"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kuruyemişte yaşanan problemler ve sağlığımız - 1

Feyzullah ERGÜN
20 Mayıs 2019, Pazartesi 00:15
TÜKSİAD’ın (Tüm Kuruyemiş Sanayicileri ve İşadamları Derneği) gerçekleştirilen 12. Genel Kurulu sonucu, bize gönderilen 25.4.2019 tarihli basın bülteninde, sektörde yaşanan ve halkımızın bilmediği önemli problemler duyurulmuştur.

Basın mensupları ile bir araya gelen TÜKSİAD Başkanı Hüsamettin Karaman, sektörde yaşanan ve acil çözüm bekleyen sıkıntıları, birkaç başlık altında dile getirmektedir. Yaşanan problemlerin detaylarına geçmeden önce, ‘Bu kadar problemin yaşandığı bir zamanda, kuruyemişte yaşanan bazı sıkıntıları anlatmanın, ne faydası olur, bunun zamanı mıdır? Açısından düşünülmemesi, başka açılardan değerlendirilerek, konuyu küçümsemeden dikkatli nazarlara sunulması, başta sağlığımız ve ekonomideki açığımızın bir kısmına çözüm getirilmesi yönleriyle, önem kazanmaktadır. Yazının sonunda kuruyemişin insan sağlığına olan destekleri de, hatırlatılacaktır. 

Önce çözüm bekleyen problemler ve sıkıntıların aşılması tavsiyelerini sıralayalım: 1) “Yerfıstığında Türkiye, kendi kendine çok dengeli üretiyor ve satıyordu. Ufak dalgalanmalar olsa da, ithalat yoluyla da dengeleniyordu. Alıcı, satıcı, sanayici memnun. Şu an çok ciddî bir kırılma yaşanıyor. Geçen sene yerfıstığı fiyatı çok düşük kaldı. Fiyat düşük kalınca, satış arttı. Türkiye’de üretilen ürün de, şu an bitti. Bitince, onu fark eden piyasa hızla fiyat yükseltti. Birden % 50’ye yakın fiyat yükseldi. Dalgalanmasının önü kesilmezse, bu durum daha sonra, daha büyük sıkıntılara sebep olur. Şu an vergiler düşürülerek 10-20 bin tonluk bir ithalat yapılması gerekiyor. Ne yazık ki, ekmek için dahi, tohum bulamayacağız yoksa. Dolayısıyla bu ekim sağlanmalıdır ki, öbür sene 160 bin tonluk bir zarar ile, karşı karşıya kalınmasın.” Oysa Türkiye’deki geniş ekim alanlarında, dünya insanlarını yerfıstığına doyurabilecek, ürün elde edilebilir. Neden beceremediğimizi de sorgulamamız gerekiyor. İlgililerden, bu acizliğin mazeretlerini de duymak ve öğrenmek hakkımızdır.

2) “ABD, alüminyum ve çelikte % 20 ek vergi uygulayınca Türkiye’de, ABD’den gelen ceviz, badem, kaju gibi ürünlere ek vergi getirdi. Bu da ister istemez kaçakçılık doğurmaya başladı. ABD Tarım Ataşeliğine durum bildirildi. Karşılıklı konan ek vergilerin kaldırılması gerekiyor ki, işler buradan çözülsün.” ABD’den teknoloji ürünleri ithalini anlarız da ceviz, badem, yerfıstığı ithal etmenin mantığını kimse anlayamaz. Bu konudaki bütün mazeretlerin hiçbiri kabul edilemez.

3) “Özellikle Ramazan ayında sıkça tüketilen hurma, ithal edilmek durumundadır. Şu an ülkemize her türlü hurma İran, Tunus, Cezayir, Suudi Arabistan’dan temin ediliyor, ayrıca Filistin ve İSRAİL topraklarında yetişen hurmaların tamamı ithal ediliyor. Hem dolar kaynaklı, hem de sene başında hurmaya getirilen % 15 ithalat vergisi sebebiyle, fiyat artışları söz konusu olmaktadır.” 

Bu kadar büyük miktarda hurma ithalatını biraz olsun azaltmak veya önüne geçmek için, hurma yetiştirilen ülkelerin iklimine benzerlik gösteren, Akdeniz bölgemizde hurma araştırma ve yetiştirilmesi, bir pilot bölgede uygulanabilirse, ileriye dönük bir gelir kaynağı olabileceğinin incelenmesi yerinde olacaktır. Bazı yerlerde yabanî hurma, palmiye ve muz yetiştiği, bilindiğine göre neden olmasın?

4) “Türkiye, kuruyemiş makinelerinin tamamını üretip, ihracat dahi yapabilme durumuna gelmiştir. Sanayi Bakanlığı’nın sağladığı destekler kullanılmaktadır. Fakat bu desteklerin kesilmesi gerekmektedir. Sanayide arz fazlası doğması, tehlikeli sonuçlar getirebilir. Bir şey, fazla olursa fiyatlar düşer, herkes batar bu çok tehlikeli bir durumdur. Örnek üzerinden gidilecek olursa, Bursa’da 10 bin tonluk çekirdek çıkıyor. Bakanlık 100 bin tonluk tesis kapasitesi vermiş, % 10 kapasite ile çalışıyor, hepsi batıyor. Verilen denetlenmediği için, zarar veriyor.”

5) “Ay çekirdeği, Türkiye’de yerfıstığı gibi kendi kendine yeter durumdaydı. ÇİN çekirdeği ufak ufak Türkiye’ye geldi. ABD’den de ithal ediliyordu, daha sonra Çin’de bu malın aynısını ve daha güzelini bulunca, piyasa ÇİN’e kaydı. Çin’in çekirdeği kaliteli olunca, yerli üretimi düştü. Türkiye’de iklim değişince, beyaz ay çekirdeği ne yazık ki, içini dolduramadı. Ay çekirdeğinde ithalat 80 bin tonu geçti. Türkiye’de 100 ton ürettik. 

Bu sorunun çözümü için, ülkemizde bir an önce, yerli ay çekirdeği tohum çalışmalarına başlanmalıdır.” Bu konudaki düşüncemiz, çekirdek ağır sanayiini (!) kurup, geliştirebilirsek, çereze giden millî gelirimizin kontrolünü de, ele geçirebiliriz. Çekirdek ithalatı, Türkiye için üzücü bir durum olduğu gibi, halkın en basit bir ihtiyacının karşılanması ve üretim potansiyelini zayıflatma ve tembelleştirme yolu, bu problemin çözülemeyeceğine bir işarettir. 

Zira “ Kırsal bölgede tarım ihmal edildiği an, bütün sistem çöker. Dünya Bankası 2007 Dünya gelişme raporunda; ZİRAAT BÜYÜMENİN TEMEL DİNAMİĞİ OLMALIDIR. Tesbiti yer almaktadır.”  1 Bari çerezimiz dışa bağımlı olmasaydı.

Kuruyemiş, sadece dinlenme ve eğlence aracı olmayıp, sağlığımıza destek ve bazı hastalık durumlarında destek ve ANTİ STRES bileşimler bulunduran, gıda maddeleridir. Bunlardan sağlığımıza en değerli desteği veren ve birçok sırları ihtiva eden, yerfıstığını daha önce yazmıştık. 

Düzenli ve ölçülü miktarda tüketilen yerfıstığı, TRİGLİSERİT ve KOLESTEROLÜ düşürdüğü, kalp-damar hastalıklarını önlemeye katkısı olan, bir besindir. Yerfıstığı tüketenlerin A ve E vitaminleri, KALSİYUM, MAGNEZYUM, ÇİNKO, DEMİR ve LİF ihtiyaçlarını daha iyi karşıladıkları belirlenmiştir. Yerfıstığında bol miktarda bulunan, “Son yılların en popüleri, en dikkat çekici bitkisel kaynaklı maddelerinden biri olan RESVARATROL, kuvvetli bir ANTİ OKSİDAN olup, diğer anti oksidanlar gibi, vücudun anti oksidan kapasitesini arttırıyor. 

Bu sebeple, kalp ve damar işlevlerinin desteklenmesinde, NÖRODEJENERATİF (sinir sistemini tahrip eden) hastalıklardan DEMANS (bunama) ve ALZHEİMER önlenmesinde ve çeşitli KANSERLERE karşı koruyucu ve tedaviye yardımcı olarak öneriliyor.”  2

Ay çekirdeğinin vücudumuza sağladığı faydalara gelince, idrar arttırıcı ve göğüs yumuşatıcı etkilere sahiptir. Kabak çekirdeği ise, “E vitamini bakımından çok zengin, ayrıca A ve B vitaminleri taşıyor. ÇİNKO ve SELENYUM gibi sağlığımız bakımından önemli, bilhassa bağışıklık sistemi üzerinde etkili mineraller için de, iyi bir kaynak sayılabilir. Kabak çekirdeği ve yağı, iyi huylu PROSTAT BÜYÜMESİNE bağlı şikâyetlerine ve şikâyetlerin hafifletilmesinde, etkili olduğu bilimsel olarak da, ortaya konulmuş. Kabak çekirdeğinin atılan kabuğu, DEMİR bakımından zengindir. Yani yenmeyip, atılan kabuklar, güçlü bir KAN YAPICIDIR. Bilhassa zenginleştirilmiş demir ürünlerinin temin edilmesinde güçlükle karşılaşılan köy vb. yerlerde, hamilelikte ve adolesanlarda (gelişme çağındaki gençler) demir desteği olarak yararlanılması, bana çok akılcı geliyor.” 3 Görüldüğü gibi, kuru yemişler, ölçülü tüketildiğinde, vücut sağlığına KORUYUCU ve TEDAVİ EDİCİ özellikleri taşımaktadır.

SAĞLICAKLA KALIN

Dipnotlar:

1- İsmail TOKALAK, Küreselleşme Kıskacında Türk Tarımı, s. 21, Gülerboy Yayıcılık 2010.

2- Prof. Dr. Erdem YEŞİLADA, İyileştiren Bitkiler, s. 362, Hayy Kitap 2015.

3- Age. s. 58.

Okunma Sayısı: 2802
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı