"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gizli kahramanlar ve İslâmiyet

Fatih Yokuş
13 Nisan 2019, Cumartesi
Toplumun huzuru, bekası, dünya ve ahiret saadeti için “gizli kahramanlara” ihtiyaç vardır.

Doğruluktan sapmayan, zaman ve mekâna göre değişmeyen, kişi ve kurumlara göre tavır almayan bu kişi ve kurumların varlığı toplum için elzemdir.

Ortalıkta pek gözükmezler, çıkar ve menfaat peşinden gitmezler, fedakârdırlar, Hakk’ın hatırını her şeyden üstün tutarlar.

İrşad görevini yaparlarken; sultanların, padişahların, ağa ve beylerim gönlünde yer edinmek, sofralarında aş yemek, yanlışlarına alkış almak, saltanatlarını güçlendirmek gibi bir çaba göstermezler.

Tek gayeleri vardır, o da riza-i İlâhî ve toplumun maslahatıdır.

Dönemlerinde; bir çoğu hor görülmüş, alaya alınmış, zindanlara atılmış, tecrid edilmiş, zehirlenmiş, sürgün  edilmiş... amma onlar her şart ve ortamda hakka hizmet etmişlerdir.

İşte Üstad Bediüzzaman:

“Ben cemiyetin iman selâmeti yolunda ahiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası, ne Cehennem korkusu var. Cemiyetin yirmi beş milyon (Türkiye’nin o günkü nüfusu) Türk cemiyetinin imanı  namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur’ân‘ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem. Orası bana zindan olur...”

Al-i İmran Sûresi 104. âyet: “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.”

Kur’ân’ın muhtelif yerlerinde sıkça anlatılan “iyiliği emretmek, kötülükten men etmek” ibadetlerin en makbulü, cihadın en üst mertebesidir.

İyilik deyince aklımıza Kur’ân ve sünnete uygunluk, kötülük denince de bunlara muhalif anlaşılmalıdır.

Tarikatler, cemaatler, imamlar, mezhepler ve daha niceleri bulundukları zaman ve şartlara göre bu görevi yapmış ve zamanlarının gizli kahramanları olmuşlardır.

Gönlümüzde taht kuran, duâlarımıza ortak olan bu zatlar ki Sahabeler, tabiinler, Şah-ı Naksibendi, Şeyh Abdülkadir Geylanî, Veysel Karanî, Somuncu Baba, Mevlânâ Hâlid, Mevlânâ Celâleddin-i Rumu, Bediüzzaman ve ismini sayamadığım veya bilmediğim nice kahramanlar dünya var oldukça sizler gönüllerde ve duâlarda hep var olacaklardır.

Bazen; hırs, makam, şöhret, maddiyat, korku ve farklı sebeplerle bu kutsal dâvâda kopanlar olmuş ve nefislerinin esiri olmuşlardır.

Zamanın birinde zalim bir padişah varmış, dönemin en iyi âlimini makamına çağırmış ve: “Seni vezir yapmak istiyorum  ne dersin?” hoca; “Olmaz demiş”, neden? diye sorulduğunda, “sen zulüm eden birisin, seni engellemeye çalışsam beni dinlemez, yaptıklarına ortak edersin. Oysa şu an yaptığın zulmü söyleyebiliyor seni men edebiliyorum.”

Padişah: “O zaman bana ilim öğret“  deyince  hoca “olmaz” demiş. Padişah “neden?”demiş. “sana öğreteceğim ilimle adalet için değil, zulüm yolunda kullanacaksın.” Padişah, “o zaman oğluma ilim öğret“ deyince yine “olmaz” cevabını almış. Padişah son teklifi yapmış, “ya vezir olacaksın, ya bana, oğluma eğitim vereceksin, ya da 7 gün misafirim olacaksın, bunlardan birini kabul etmezsen seni idam edeceğim” deyince hoca en masum ve zararsız teklif olan 7 gün  kalmayı kabul etmiş.

Ne mi olmuş?

Yedi gün, bir yedi gün daha derken hoca, vezirliği kabul edip padişaha ve oğluna da eğitim vermiş. Zalimin zulmüne destek olmuş.

Oysa insanın son ömrü ve son nefesi çok önemli. İmanla Allah huzuruna gitmek için şeytanın tuzaklarına karşı hep teyakkuzda olmalı.

Haram lokma şüphesi olan yemeği yememeli bir haram yemişse Hz. Ebubekir  Sıddık (ra), İmam-ı Hanefi’nin babasının yaptığı gibi yapmalı.

Sa‘d bin Ebu Vakkas (ra), Efendimiz’den (asm) şöyle bir istekte bulundu:

- Ya Rasûlâllah! Benim için Allah‘a duâda bulunsan da, duâları kabul edilen biri olayım...

Peygamberimiz Efendimiz (asm) şu karşılığı verdi:

- Ya Sa‘d! Yediğini, içtiğini helâl yoldan kazan. Allah‘a yemin ederim ki, biri midesine haram olan şeyi indirirse, onun 40 gün hiçbir ameli kabul olmaz. Haram ile beslenen vücut Cehennem ateşinde yanmaya lâyık olur.” (Tergib-terhip. c/2. sf: 547)

Selâm ve duâ ile...

Okunma Sayısı: 1732
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali

    13.4.2019 12:50:44

    Allah razı olsun.İki temsil de tarihi gerçek.Hikaye değil.1.Emir Mansur İmamAzam'a kadılık teklif etti.Kabul etmeyince zindana attı kırbaçlattı.Çıktıktan sonra çok geçmedi vefat etti. rh.2.si İmam Buhari' ye Buhara valisi sarayda kendine ders vermesini istedi reddetti.Sonra oğlu için istedi.O da medreseye çağırdı.Gönderdi ama burnundan da getirdi.Kahrından doğduğu köye giderken yolda öldü.rh.İşte üstadın üstad ve selefleri bunlardır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı