedim. Kimsenin beni işitmemesini ve görmemesini umuyordum, yavaş yavaş Fatiha Sûresi ile kısa bir sûreyi Arapça olarak okudum. Öyle zannediyorum ki herhangi bir Arap beni dinlemiş olsaydı benim okumamdan bir şey anlamayacaktı.’’

Namaz sonrasında daha önce hiç yaşamadığı bir şeyi hissettiğini ve bunu kelimelerle anlatmanın zor olduğuu söyleyen ABD’li profesör şöyle devam etmiş: “Sonra sebebini bilmeden ağlamaya başladım. Ağlamam artıp gözyaşlarım aktıkça, rahmet ve lütuftan harika bir gücün beni kucakladığını hissettim. ‘Allah’ım bir daha küfre girmeye cüret edersem beni, o küfre girmeden önce öldür’ ve bu hayattan kurtar (dedim). Hata ve eksiksiz yaşamanın çok zor olduğunu biliyorum, ancak şunu yakinen biliyorum ki, bir tek gün dahi olsa sensiz yaşamak senin varlığını inkâr etmem mümkün değildir.’’ (forumusa.com, 1 Temmuz 2019)

Prof. Dr. Lang’ın “‘Allah’ım bir daha küfre girmeye cüret edersem beni, o küfre girmeden önce öldür” talebi ve duâsı ne kadar anlamlı değil mi? Küfrün fenalığını ve imanın güzelliğini bundan daha ne anlatabilir ki?

2010 yılında yayınlanan röportajında da (milligazete.com.tr, 30 Ocak 2010) Müslüman bir öğrencisinden bahseden Prof. Dr. Lang, onun kendisine doğrudan bir şey anlatmadığını, ama çok çalışkan ve dürüst olmasıyla dikkatini çektiğini anlatmış. İşte bu Müslüman öğrenci hocasını ailesiyle tanıştırmış ve ailesi de Prof. Lang’a bir Kur’ân-ı Kerîm hediye etmiş. “Niçin hediye ettiklerini bile bilmiyorum” diyen Lang, sonra merakla ve biraz da itiraz etmek için Kur’ân okumaya başlıyor ve netice Kur’ân’a İslâma teslim oluyor. 

Bütün bunlar sözden çok fiillerle İslâmın tanıtılabileceğini de anlatmıyor mu? Acaba öğrencisi Prof. Dr. Lang’a fiiliyle örnek olmayıp ‘propaganda’ yapsaydı onun İslâma teslim olmasına vesile olabilir miydi?

İbretli İslâm yolculuklarının artarak devam etmesi en büyük temennimiz...

Okunma Sayısı: 2465
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı