Her sene 5 Nisan tarihinde kutlanan Avukatlar Günü’nü bu sene mevcut düzen dahilinde maalesef hakkıyla kutla(ya)madık.
Zira avukatlık mesleği tehdit altında!
Avukat, yargı önünde gerçek ya da tüzel kişilerin haklarını savunan, hukuk ve yasa işlerinde yol gösterici nitelik taşıyan kişiye verilen meslek unvanıdır.
Avukatlık Kanununun on birinci maddesinde avukatlık mesleği onurlu bir meslek olarak görülmektedir ve bu onurlu meslek ile bağdaşmayan her türlü iş avukatlıkla birleşemez denilmektedir. Bu maddenin bir diğer amacı mesleğin onurunun meslektaşlar arasında korunmasını sağlamaktır.
Peki ya mesleğin onuru meslektaşlar tarafından değil de içinde bulunduğu hukuk düzeninin ta kendisi tarafından ihlal ediliyorsa?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 2020 bilançosuna göre, Türkiye ve Türk hukuk sistemi ifade özgürlüğünün ve insan hakları ihlallerinin en çok yaşandığı ikinci ülke konumundadır.
Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa geneli için seksen kez AİHM sözleşmesinin 10. maddesine tekabül eden ifade özgürlüğü ihlali kararı vermiştir. Bu seksen kararın otuz biri sadece Türk yargısındaki ifade özgürlüğü ihlaline binaen ve aleyhe hüküm niteliğindedir.
Yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının korunamadığı bir hukuk düzeninde yargıya güven ve hukuka olan inanç eksikliği avukatlık mesleğinin itibarını ve onurunu da zayıflatır.
Ayrıca savunma kürsüsünü dolduran avukatlar, sadece bireyleri savunmakla yetinmez. Aynı zamanda hukuk düzenini de istibdat rejimlerine karşı savunur.
Bundandır ki çoklu baro kanunu ile meslek örgütleri bölünmek istenmektedir.
Yetmezmiş gibi avukatlara yönelik şiddet gün geçtikçe sayısal olarak arttığı gibi, şiddetin niteliğinde de ağırlaşma olgusu artmaktadır. Gün geçmiyor ki avukatlara karşı tehditler, silahlı yaralamalar ve hatta öldürmeler gerçekleşmesin.
Dünya İnsan Hakları gününde Türkiye’deki avukatlık mesleğine yönelik saldırılara ilişkin yayınlanan The Crackdown adlı raporda 1.600’den fazla avukatın gözaltına alındığı ve bunların 615’inin tutuklandığı belirtiliyor.
Tabii ki her meslekte olduğu gibi avukatlık mesleğini icra edenlerde de suç işleme ve hukuk kurallarını çiğneme durumu söz konusu olabilir. Ancak belirtilen avukat tutuklamaları, müvekkilinin kimliği, çevresi ve yakınlığı nedeniyle avukatın hedef alındığını ortaya koymaktadır.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, terör suçlarıyla itham edilen kişileri temsil eden avukatların, meslekî görevlerini yerine getirirken, müvekkillerinin siyasi görüşleri (veya iddia edilen siyasi görüşleri) ile ilişkilendirildiğine dair endişe verici bir örüntü gözlemlediğini bildirmektedir. Ayrıca sonuç olarak avukatların müvekkillerine isnat edilen suçlarla aynı veya benzer suçlar nedeniyle yargılandığını belirtmektedir.
Unutulmamalıdır ki avukatlar, bir husumetin tarafı değildir.
Hukuk sisteminin en dayanıklı zincirleri olan, cansiperane bir şekilde hakkın peşinden giden, hakkın ve hukukun üstünlüğünü esas alan ve hiçbir istibdat rejimine boyun eğmeyen tüm avukatların geçmiş Avukatlar Günü’nü kutlarız.