DEMOKRAT PARTİ HÜKÜMETLERİNDE 1950-1960 YILLARI ARASINDA MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞININ DA ARALARINDA BULUNDUĞU ÇEŞİTLİ BAKANLIK GÖREVLERİ ÜSTLENEN VE İLAHİYAT FAKÜLTELERİNİN YANI SIRA İMAM HATİP OKULLARININ DA AÇILMASINDA ÖNCÜLÜK EDEN AHMET TEVFİK İLERİ, VEFATININ 61. YILINDA RAHMETLE YAD EDİLİYOR.
FATİH KARAGÖZ - ANKARA
Demokrat Parti iktidarı yıllarında Milli Eğitim Bakanlığı yaptığı dönemde din derslerini öğretmen okulları ve ortaokulların müfredatına dâhil eden Tevfik İleri, 1952 yılında Bakanlığı döneminde İmam Hatip Okulları’nın açılışına da öncülük etmişti. 1950 seçimlerinde Demokrat Parti milletvekili olarak TBMM’ye girdi. 9, 10, 1.u dönem Samsun Milletvekilliği yapan İleri, meclise girişinin hemen ardından bakan olmuş ve uzun süre bakanlık yapmıştır. 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından Yassıada mahkemelerinde idama mahkûm edilen İleri’nin, cezası ömür boyu hapse çevrilmişti. Yargılamanın ardından Kayseri bölge cezaevine yollanan İleri, hastalanması üzerine Ankara Hastanesine kaldırıldı ve 31 Aralık 1961 günü vefat etti.

EŞİNE MEKTUPLAR
Eşi merhume Vasfiye Hanıma 20 Ekim 1960 tarihinde Yassıada’da yazdığı mektupta, “Şükretmekteyim. Hiçbir iddia, hiçbir netice beni endişelendirmez. Seni de endişelendirmesin. Yeter ki benim yüzümden sana, çocuklarıma ve yakınlarıma bir ‘kir’ gelmesin. Şükrolsun o yok. Allah’ın dediği olacaktır” diyen Tevfik İleri, mektuplarında darbeden hapishanede hasta halinden dahi hiç şikâyetçi olmadığını söyledi. Yassıada’daki ilk günlerinde eşine yazdığı mektupta, “Şimdi beni alâkadar eden tek şey, sizlerin varlığınız ve sağlığınızdır. Onun şükründen âciz olduğuma kaniim. Allah bana, bize, yavrularımızın acısını tattırmasın, onların ıztıraplarını görmeyelim. Gerisi… Gerisi hiçtir ve takdiri-i İlâhîdir. Ne olacaksa, ne gelecekse O’ndan. Ve O’ndan başkasından bir şey istemek ve beklemek O’na şirk koşmaktan başka bir şey olamaz” demişti. 14 Mayıs 1950 seçimlerinden sonra ilk icraat olarak 16 Haziran 1950’de bütün ülkede ezanın artık aslına göre okunmasını sağlayan Demokrat Parti’nin Maarif Vekili olarak döneminde imam hatip okullarının, yüksek İslâm Enstitülerinin, Kur’ân Kurslarının hizmete açılması, din eğitimine büyük bir önem verilerek okullara din dersleri konulması, İleri’nin hizmetlerinin başında geldi.

MENDERES’İN DURUMU NASIL?
Hayatını, Meclis ve parti konuşmalarını, mefkûresini, dâvâsını, çalışmalarını ve notlarını kitaplaştıran kızı Câhide İleri’nin tesbitiyle Tevfik İleri, “Menderes’e gönülden bağlı idi. Yargıçların itirazlarına, ‘Menderes, vatanını seven bir insan. Onun için ben devamlı onun yanında olacağım” diye karşılık verirdi. Câhide İleri kitabında şu ifadelere yer veriyor. “Mahkemeler neticelendiğinde herkes babamın da idam edileceğini söylüyordu. Kararların verildiği gün eve, ‘Müjde, Tevfik Bey müebbede çarptırılmış, idam edilmeyecek!” diye bir telefon geldi. Belki de babama böyle bir şey olmayacağını düşündüğümüz için, “O mühim değil, Menderes’in durumu nasıl?” diye sorduk. Menderes’in idam edileceğini duyunca ne yapacağımızı, ne düşüneceğimizi şaşırdık. Bütün âile perişan olduk.”
“BU SABAH KUR’ÂN-I KERİM’DE ERRAHMAN SÛRESİNİ OKUDUM”
Câhide İleri, “Tevfik İleri, Yassıada ve Kayseri Günlükleri”nde yer alan “günlükler”den 13 Eylül 1960 tarihli notta şunları yazdı: “Bu sabah Kur’ân-ı Kerim’de Errahman Sûresini okudum. Allah’ımızın hangi nimetlerini inkâr edebiliriz ki… Şükürden âciz olduğumuzu bir kere daha itiraf ettim. Nankörlüğümüzden utandım. Af diledim…”

“ALLAH’A YOLCULUK BAŞLIYOR…”
Yassıada’da 10 adetten fazla defter dolduran ve ancak bunlardan 7’sinin evine teslim edildiğini öğrenen Tevfik İleri, 23 Eylül 1961’de nakledildikleri “Kayseri Cezaevi günlükleri”nde, 16 ve 17 Eylül’de idam edilerek katledilen Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Polatkan’ın vefatlarını 18 Eylül 1961’de tarihli günlüğüne şunları not eder: “Bugün idam olma heyecanını geçiren arkadaşların ihtisasını dinledik. Şüphesiz çok enteresandı. Rahmetli Polatkan ve Fatin Rüştü’yü götürüyorlar. Bir motor sesi duyuluyor. Bir müddet sonra bir uğultu duyuluyor. Bu Hasan Polatkan’ın Allah’a ulaşması. Biraz sonra tekrar menfur bir ses ve uğultu. Bu da Fatin Rüştü’nün göçmesi. Bahadır (Dülger, DP milletvekili) ve Agâh ‘Bu gidiş o’, diyorlar. Ve sıranın kendilerine geleceğini tahmin ediyorlar. Agâh, ‘Allah’a yolculuk başlıyor…’ diye yüksek sesle Kur’ân-ı Kerim’den âyetler okumaya başlıyor. Peşinden İbrahim Kirazoğlu da yüksek sesle Kur’ân-ı Kerim okumaya başlıyor. Bahadır da içinden okuyor…”
Yassıada mahkemesinde müebbet hapse mahkum oldu
27 Mayıs 1960 yılında yapılan darbeden sonra tutuklanarak Yassıada’ya götürülen Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’ye vatan cephesi kurmak, diktatörlük tesis etmek, anayasayı ihlal etmek gibi asılsız suçlamalarda bulunuldu. Yargılandığı Yassıada mahkemesinde müebbet hapse mahkum edildi. Bir süre sonra hastalandı ve 31 Aralık 1961 yılında kanserden vefat etti.