"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hukuksuzluğa 28 Şubatçı savunma

29 Temmuz 2021, Perşembe 00:01
GÜLEÇYÜZ’ÜN AÇTIĞI BASIN KARTI DAVASINDA İLETİŞİM BAŞKANLIĞI, 28 ŞUBAT’TA VERİLEN MAHKUMİYETE SIĞINDI.

HÜKMÜ KALMAYAN BİR CEZA

CB İLETİŞİM Başkanlığı, Genel Yayın Yönetmenimiz Kâzım Güleçyüz’ün yıllardır verilmeyen basın kartı için açtığı davadaki savunmasında, Güleçyüz’e “Deprem İlahî tokat” yazısı için 2002’de verilen ve artık hükmü kalmayan hapis cezasını gerekçe gösterdi.

SARAYDAN SKANDAL GEREKÇE

28 Şubat sürecinde DGM’nin verdiği o karar için bilâhare İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi “Yok hükmünde” demiş, memnu hakları iade etmiş ve karar adlî sicilden de silinmişti. CB İletişim Başkanlığının bu karara sığınması “skandal” olarak yorumlandı. 

***

Kazım Güleçyüz'ün yazısı: 28 Şubat Sarayda yuvalanmış

Sürekli basın kartımız beş yıl önce de gasp edilmek istenmiş ve 2016 yazında, 15 Temmuz öncesi başlayıp sonra devam eden süreçte o zaman ilgili kurum olan Başbakanlık Basın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü evvelâ kartımızı iptal ettiğini bildirmiş; ardından 28 Şubat döneminde bir yazımızdan dolayı verilen mahkûmiyet kararını gerekçe gösterip, mahkeme kararıyla “sabıka” kaydımızın silinmesi ve memnu haklarımızın iadesi halinde kartımızın verileceğini duyurmuştu.

Bunun üzerine o davayı açtığımız İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, iki aşama halinde memnu haklarımızın iadesine karar verdi.

Ve kartımız tanzim edilip gönderildi.

Altı aylık bir sürecin sonunda...

İşin en ilginç tarafını o zaman konuyla ilgili yazılarımızdan birinde şöyle dile getirmiştik:

“Adlî sicil kaydından silindiği halde arşiv kaydında durmaya devam eden karar, 14 yıl boyunca basın kartı için bir engel olarak görülmemiş. Ama 2016’da durum değişmiş ve’ depremi ‘İlâhî tokat’ olarak değerlendirdiğimiz için 28 Şubat zihniyetince mahkûm edildiğimiz bir yazı, AKP iktidarının 14. yılında basın kartımızı yenilememe işleminin gerekçesi olarak gösterilmiş!” (1 Eylül  2016)

O zaman bunu aştık, ama aynı durum iki sene sonra yine tekrarlandı. Yeni sistemle birlikte BYEGM’nin yerine Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı geçti. Ve bütün basın kartlarının, rengi turkuaza çevrilerek yenilendiği bir süreç başlatıldı. Ama bu süreçte Yeni Asya mensuplarının kartları yenilenmedi. Sebebi sorulduğunda verilen cevap hep aynı oldu: 

“Değerlendirme devam ediyor...”

Bu “değerlendirme” bir türlü bitmeyince, yine dava açmak zorunda kaldık. Ve İletişim Başkanlığının davaya bakan mahkemeye gönderdiği baştan sona çelişki ve tutarsızlıklarla dolu savunmada şu cümleyi gördük:

“Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan 2002’de hapse mahkûm olan Kâzım Güleçyüz basın kartı taşıyabilme hakkını yitirmiştir.”

Savunmadaki diğer mantıksızlıkları ayrıca ele alırız, ama şimdilik şunu belirtmekle yetinelim: Sadece bu cümle bile, hukuk tanımazlığını, mahkemenin dört buçuk yıl önce verdiği “memnu hakları iade” kararını da hiçe sayarak bir kez daha gösteren 28 Şubat zihniyetinin Sarayda yuvalandığını ele vermeye yeter!

***

22 Nisan 2021 tarihli Basın kartı keyfîliğini yargıya taşıdık haberimiz

Yeni Asya Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz, sürekli basın kartının yenilenmemesi üzerine Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na dava açtı.

Gazetemizin avukatı Mustafa Özbek tarafından Ankara İdare Mahkemesi’ne açılan dâvânın gerekçesinde, “Müvekkilim sürekli basın kartı sahibi olup, basın kartının değiştirilerek yenisinin gönderilmesi için müracaat edilmesine rağmen, sürekli basın kartın değiştirilerek yenilenmesi işlemi yapılmamıştır. Konuya ilişkin olarak İdareye 24.12.2020 tarihinde tebliğ edilen 21.12.2020 tarihli dilekçe ile de durum açıklanarak sürekli basın kartının değiştirilerek yenilenmesi talep edilmiş ancak talebe ilişkin herhangi bir cevap verilmeyerek talep zımnen reddedilmiştir” ifadeleri kullanıldı.

HukukÎ dayanağı yok

Sürecin mevzuata uygun ilerlemediğine dikkat çekilen gerekçede, “Müvekkilimin mevzuatta sürekli basın kartı talep edebilecek kişiler içinde olduğu açık olduğu halde, sürekli basın kartı yenilenmeyerek İdare tarafından hukuka aykırı bir işlem tesis edilmiştir. Basın kartı yönetmeliğinde ilk kez göreve başlayanlarda dahi bekleme süresi maksimum 18 ay olarak belirlenmiş olmasına rağmen, sürekli basın kartı sahibi olan müvekkilimin basın kartının yenilenmemesi ve bu hususta herhangi bir gerekçe de gösterilmemesinin hukukî dayanağının bulunmadığı açıktır” denildi.

Telafisi güç zararlar doğurur

Gerekçede uluslar arası sözleşmeler hatırlatılarak, “Gerek Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve gerekse Türk mevzuatı, doktrini ve Yüksek Mahkeme kararları âdil yargılanma hakkı ve idarenin takdir yetkisi gözetildiğinde, idari işlemlerin gerekçeli olması gerektiğini hüküm altına almış olmakla, gerekçesiz olarak sürekli basın kartının yenilenmesi talebimizin reddine dair işlemin iptalini talep etme zarureti doğmuştur. Müvekkilimin sürekli basın kartının yenilenmemesi sebebiyle, İdari Yargılama Usûlü Kanununun 27/2 maddesinde düzenlenen idarî işlemin uygulanması halinde telâfisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idarî işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmiş olması nedeniyle yürütmenin durdurulması kararı verilmesini de talep etmek zarureti doğmuştur” ifadeleri kullanıldı.

HABER: SEDAT SERDAR
[email protected]

 

Okunma Sayısı: 1700
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı