"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Her yerden adalet çığlığı

21 Temmuz 2017, Cuma
Suruç katliamı kurbanlarından Hatice Ezgi Sadet’in annesi Sunay Sadet, ülke olarak aradan geçen zamanda birçok haksızlığın yaşandığını belirterek her yerden adalet çığlıklarının yükseldiğini söyledi.

Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde IŞİD’in gerçekleştirdiği bombalı katliamın üzerinden iki geçti. 20 Temmuz 2015 tarihinde yaşanan ve 33 kişinin vefat ettiği saldırının yıl dönümünde katliâm mağdurlarının avukatları, yargılamaya tepki gösterdi. Avukat Gülhan Kaya, “Soruşturma nasıl büyük bir ciddiyetsizlikle başladıysa yargılama süreci de aynı ciddiyetsizlikle devam ediyor” dedi. Avukat Sevda Çelik Özbingöl ise, dosyanın sanıksız ve failsiz bırakılmak istendiğini vurguladı. Hatice Ezgi Sadet de o saldırıda ölen gençlerden biriydi. Kanlı saldırının yıl dönümünde, Hatice Ezgi Sadet’in annesi Sunay Sadet bir mektup kaleme aldı. Anne Sadet, “20 Temmuz 2015 yalnızca bizim ailemiz için değil, yaşadığımız ülke için de birçok adaletsizliğin, haksızlığın, acılarla dolu bir dönemin başlangıcı oldu. Nereye kafamızı çevirsek bir çığlık duyuyoruz “Adalet!” diye. Ben de kendi çığlığımı, sesimi duyurmak istedim” diyor. 

20 Temmuz benim içimde kanayan bir yara 

Sunay Sadet, bu mektubunda bir başka acısını da paylaşıyor. Hatice Ezgi Sadet’i toprağa vermesinin ardından Sunay Sadet, bu kez de ortanca kızı Özgen Sadet’in acısını yaşıyor. Özgen’in bir ay kadar önce ‘Gezi anmalarına katıldığı’ gerekçesiyle gözaltına alındığını ve tutuklu yargılandığını anlatan Sunay Hanım, bir kızının vefat etmesinin ardından diğer kızının da haksız yere tutuklanmasına isyan ediyor ve sesini duyurmak istiyor. Sunay Sadet’in mektubunun bir bölümü şöyle; “Suruç katliamının yaşandığı 20 Temmuz benim içimde kanayan bir yara olarak kalacak yaşadığım süre boyunca… 20 Temmuz benim gözümden sakındığım, gülüşüne kıyamadığım biriciğimin, canım Hatice’min katledildiği, yaşamak ağrısının boynuma asıldığı gündür… Onu nasıl toprağa koyduğumu, bu gücü nasıl bulduğumu hala daha bilmiyorum. Bu duygularımı anlatmak için bildiğim tüm kelimeler yetersiz kalır. Onun sesinin, yüzünün, gülüşlerinin olmadığı bir hayat benim için yeterince ağır ve zorken bu fırtınanın bitmek bilmediğini bir kez daha anladım.” 

Okunma Sayısı: 3434
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Feryat

    21.7.2017 02:54:57

    Olmayan şeyi niye arıyoruz.Yok işte huzur ve adalet yok.Mazlumlar belki hak etmedi ama çoğunluk bu hali davet ettik o yüzden zulüm herkese dokunacak ilahi kanun böyle işler zira adavete düşmanlık edeceğimize zulme taraftar olduk

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı