Bir yandan terörü sona erdirmek için adımlar atılıyor, ama öte yandan akla ve hayale gelmedik hadiseler yaşanmak suretiyle askerlerimiz şehit oluyor.
Pazartesi günü (7 Temmuz 2025) Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde bir mağarada metan gazından etkilenerek öldükleri açıklanan 12 asker milletimizin yüreğini dağladı. Şimdiye kadar böyle bir hadise yaşandığına şahit olmamıştı. Bu bakımdan askerlerin mağaraya girişinde gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığı tartışılıyor. Daha doğrusu bu konudaki sorular soruluyor ama Türkiye’yi idare edenlerin ikna edici cevaplar verdiğini söylemek kolay değil.
İdareciler, askerlerin bir mağaradaki arama-tarama faaliyetleri esnasında metan ve karbonmonoksit gazından etkilendiğini belirtip; “Bizleri derin ve acı bir üzüntüye boğan bu olay başlattığımız idari tahkikat ile en ince ayrıntısına kadar incelenecektir” demişler.
Muhalefet ise askerlerin hep birlikte mağaraya girmesi öncesinde gerekli önlemlerin alınmadığı ileri sürerek konuyu meclise taşıyacaklarını açıklamıştı. Acaba ortada büyük bir ihmal mi var? Yoksa bu yaşananlar ‘normal’ mi?
TBMM Başkanlığı’na yazılı bir soru önergesi verilmiş ve “Bu elim olay, askerlerimizin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmış olup; yeterli risk değerlendirmesi ve güvenlik tedbirleri alınıp alınmadığı hususunda ciddi endişeler doğurmaktadır. Bu konuda kamuoyuna açıklıkla bilgi verilmesi ve benzer faciaların yaşanmaması için gereken adımların atılması hayati önem taşımaktadır” denilmiş.
Konu ile ilgili başka bir açıklamada, “Burada bir güvenlik ihmali var mı, anlatılmalı. Çünkü koruyucu ekip sağlanmadan metan riski yüksek bir yere giriliyor. Burada neden önce insansız sistemler kullanılmadı, bunlar açıklanmalı, bunları bilmeliyiz” tespiti yapılmış.
Bir başka yorumda ise metan dedektörünün sadece 1.100 TL olduğuna işaret edilerek “Söyleyeceklerim bu kadar” notu düşülmüş.
Bu ve benzeri yürek dağlayan hadiselerin yaşanmaması ya da daha az yaşanması için ‘açıklık ve şeffaflık’ şarttır. İdare yaptığı işlerin açıkça ve şeffaflıkla bilinmesinden korkmayacak. Türkiye öyle bir hale getirildi ki, yaşanan hadiselerin sorgulanması bile istenmiyor. Mesela bu hadisede akla gelen soruları muhalefet ya da uzmanlar seslendirdiğinde Türkiye’yi idare edenler ekseriyetle bundan memnun olmuyorlar. Her şeyin ‘resmi açıklamalar’ çerçevesinde değerlendirilmesi, varsa ihmallerin üzerinin örtülmesi Türkiye’ye ve millete kaybettirmiş oluyor.
Açıklık ve şeffaflık en iyi ilaçtır. Türkiye’nin bu ‘ilaç’a fazlaca ihtiyacı var vesselam.