Ekolojik hayat, hepimizin içinde özlemini duyduğumuz bir arzu aslında. Ve bunun sürdürülmesi dünyanın geleceği için de oldukça önemli. İsraf odaklı tüketim anlayışları, kaynakların düşüncesiz kullanımı hayatımızı büyük oranda etkiliyor. Tasarruf ve geri dönüşümle birlikte ekolojik hayatı ne kadar korursak, üzerimize düşen sorumlulukları yapmış olacağız. Şehirde ekolojik hayat gönüllüsü olan Utku Yılmaz, daha atıksız bir hayat için yapılması gerekenleri söyledi. 

Buyrun okumaya.

Kendinizden bahseder misiniz. Atıksız hayat ile yollarınız nasıl kesişti?

Kentte ekolojik bir hayat yaşamaya çalışıyorum. Ekolojik besleniyorum, zehirsiz temizleniyorum. Evimde bir çöp kovam yok. “Ekolojik Dönüşüm” adındaki sosyal girişimin kurucu ortağıyım. Sürdürülebilir projeler üretiyor ve kurumsal eğitimler veriyoruz. “Kentte Ekolojik Hayat” adındaki blog, Spotify, Youtube ve Instagram hesaplarında bildiklerimi ve deneyimlerimi paylaşıyorum.

Bir ürün satın alırken, içeriğine, ambalajına, kimin yaptığına dikkat ediyordum. Böylelikle içinde tehlikeli kimyasalların olduğu plastik ambalajdaki ürünleri kullanmamaya başladım.  Almadığım için, atmıyordum. Giderek sadeleşen bir hayat içinde çöpe atacak bir şeyim olmadığı için çöp kovamı kaldırdım. Kısaca tüketim alışkanlıklarımı dönüştürdüm.

Atıksız hayat nedir? Atıksız bir ev için nereden başlayabiliriz?

Hayat döngüsü içinde atığın bir başka canlının besini olduğunu bilerek geri dönüşüm ya da ileri dönüşümün ötesinde, çöp çıkarmadan, çöp olmasına neden olmadan, gezegenin kaynaklarını bilinçli kullanmak ve israf etmemek. İhtiyacımız kadar alış veriş yapmak, tek kullanımlıkları kullanmamak, ekolojik gıda ile beslenerek israf etmemek bence ilk yapılacaklar.

Bu yaşama şeklinin hayatımıza yerleşmesi için temel prensip olarak neleri görebiliriz?

Tüketim alışkanlıklarımızı sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum. Herhangi bir satın almada “Bu ürüne gerçekten ihtiyacım var mı?”, “Bu ürünü kendim yapabilir miyim?”, “Elimdeki alternatifini yeniden kullanabilir miyim?”, “Bu ürünün yerli alternatifi olabilir mi?”  gibi sorularla kendimizi sorgulamalıyız. Gıdamıza, suyumuza, toprağımıza sahip çıkmalıyız. Her bir satın almamızın bir tercih olduğunu unutmamalıyız.

Çöp kovasız hayat için de güzel tavsiyeleriniz var. Biraz da okuyucularımıza bahseder misiniz?

Atmak istemiyorsanız, almayın. Satın aldığımız (veya sahip olduğumuz) her şey bir gün ömrünü tamamlar. Ne kadar sürdürülebilir ham maddelerden dayanıklı ve nitelikli bir ürün alırsak o kadar doğru bir tercih yaparız. Gıdanıza kıymet verin. Tohumunuza, suyunuza ve toprağınıza sahip çıkın. Böylelikle ne israf edersiniz, ne çöpe gönderirsiniz.

Öncelikle kendinizi ve birlikte yaşadığınız kişilerin hayatında büyük ve mutsuz edici değişiklikler yerine küçük ekolojik dönüşümler gerçekleştirebilirsiniz. Alış veriş yaparken plastik poşete, sipariş verirken plastik pipete, yemek yerken ıslak mendile hayır diyebilirsiniz. Ekolojik gıda ve zehirsiz içerikli temizleyiciler tercih edebilirsiniz. Yoğurt, sirke gibi basit tarifli gıdaları evinizde yapabilirsiniz. İşe giderken yemeğinizi yanınızda götürebilirsiniz. Şampuan, sabun gibi plastik ambalajda ürünler yerine katı formdaki ürünleri tercih edebilirsiniz. Tampon, ped gibi tek kullanımlıklardansa adet kabı, yıkanabilir ped gibi sağlıklı hijyen ürünlerine şans verebilirsiniz. 

Memnun kaldığınız deneyimleri sevdiklerinizle paylaşarak daha çok kişinin dönüşümünü sağlayabilirsiniz. Evde kompost yaparak organik atığınızı çöp olmaktan kurtarıp nitelikli toprak haline getirebilirsiniz.

Sosyal hesaplarınızda bu konularda çok güzel teşvik edici muhtevalar üretiyorsunuz. İnsanların ilgisi ve geri dönüşleri nasıl oluyor?

Ekolojik hayata başlama hevesi olup nereden başlayacaklarını bilemeyenler ya da bu yolda eşlikçi arayanlarla bir araya gelip çözüm bulmaya çalışıyoruz. Her geçen gün daha fazla kişi kendisi, sevdikleri ve gezegen için endişe ediyor. Bu endişe de ekolojik hayat konusunda daha kararlı olmalarını sağlıyor. Biz birbirimize destek oluyoruz.

RÖPORTAJ: KÜBRA ÖRNEK KORKMAZ
[email protected]