Ülkemizin “Büyük Türkiye” olmasının önündeki engellerin en başında, darbeler ve darbeci anlayış gelmektedir. Neredeyse her 10 yılda bir açık ya da gizli darbelerle Türkiye “geri”ye gitmeye zorlandı.
27 Mayıs 1960’daki askeri darbe maalesef bu zincirin ilk halkası oldu. İnşallah ‘darbeler zinciri’ne yeni halkalar eklenmez. Elbette bu da milletimizin topyekûn olarak ‘hakka, hukuka, adalete ve demokrasiye’ sahip çıkmasıyla mümkündür.
Bu vesileyle iş dünyası temsilcilerinin 15 Temmuz’un yıldönümü vesilesiyle paylaştıkları görüşlerin bazılarını özetlemekte fayda var:
Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada, demokratikleşme sürecinde yaşanan savrulma ve kırılmaların, sosyal adaletten ekonomiye kadar pek çok alanda istikrarsızlığa yol açtığına dikkat çekilerek, hukukun üstün kılınmadığı bir ortamda istikrarlı bir ekonomiden bahsedilemeyeceği kaydedilmiş.
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) adına yapılan açıklamada da, “Demokrasimizi korumak ve gelecek nesillere daha güçlü bir Türkiye bırakmak için birlik ve beraberlik içinde çalışıyoruz” denilmiş.
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) adına yapılan açıklamada da şu ifadeler kullanılmış: “Birlik ve beraberlik içinde oldukça aşamayacağımız engel, üstesinden gelemeyeceğimiz zorluk yoktur.”
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) adın yapılan açıklamada ise şu değerlendirme yapılmış:
“Türk özel sektörü adına üstlendiğimiz ticari diplomasi misyonumuz gereği iş dünyamıza yeni ufuklar açan faaliyetlerimize devam edecek ve tüm dünyaya yayılmış 152 İş Konseyimiz ile küresel ticaretin kalbinin attığı her coğrafyada bayrağımızı gururla dalgalandırarak, hepimizin ortak değeri ülkemiz için çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz.”
İstanbul Ticaret Odası (İTO) adına yapılan açıklamada da, “(...) Her gencimizin mutlaka ülkesi için bir değer üretmesi, her bilim adamımızın ülkesi için bir icat ve teknoloji geliştirmesi, her emekçimizin alın teriyle kutsanmış nitelikli üretim yapması, her tüccarımızın ülkesi için yeni pazarlar fethetmesi, her siyasetçimizin milletimizi yükseltme şuuruyla çalışması gerekiyor.” (AA, 14 Temmuz 2024)
Darbelerin olmadığı “Büyük Türkiye”nin yolu, tartışmasız şekilde hukukun üstünlüğünü sağlamaktan geçiyor vesselam.