Geçtiğimiz haftalarda Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılma taleplerine istinaden NATO’nun kuruluşunu ve organik yapısını incelemiştik. Bu hafta da NATO’nun yıllar sonra yayınlamış olduğu Stratejik Konsept Belgesini ve mahiyetini yorumlayacağız.
Kuruluş amacından da hatırlayacağımız üzere NATO, ikinci dünya savaşı sonrası Sovyetler Birliğinin önlenemeyen yayılmacı politikası karşısında Hür Dünya da denilen Amerika ve Avrupa ülkeleri tarafından komünizmin yayılmasını önlemek amacıyla kurulan bir örgüttür.
Bu önleme çabalarının başlıcası kapalı kutu olan SSCB’de istihbarat faaliyeti yürütmekti. Bu durum, ittifakın kuruluşundan soğuk savaşın sonuna kadar geçen süreçte tüm stratejik planlarını gizlice yürütmüş olmasını açıklıyor.
1991 yılında Sovyetlerin yıkılması ve soğuk savaş döneminin sonra ermesi ile artık bu gizlilik bir ölçüde sona ermiştir. Sonraki süreçlerde belirli yıllarda yapılan toplantılar sonucu “NATO Stratejik Konsept Belgesi” adı verilen stratejik planların yayınlandığı ve kamuoyu ile paylaşıldığı görülmektedir.
Bu Stratejik Konsept Belgeleri sırasıyla 1991, 1999, 2010 ve son olarak geçtiğimiz hafta olmak üzere 2022 yılında yayınlanmıştır.
Güvenlik mekanizmasının ve vizyonunun çizildiği, stratejik planların yayınlandığı bu belgelerden 2022 yılına ait olanı neden çok önemli ve diğerlerinden çok farklıdır?
Önceki yıllarda açıklanan üç belgede de NATO’nun ve üye ülkelerin kendi güvenliğine ve olası iç tehditlere değinilirken, ilk kez 2022 yılındaki bu belgeyle NATO kendi iç yapısından ziyade dış yapısını tanımlamaya başlamıştır.
Bu kapsamda en önemli değişiklik de şudur: Önceki belgelerde “partner” olarak gösterilen Rusya artık doğrudan “tehdit” olarak tanımlanmaktadır.
Bu durum tüm NATO ülkelerini askerî anlamda güçlendirmeye teşvik etmiştir.
En önemlisi de Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonra, NATO’nun, hazır askerî gücünü 40.000 kişiden 300.000 kişiye çıkarma kararıdır.
Rusya’nın yanında ilk kez Çin de “tehdit” olarak anılan diğer ülke konumundadır. NATO’nun Rusya’ya kara sınırının olması sebebiyle askerî yığınak yapması izah edilebilir bir durumdur. Bu yönden NATO’nun sınır komşusu olmayan Çin farklılık teşkil ediyor.
Önümüzdeki dönemde NATO’nun Çin için ittifaka üye olmayan bölgesel ülkeler ile birlikte çevreleme politikasına gideceği belirtiliyor.
Sonuç olarak NATO’nun ilkleri yaşadığı 2022 Stratejik Konsept Belgesi, yeni bir soğuk savaş döneminin temellerinin atıldığını ve dünyanın daha da kutuplaşacağını gösteriyor.
Türkiye’ye düşen ise mümkünse soğuk savaş türünden de olsa savaşları engellemeye çalışmak ama tercih yapması gereken durumlarda daima Hür Dünyanın tarafında kalmak olmalı.