Takvimler 2017 yılının 25 Mart gününü gösterdiğinde dünyada hem çığır açan hem de merak uyandıran bir gelişme gerçekleşmiştir. Tüm dünyada altyazılarda geçen haber başlığı kısa da olsa insanlığı paniğe itmeye yetmiştir.

Haberin başlığı ise kısaca şu: “Facebook, geliştirdiği yapay zekâ programları arasından kendi dilini oluşturmaya başlayan bir programı fark edince derhal kapattı.”

Geçtiğimiz haftalarda ünlü yapay zekâ firması Open Al, kendi ürettikleri DALL-E2 adlı yapay zekâ sisteminin de yeni bir dil ürettiğini ve bu dilde kullanılan kelimelerin hiçbir dilde anlamının olmadığını açıkladı.

AL kısaltmasıyla da ifade edilen Yapay Zekâ, görevleri yerine getirmek için insan zekâsını taklit eden ve topladığı bilgilerle kendisini kademeli olarak geliştirebilen sistemler veya makineler anlamına gelmektedir.

Yapay zekâ kavramı ilk olarak Alan Mathison Turing tarafından ‘’Makineler düşünebilir mi?’’ sorusu sonucu meydana geldi. II. Dünya Savaşı sırasında Almanların kripto haberleşme ve mesajlaşmalarının deşifre edilmesi gibi ihtiyaçlara yönelik cihazların üretilmesi ile hayata geçirildi. 

Son yıllarda teknolojinin çağ atlaması ile hayatımızın her alanında kendine yer bulan yapay zekâ ürünleri ilk kez bu haber ile dünyada “acaba” sorusunu gündeme getirmişti.

Komplo teorisyenleri tarafından sürekli üretilen teorilere bir yenisi daha eklenmiş ve yapay zekânın müspet yanları hiçe sayılarak menfi kısımlara odaklanılmıştır.

İnsanların paniğine yol açan “Eyvah! yapay zekâ neredeyse dünyayı ele geçiriyordu, son anda fişi çektik ve dünyamızı zor kurtardık” düşüncesi bilimden ve mantıktan bir hayli uzak kaçıyor.

Facebook, kullanıcı ile iletişim kurabilen chatbot yazılımları üzerinde çalışmaktadır. Bu yazılımların diğer ismi “konuşan akıllı kişisel dijital asistan”dır. Tıpkı Apple ürünlerindeki “Siri” gibi.  

Bu yazılım, karşı yazılımın algoritmasını öğrenip üstüne binlercesini ekleyip karşıya sunan algoritmalardır. Tüm algoritma denemeleri mantıklı olacak diye bir şey yok elbette. Bu sebeple zaten “deneme” ibaresi kullanılıyor. 

Mantıksız bir algoritmanın üstüne binlerce mantıksız algoritmalar eklenince sistem kelebek etkisi ile kaosa eviriliyor ve üretici tarafından anlaşılması imkânsız bir algoritma dili çıkıyor. Bunun üzerine de insanlar tarafından, sanki yapay zekâ gizli saklı iş çeviriyormuş gibi empoze edilerek komplo teorileri üretiliyor. 

Öte yandan sadece 2022 yılının ilk beş ayında insanlar tarafından iki milyon iki yüz otuz üç bin hektarlık orman arazisi yok edildi. Aynı zamanda salınan endüstriyel zararlı atık miktarı dört milyon iki yüz beş bin tonu geçti. 

Yüzlerce biyolojik tür sırf insan eliyle yeryüzünden silindi ve bu safhada yüzlerce çeşit yeni mikrop ve salgın türleri laboratuvarda geliştirildi. Nükleer tehditleri ve iklim krizini çözsek bile kuvvetle inanılan ve korkulan gerçek, dünyanın sonunun muhtemelen yine insanoğlu eliyle geleceğidir.