‘İttihad 50. Yıl’ özel programını scope yayınında değerlendiren Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz: “Bu bayrağı devralıp taşıyacak olan gençlerin de fikirlerini, ideallerini, bu hizmete ne gibi katkılarda bulunabileceklerini ifade edecekleri buluşmaları gündeme getireceğiz.”

Güleçyüz, “Cumartesi günkü buluşma son derece coşkulu ve çok güzel geçti ve daha önce 25 Şubat akşamı Yeni Asya’nın 48. yıldönümü vesilesiyle düzenlediğimiz programın bir devamı oldu. Yeni bir format geliştirmiştik orada, ailece bu programları gerçekleştirmek. Hakikaten çok farklı bir atmosfer meydana geliyor ve bizim müthiş ve muhteşem bir aile olduğumuz gerçeğini hem bir kez daha yaşamış, hem de izleyen, haberdar olan ve takip eden herkese göstermiş oluyoruz. Programa katılanlar içinde İttihad’ın ilk günlerinden itibaren bu süreci yaşamış, emeği geçmiş olan insanlar vardı. İsimsiz kahramanlar vardı. Onların yanında bu 50 yıllık yürüyüşe yaşı itibarıyla veya hizmetle sonradan tanışmış olmaları hasebiyle bilahare dahil olanlar da vardı. Dedele, babalar, şefkat kahramanı hanımlar, gençler ve nur çocuklar vardı. Tam bir aile buluşmasıydı” şeklinde konuştu. 

Bu insanları bir araya toplayan bir misyon var

Güleçyüz şöyle devam etti; “Yeni Asya ailesinin İttihad’dan bu yana dinamik, meselesine sadakatle bağlı, davasını örnek bir şuurla takip eden ve bütün saldırı ve hücumlara rağmen yolundan sapmayan, kimseyle uğraşmak gibi bir gündemi olmayan, ama nedense bazılarının onunla uğraşmayı iş edindikleri bir misyonun takipçileri ve böyle muazzam bir ailenin mensupları olarak bir kez daha buluşmuş oldular. Bugün İttihad diye bir gazete çıkmıyor; ama niçin bu kadar insan büyük bir iştiyak ve şevkle toplandı? İşte orada 50 sene önce çıkan ve 12 Mart Muhtırasından sonra kapatılan bir gazetenin temsil ettiği mananın bugünlere taşınmasına vesile olan bir şey var: Yeni Asya

Bu bayrak dalgalanmaya devam edecek

“Yeni Asya İttihad’dan devraldığı bayrağı dalgalandırmaya devam ederek bugünlere ulaştı. Öncü kadroların gelebilenleri geldi, daha sonra gençler, çocuklar dahil oldu. Bu şunu da gösteriyor; Üstadımız diyor ki: Risale-i Nur bu vatana kök salmıştır. Hiçbir kuvvet Allah’ın izniyle onu bu vatandan söküp atamayacaktır. İşte bu mananın en kuvvetli ifadesidir bu şahsı manevinin burada bir aile sıcaklığı içindeki varlığı. Ve hakikaten Yeni Asya İttihad’la başlayan zorlu, nurlu ve onurlu yolculukta bu manaları temsil ederek bugünlere geldi. İnşaallah dünya durdukça da bu bayrak dalgalanmaya devam edecek.

Şahs-ı manevinin kararını, iradesini hâkim kıldılar

“Bu zaman zarfında çok büyük hizmetler yapıldı. Çok büyük zorluklara göğüs gerilerek, çok ağır bedeller ödenerek bu süreçler yaşandı ve bugünlere ulaşıldı. Üstad Bediüzzaman Hazretleri başta olmak üzere onun en önemli talebelerinden, İttihad’ın ve Yeni Asya’nın kuruluşunda harcı bulunan, manevî rehberi ve mihmandarı olarak andığımız Zübeyir Gündüzalp Ağabey, onunla beraber olan Tahiri, Sungur, Bayram Ağabeyler... herşeyi meşveretle yürütmüşler. Kimse kimseyi dışlamadan. Bütün meseleleri gazetemizin şiarı olan meşveret ve şura ile görüşerek, problemleri bu mekanizma içinde çözerek ve her aşamada şahsı manevînin kararını, iradesini hâkim kılarak.

Onlara minnet borcumuz var

“Zübeyir Ağabeyin ardından İttihad’ın da, Yeni Asya’nın da kuruluşunda en önemli isimlerden olan Mustafa Polat, Doktor Sadullah Nutku, Bekir Berk ve daha isimlerini sayamadığımız bu hizmete emeği geçmiş, rahmet-i Rahman’a kavuşmuş olan bütün hizmet kahramanlarını hayırlarla, duâlarla yad ediyoruz bir kez daha. Onlara minnet borcumuz var. Ve inanıyoruz ki Üstadın dediği gibi: “Birimiz şarkta, birimiz garpta, birimiz şimalde, birimiz cenupta, birimiz dünyada, birimiz ahirette de olsak biz yine birbirimizle beraberiz.” Ve yine inanıyoruz ki Cumartesi akşamı burada toplanan muhteşem kalabalığın içerisinde onlar da berzahtaki menzillerinden bu muhteşem tabloyu manen alkışlıyorlardı. Bu mana onlarla başladı ve şahs-ı manevî ile devam ediyor.

Hakkın hatırı âlidir ve hiçbir hatıra feda edilmez

“Risale-i Nur’un meslek ve meşrebinin, Risale-i Nur’un hiçbir kelimesini hariç bırakmadan, bir bütün olarak okunup anlaşılmasını, hayata geçirilmesini temsil eden bir misyonun adıdır İttihad ve Yeni Asya çizgisi. Bundan dolayı hedef oluyor ve saldırılara maruz kalıyor, ama hakkın hatırı âlidir, hiçbir hatıra feda edilmez. Risale-i Nur, Kur’ân’ın bu zamana bir mesajı olarak her bir kelimesi ve her bir cümlesiyle bir bütünü ifade ediyor. Birini çıkardığımız zaman orada bir boşluk meydana gelir. Bu boşluğa meydan vermeme gayretinin ifadesidir Yeni Asya. Onun için Üstad’ın sözüyle “Ne kadar sayıca az da olsalar manen bir ordu kuvvet ve kıymetindedirler” manasının tecelli ettiği bir şahs-ı manevidir. 

Bize tekliflerinizi sunun

“Yeni Asya’nın da 50. yılı bir buçuk sene sonra gelecek. Önümüzdeki 21 Şubat’ta nasip olursa yine aynı manalar çerçevesinde 49. yılı idrak edilecek ve sonra 50. yıl gelecek. İttihad’ın 50. yılı, Yeni Asya’nın 50. yılı kutlamalarının da bir nevi provası oldu. İnşaallah o günlere Allah nasip eder de erişirsek, çok daha coşkulu, heyecanlı ve zengin programlarla 50. yılı idrak edeceğiz. Bununla ilgili olarak bütün okuyucularımızdan, camiamızın, ailemizin mensuplarından kafa yormalarını, bize tekliflerini sunmalarını, katkı vermelerini, fikirler geliştirmelerini bekliyoruz, rica ediyoruz.

Eksik kalan bir şey vardı: Gençler!

“Cumartesi günkü programı bağlarken ifade ettiğim bir şeyi bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Programın formatı gereği İttihad’a emeği geçen, hatıraları olan emektarları konuşturduk zamanın el verdiği ölçüde. Ama eksik kalan bir şey vardı: Gençler! Bu bayrağı bundan sonra devralıp taşıyacak olan gençlerin de fikirlerini, ideallerini, bu hizmete ne gibi katkılarda bulunabileceklerini ifade edecekleri buluşmaları inşaallah bu programdan sonra ağırlıklı bir şekilde gündeme getireceğiz. Bununla ilgili olarak gençlerimize çağrımızı tekrarlıyoruz. Bu dâvetleri biz yapacağız, hazırlıklı olarak gelsinler. “Gençler Yeni Asya’yı konuşuyor. Gençler olarak biz Yeni Asya için neler yapabiliriz?” başlığı altında yapacağımız bu toplantılar için fikir geliştirsinler. Kabiliyetlerini gözden geçirsinler. “Benim bu hizmete nasıl bir katkım olur” diye. Eylül ayında iki hafta peşpeşe gerçekleştirilen gazetecilik seminerleri yine bu gayretin neticesiydi. Bunları daha ileriye taşımak ve gençlerimizin bu işleyişe daha sür’atli bir şekilde katılımlarını sağlamak noktasında gayretlerimizi katlayarak arttıracağız. İnşaallah bunları el birliğiyle yapabildiğimiz ölçüde bu süreci daha da hızlandıracağız. Ve her yerde söylediğimiz gibi, bayrağı devredeceğimiz gençleri görmek istiyoruz.” Haber Merkezi