Bediüzzaman Hazretlerinin harika ifadeleriyle: “Cesed-i insan; havaya, suya, gıdaya muhtaç olduğu gibi, ruh-u insan da namaza muhtaçtır. Zira namazda ruhun ve kalbin büyük bir rahatı vardır.” (Sözler: 689) Mümin’in mi’racı olan namaz, belirli hareketlerle eda edilmekle birlikte, insan organizmasına şifa, deva ve huzur kaynağı olduğunu, tıbbî bilgiler ışığında anlaşılabilen hikmetlerini takdim etmeye çalışacağız.

Takva dairesinde, ihlâsla eda edilen bir namaz, kalbe, bedene ve nefse manevî ilaç olarak tesir eder. Zira, namazı kullarına farz kılan Cenab-ı Hak (c.c.) namazın içini sayısız faydalar ve sırlarla doldurmuş, mümin kullarıyla arasındaki yolu aydınlatan nurlu bir vasıta kılmıştır. Bunun yanında namaz vücut sağlığı, psikolojik ve sosyolojik yönleriyle insanlara sağladığı huzurlu destekler, İKRÂM İÇİNDE İKRÂMDIR. İbn-i Kayyim’in (rh.) beyan ettiği gibi: “Günahlardan temizler, kalbi hastalıklardan korur, vücudu hastalıklara karşı dirençli kılar. KALB ve YÜZÜ nurlandırır. Vücut organlarının fizyolojik ve psikolojik fonksiyonlarına huzur verir. Rızkı celb ederek, arttırır. Zulmü defeder, mazluma nusret ve kurtuluşa kapı açar. Nimetleri korur. Sıkıntılardan kurtulmaya deva olur. Rahmetin inmesine ve sağlığın korunmasına vesile olur. Göğsü genişletir ve ruha gıda olur. Bereketi celbeder. Şeytanı uzaklaştırır, RAHMAN’A YAKLAŞTIRIR.” 1

“İnsan vücudu kemik, eklem, kas, sinir sistemi, atar ve toplar damarların mucizevî bir uyum içinde, faaliyette bulunmak üzere yaratılmıştır. Bu sistemler devamlı hareket etme ihtiyacındadır. Nasıl ki, faaliyet halindeki bir otomobilin her gün bakıma ve hareketi sağlayan kısımlarının yağlanması, ihmal edilemeyecek temel prensiptir. Onun gibi de, insan vücudu, uyku ve tam bir rahat içinde geçirilen bir yaşam tarzıyla, sürekli kırgınlık, bitkinlik ve hayat enerjisinin azalmasıyla sıkıntılar yaşayacağı bilinen bir gerçektir. Namazın düzenli ve uyumlu hareketlerinde, organizma için en güzel fonksiyonlar dizayn edilmiştir. Bu organizasyon ile omurga, eklem ve kas sistemlerine en mükemmel hareket kabiliyeti sağlanarak, kan dolaşımının en huzurlu bir tempoda akışı sağlanmış olur. Hûşu ile kılınan namaz, BEYİN FONKSİYONLARINI düzenleyerek, dimağı güçlendirir. Namazı düzenli ve devamlı edâ edenlerde omurga hastalıklarına, iki diz eklemi ve boyun eklemlerine kıyam, rüku ve secdelerle koruyucu bir deva olur. Namaz, ihtiyarlık belirti ve şikayetlerini geciktirir.” 2 Namazın bu maddî faydaları da gösteriyor ki, insan makinasını icad eden SAHİB-İ KÂİNAT (c.c.) canlı makinanın sağlıklı kullanma kılavuzunu namazın içerisine yüklemiştir. Huzurlu ve semaredâr bir hayatın sürdürülmesi namazın garantisi ile yaşanabilecektir.

Namaz’ın, insan sağlığını güçlendiren hikmetlerini araştıran ve ulaştıkları gerçekler karşısında hayranlık duygularını ifade eden birçok bilim adamı bulunmaktadır. Bunlardan birisi de Merhum Dr. Hâluk Nurbaki’dir. Dua ve rahmete vesile olacağı düşüncesiyle, namazın tıbbî hikmetlerinden bir kısmını belirten fikirlerini hatırlamamızın tam yeridir. (Devamı gelecek yazıda.)

SAĞLICAKLA KALIN.

Dipnotlar:

1) Dr. Müsfir el ZAHRANÎ, Et-Tedavi vel- İlac, c.1, s.88, Dar-et Tıybet el Hadra 2010.,

2) Age. s.99