Timsah gözyaşları ifadesi, insanların gösterdiği samimiyetsiz veya asılsız pişmanlık veya üzüntü anlamına gelir.
Etrafınızda timsah gözyaşı döken insanlar var mı? Ben uzun bir süredir hayatımda samimiyetine inanmadığım insanlardan uzak olmaya gayret ediyorum. Samimiyetine inanmadıklarıma zulmetmek de istemem. Çoğu kez kendimle hesaplaşırken bir kısmımızın yaşamakta olduğu “Acaba ben mi doğruyum yoksa onlar mı?’’ diyen grubun üyelerinden biriyim.
Acı çektiğimi gördüklerinde yardım etmek bahanesiyle yanıma yaklaşıp dertlerimi dinlerken tüm samimiyetimle kalbimin derinliklerinde yaşadıklarımı anlatıp yarama acılarımı dindirecek bir merhem beklediğim anlarda merhemin içine karıştırdıkları “iksir(!)”in yaralarımı tazeleyip onu azdırdığını fark ettiğimde iş işten geçmiştir.
Milletler ve devletler de insana benzer. Balık hafızasına sahip olmayan kavimler, her daim hesaplarını yüreklerinin derininde tutarlar. Şu an İslam âlemi genel anlamda gözüne güçlü bir ışık tutulmuş tavşan vaziyetinde. Devletimizi, milletimizi, Yemen ahalisini ve kalpleri mazlumların yanında olan her bir milletten haysiyetli insanı tenzih ederek şu an parça parça edilip mideye indirilen Gazze’yi paylaşırken masumların kanlarının ağızlarında bıraktığı lezzetin şiddetinden olsa gerek, timsah gözyaşlarını esirgemeyen, İsrail ve şürekası olan her bir devlete ve millete tarihin bir sayfasında bir köşe yazısında saklanmak üzere bir not daha düşmek amacıyla söylüyorum bunları.
Müslümanların en önemli hususlarda ortak bir tavır sergilemekten uzak olmaları suyun altında beklemesine rağmen gözleri görünen timsah misali İslâm ve insanlık düşmanlarının iştahını kabartıyor.
Tüm bu yaşananlarla birlikte soykırımcı İsrail'de Kudüs ile Tel Aviv arasında, Filistinlilere ait tarım arazilerini ateşe veren İsrailli yerleşimcilerin yüzünden kaderin bir cilvesi olarak tarihinin en büyük yangınlarından biri çıktı. Filistinli kardeşlerimizin emeklerine, yanan bitkilere ve zarar gören tabiata ve hayvanlara üzülüyoruz.
Yaşattıkları acılardan aldıkları lezzetin şiddetinden akıttıkları gözyaşlarında boğulmaları yakındır.
“Ölüm var ve sen her yerden dönülür sanıyorsun...’’ (A. Cahit Zarifoğlu) Yaşadığım ruh halini Cahit Zarifoğlu’nun dizelerinde bulunca aklımın karıştığını hissettim. Birkaç gün önce biriyle sohbet ederken bir baktım ki birinin hakkında gıybet ediyorum. Hatamın farkına vardım. “Ey iman edenler! Zandan çok sakının. Çünkü zanların bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın. Kiminiz kiminizi gıybet etmesin. Hiç sizden biriniz ölmüş kardeşinin cesedini dişlemekten hoşlanır mı? İşte bundan hemen tiksindiniz! Öyleyse Allah’ın azabından korkun da bu çirkin işten kendinizi koruyun. Allah tövbeleri kabul eder, merhamet ve ihsanı boldur." (Hucurât, 49/12) ayetinin muhatabı olmayayım da lezzetin gözyaşları beni de boğmasın istedim.