12 Eylül öncesi, Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alınan emekli madenci Şemsettin Hamzaçebi (57), o dönemde kandırılıp sağcı-solcu diye birbirlerine düşürüldüklerini, ama artık oynanan oyunların farkına vardıklarını ve oyuna gelmeyeceklerini söyledi.
BİLMEDEN KARŞI KARŞIYA GELDİK
Hamzaçebi'nin sıkça bir araya gelip eski günleri yad ettiği dostlardan Ahmet Kurt, “Bunlar o dönem solcuydular, biz MHP kökenliyiz. Bazı şeyleri bilmeden karşı karşıya geldik. Darbe sonrası arkadaşlarımızın cezaevlerinde çektiği ıztırapları dinleyip gerçeği anladık. Şimdi el ele, kol kolayız” dedi.
Artık oyunlara gelmeyiz
12 Eylül darbesi döneminde Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alınan Şemsettin Hamzaçebi (57), kandırılarak sağcı-solcu diye birbirlerine düşürüldüklerini beilrterek, bugün artık oynanan oyunların farkında olduklarını ve aynı oyuna gelmeyeceklerini söyledi. 31 yıl sonra Kenan Evren’in ifadeye çağrılmasının sevincini yaşadığını dile getiren emekli madenci Hamzaçebi, bu kararın en çok kendisini sevindirdiğini ifade etti. Hamzaçebi, ihtilâl öncesi karşı karşıya geldiği ülkücü arkadaşı Ahmet Kurt ile şimdi arada bir o günleri konuştuklarını da dile getirdi. Vatanî görevini yaparken, Türk Silâhlı Kuvvetleri Boks Şampiyonu olmasına rağmen darbecilerin gazabından kurtulamadığını dile getiren Hamzaçebi, resmî üyeliği bulunmamasına rağmen bir kişinin ihbarına dayanılarak darbeciler tarafından Türkiye Komünist Partisi’ne (TKP) üye olduğu iddiasıyla gece yarısı evinden alındığını dile getirdi. Hamzaçebi, o günleri şöyle anlattı: “14 Haziran 1981’de gece eve gelmiştim. Gece saat 01.00’de kapım zorlandı ve içeriye sivil polisler girdi. Kendilerinin Ankara’dan geldiklerini ve Derinlemesine Araştırma Laboratuvarı (DAL) polisi olduklarını söyleyen ekipler, kitap aradıklarını ifade ettiler. Evde ne kadar kitap varsa topladılar, beni de aldılar, hatta rahmetli anneannem bir tane polisin ceketinden yakaladı, ‘Oğlumu nereye götürüyorsunuz?’ diye sordu.‘Teyze o şimdi gelecek’ dedi. 3 sene sonra geldim.” Evinden alınarak Zonguldak 1. Şube’ye götürülen genç madenci için ömrü boyunca unutmayacağı işkence dolu günler başladı. Röportaj verirken dahi “beni içeri alacaklar” endişesi taşıdığını anlatan Hamzaçebi, yaşadığı işkenceleri anlatırken şunlar söyledi: “Orada 15 gün boyunca gözlerimiz bağlı, beton üzerinde yattık, 15 gün gece gündüz bize vurmadıkları, dayak yapmadıkları işkence kalmadı. Neymiş efendim? Sen TKP’ye üye oldun mu olmadın mı? Ya olmadım diyorum, ‘Yok yok sen olmuşsun’ diyor. Olmadım deyince ‘Bu ifade geçerli değil git içeride biraz daha yat’ diyorlardı. Birkaç gün arayla aynı durum devam ediyordu. En sonunda dayanamadık kabul etmek zorunda kaldık.”
“OYUNLARIN FARKINDAYIZ”
Daha sonra nakledildiği Gölcük’teki askeri cezaevinde fiziki ive psikolojik işkenceye maruz bırakıldığını anlatan Hamzaçebi, 3 yıl süren işkenceden sonra cezaevinden sağlığını yitirerek çıktığını ifade etti. Hamzaçebi, şöyel devam etti: “Eskiden boyum ve posumdan dolayı herkesin gıpta ile baktığı biriyken işkencelerden sonra gözlerim şaşı oldu, nesneleri çift görüyorum. Bacak ve kollarımda kısmi felç var. Bizi haksız yere hapse atıp bu hallere düşürenlerden iki dünyada da dâvâcıyım.” 80 darbesi öncesi en samimî akrabasıyla bile “o sağcı, ben solcuyum” diye düşman olduklarını dile getiren Hamzaçebi, “Ben 12 Eylül’den dâvâcıyım. Benim sağlığımı sıhhatimi geri versinler. Benim sağlığımı, gözlerimi geri verebilir mi? Ben o zamanın solcusuyum, ben şimdi anladım ki, sağcıyı da solcuyu da kandırmışlar, bizi bir birimize vurdurmuşlar. Vurdurmuşlar, ama şimdi meydana çıkıyor hepsi. Yani oyuna geldiğimizin en güzel göstergesi, bugün sağcıyla solcu yan yana namaz kılıyor camide” diye konuştu.
1980 DARBESİNİN SOLCUSU VE SAĞCISI ŞİMDİ KARDEŞ OLDU
Darbe öncesi sağ-sol çatışmasında karşı karşıya gelen Çatalağzı beldesinin iki genci Şemsettin Hamzaçebi ve ülkücü Ahmet Kurt, geçmişte yaptıkları hatadan ders aldıklarını belirtti. Sık sık bir araya gelerek eski günleri yad eden eski dostlardan Ahmet Kurt ise şunları söyledi: “Bunlar o dönem solcuydular, biz de MHP kökenliyiz, rahmetli Albay’ın (Alparslan Türkeş) izinde gidiyorduk. Bazı konumları bilmeden karşı karşıya gelmiş bulunduk. Biz sağcı, o solcu, arkadaşlarımızın çektiği ıztırapları Gölcük’te, 28. Tümen’de ve diğer cezaevlerinde aç susuz, çırılçıplak, ne vaziyette yaşadıklarını anladık ve dinledik. Ve o arkadaşlarımızla şimdi sokaklarda el ele kol kola geziyoruz.”