"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Anti-toksin deposu: Hindiba

Feyzullah ERGÜN
18 Ağustos 2019, Pazar
İnsan sağlığını tahrip eden, gıdalarla alınarak çevre şartlarının yıkıcı saldırılarıyla, vücutta birikip birçok hastalığın meydana gelmesine sebep olan karışık toksinlerin, arındırılarak vücuttan atılmaları, hayatî önem taşımaktadır.

Aciz ve zayıf insan organizmasının, bu zor işlemleri kendi marifetiyle çözüme kavuşturması, mümkün değildir. Bu organizmanın, yaratıcı Sani-i Zülcelâl’i (cc), sonsuz ilmiyle ve mütekabiliyet sırrıyla, yıkımlara karşı destek olacak, anti-toksin destek kuvvetlerini rahmet, kerem ve inayetiyle hazırlayıp, bol miktarda göndermiştir. Gönderilen bu destek gıdalardan birisi de, hindiba nimetidir.

Tıbb-ı Nebevî’de, hindibaya ayrı bir değer verilmiştir. ”Hindiba hakkında, üç ayrı hadis-i şeriflerinde Resûlullah (asm) buyuruyorlar ki; “Hindibayı yiyiniz. Üzerindeki damlaları silkelemeyin. Hiçbir gün yoktur ki, üzerine Cennetten bir katre damlamasın.” “Hindiba yedikten sonra uyuyan kimseye, zehir ve sihir tesir etmez.” “Hindibanın hiçbir yaprağı yoktur ki, üzerinde Cennetten bir katre bulunmasın.” Hindibaya, her mevsimde ihtiyaç duyulan farklı özellikler yüklenmiştir. Mide fonksiyonlarını destekler. Sirke ile pişirilirse, sindirim sistemini rahatlatır. Mide için en güzel ve faydalı bir gıdadır. Gut hastalığına fayda sağlar. Suyu ile iltihaplı, şiş olan göz hastalıklarına şifalı destek verir. Karaciğerde tıkanan kanalların açılmasını sağlar, karaciğeri hastalıklardan korur ve destekler. Dalağın tıkanan kanallarını açar, damar sistemi fonksiyonlarını güçlendirir. Böbrek kanallarını arındırır. Acısı en fazla olanının suyu, sarılıkta fayda sağlar, özellikle bu suya rezene suyu ilâve edilirse, daha etkili olur. Hindiba, kuvvetli bir tiryak ihtiva eder ve bütün zehirli maddelere karşı, vücuda direnç sağlar. Suyu sıkılarak, zeytinyağı ile karıştırılırsa, vücudu tehlikeli maddelerin etkisinden korur. Köklerinden, sıkılarak elde edilen süt, gözü birçok hastalıktan korur.” 1

Hindiba hakkında, eski kaynaklarda değerli bilgiler bulunmaktadır. İbn-i Sinâ, el kanûn fi’t-tıbb kitabında, hindibanın “Karaciğer tıkanmalarına karşı, açıcı etkisi vardır. Özellikle onun acı olanının, karaciğerin çalışmasında daha çok yararı vardır. Karın boşluğundaki organların tıkanıklığını açar, kalbi güçlendirir. Hindiba sütünün, göz akını parlattığını kaydeder. Er-Râzî ise, el-Hâvî adlı eserinde “Hindibanın bütün çeşitleri acı ve mideye çok faydalıdır. Sirkede pişirilerek yenirse, karın organlarındaki faaliyetleri düzenleyerek, huzur ve rahatı sağlar. Mide ve karaciğeri temizleyerek, cilalar. Bozulan karaciğer fonksiyonlarını düzenleyen, en faydalı bir ilâçtır.” İki gözü görmeyen, hekimliği ile akılları hayrette bırakan Davud el Antakî, Tezkiret-ü Ûlil Elbâb adlı eserinde hindibanın “Susuzluğu giderdiği, ateşi düşürdüğü, baş ağrılarında, kalp çarpıntısı ve sarılıkta, karaciğer, dalak ve böbrek fonksiyonlarının yetersizliğinde fayda sağladığını, SEKENCEBİN ile (bal- sirke karışımı) içildiğinde, kuvvetli bir idrar söktürücü olduğunu, Sandal ağacı ve Rezene ile birlikte kaynatılıp, içilirse vücuda zarar verebilecek, bütün toksinlere karşı direnç sağlar ve mideyi kuvvetlendirir. Ispanak ile karıştırılarak merhem haline getirilip sürüldüğünde, bütün şiş ve ödemleri indirdiğini, suyunun gözün beyaz kısmını temizleyip, parlattığını, hindiba tohumunun da, hindiba bitkisi gibi aynı faydaları sağladığını” anlatmaktadır.

Hindiba, bilinen, ama yeterince değerlendirilip, faydalanılmayan bitkilerdendir. Adeta toksin savar bir gıda olan hindiba, ilâç etkisi gösteren, bir destek gıda maddesidir. Zamanımızda yapılan fitoterapi klinik ve laboratuvar araştırmalarında; “Kanserle ilgili çalışmaların yayınlandığı CARCİNOGENESİS adlı bilimsel dergide, 2001 yılında yayınlanan çalışmada, hindibada bulunan iki önemli probiyotik maddenin, deney hayvanlarının kalın bağırsağında APOPİTOZU stimüle ettiği gösterildi.” 2 Yani kanser hücrelerinin intiharı yoluyla ölmesini uyararak, programlanmasını sağlayan, KANSER SAVAŞÇISI BİR İLÂÇ BESİNDİR. Hindiba, idrar arttırıcı (diüretik etkili), gaz söktürücü, vücudu kuvvetlendiren, kansızlık (ANEMİ), şeker hastalığı (DİYABET), yüksek kolesterol ve iştahsızlıkta faydaları olan, KARACİĞER DOSTU BİR GIDADIR.

Hindiba, yapılan laboratuvar çalışmalarındaki, bazı sonuçlara göre “Bitkisel Farmakolog Daniel MOWREY, ‘KARAHİNDİBA KÖKÜ, KARACİĞER İÇİN EN YARARLI BESİNDİR.’ diyor. Bitkinin yaprakları idrar söktürücü özelliklere sahiptir ve kökleri de yüzyıllardır sarılık tedavisi için kullanılmaktadır. Benim tavsiyem hem yapraklarının hem de çiçeklerinin kullanılmasıdır. Karahindiba çiçekleri, çeşitli karaciğer rahatsızlıklarına karşı son derece etkili olduğu ispatlanmış olan, LESİTİN ihtiva etmektedir. Karahindiba yenilebilir bir bitki olduğu için, size tavsiyem, bitkiyi ıspanak gibi buharda pişirerek, bol bol yemenizdir. Eğer keskin tadından hoşlanmazsanız, şifalı bitki dükkânlarında satılan kapsüllerini kullanabilirsiniz. Karahindiba da, diüretik bir bitkidir ve vücutta şişlere sebep olan, fazla sıvıların atılmasını sağlar. Bitkinin taze köklerini, yapraklarını ve çiçeklerini yiyeceğiniz gibi, çayını da içebilirsiniz. Çinliler, bademcik iltihabı için 30 gram karahindiba kökünü 500-750 ml. suda, suyun yarısı buharlaşıncaya dek, yavaş yavaş kaynatarak, elde edeceğiniz şurubu öneriyorlar.” 3

Hindibanın, geniş etkili faydalarından yararlanmamız, sağlığımız açısından çok değerli destekler sağlayacaktır. Saydıklarımıza ilâve edeceğimiz, yararlarından ve günlük hayatın, pratik uygulamalarına uygun olarak “Hindiba, romatizmal hastalıklarda da, fayda sağlayan bir bitkidir. Bu etki için, ilkbaharda, bitki tedavisi kürü olarak uygulanabilir. Bu sayede EKLEMLERİN HAREKET KABİLİYETİ ARTAR ve hasta kendini daha rahat hisseder. 30 gram kurutulmuş kök, 1 litre suda, su ½ litre kalıncaya kadar kaynatılır. Daha sonra bu sıvıdan, günde 4 kez 3 çay kaşığı içilir. Taze bitkiden sıkılarak elde edilen su da, günde 3 kez, 1 çay kaşığı kullanılabilir. Haricen kullanımda, sıkılarak elde edilen özsu, sivilcelere oldukça faydalıdır. Yatmadan önce yüz, güzelce sabunlu suyla yıkanıp, durulanır, sonra pamukla bu sıvı, sivilcelerin üzerine pansuman yapılır. 15 dakika sonra, yüz yine durulanıp yatılır.” 4

Vücudumuzun, toksinlerden ve mikro organizmalardan arındırılması, hindibanın sofralarımızda yer alması, sağlıklı yaşamaya destek kazandıracaktır. Bu nimetin, taze veya kuru olarak çayda, yemek ve salatalarda kullanılmasının faydaları, çok şükürlere vesile olacaktır.

SAĞLICAKLA KALIN.

Dipnotlar:

1) İbn-i Kayyim el-CEVZİYYE, el-Tıbb el Nebevî, s. 576, Mektebet Daru’s selâm 2012.

2) Dr. Elif GÜVELOĞLU, Kanser İyileşir, s. 83 Hayykitap 2015.

3) Dr. James A. DUKE, Yeşil Eczane, s. 507 Pegasus Yayınları 2008.

4) Dr. Adil ASIMGİL, Şifalı Bitkiler, s. 122 Timaş Yayınları 2009.

Okunma Sayısı: 17847
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı