Dünyanın gözü önünde çoğu çocuk, kadın ve yaşlı olmak üzere on binlerce katleden İsrail, ibadethaneler, hastaneler, okullar ve evleri yerle bir etti. Özetle bu yirmi aylık süreçte insanlık enkazın altında kaldı. Mısır ve Akdeniz arasında 41 km uzunluğunda ve 10 km genişliğinde bir bölge olan ve yaklaşık 2,3 milyon kişinin yaşadığı ve dünyadaki en yüksek nüfus yoğunluklarından birine sahip olan Gazze’de, bombalanmaktan kurtulan çocuklar açlıktan ölüyor. Saldırıların başladığı günlerde yardımlar ancak  paraşütlerle yapılabilse de zalim İsrail sınırdan gıda yardımına izin vermiyor.

7 Ekim’de başlayan Aksa Tufanı’ndan bir hafta sonra dile getirdiğimiz bir gerçeği yeniden ifade edelim: Orta Doğu’da bir “Filistin sorunu” yoktur. Asıl sorun, Filistin topraklarını işgal eden, evleri yıkan, milyonlarca insanı sürgüne zorlayan ve milyonları temel insanî ihtiyaçlardan mahrum bırakarak açık hava hapishanesinde yaşamaya mahkûm eden işgalci İsrail’dir.

***

MÜSLÜMAN ÜLKELER SİLÂH ANLAŞMASI DERDİNDE!

İsrail bu vahşetine devam ederken dünya sessiz, sadece kınamalarla protestolarla kalıyor. İsrail’le ticarî anlaşmalar devam ediyor. Müslüman ülkeler kılını kıpırdatmıyor. 

Son olarak, ABD Başkanı Trump’ın Orta Doğu turunda Suudi Arabistan, Katar ve BAE’ye yaptığı ziyaretlerde tarihin en büyük silah anlaşmaları imzalandı. Bu ülkelerin, görüşmeler sırasında Filistin’de yaşanan soykırıma dair tek bir çağrıda bile bulunmamaları, Müslüman ülkelerin ne kadar dağınık olduğunu ve süper güçlere nasıl teslim olduklarını bir kez daha gözler önüne serdi.

BM kararlarının, kınamaların İsrail için bir anlamı yok. Çözüm, İsrail; ticarî, hukukî yaptırımlar ile karşı karşıya bırakılmalı ve Filistin’de acilen bir barış gücü tesis edilmelidir. Filistin’de kanayan yaranın çözümü, 1967 sınırları baz alınarak iki devletli bir yapının oluşturulması, başkenti Kudüs olan bir Filistin devleti kurulmasıdır. Filistin hür olana kadar bölgedeki hiçbir ülke barış içinde yaşayamaz, barış asla tesis edilemez. Yıllardır bölgede kan ve gözyaşı döktüren “terörist devlet”i durduracak bir sağduyu cephesi yok mu? Artık sözün eyleme dönüşme vakti geldi, hatta çoktan geçti.

***

MECLİSTE GAZZE ÖNERGESİ REDDEDİLDİ!

Birleşmiş Milletler’in (BM) “yardımlar ulaşmazsa 14 bin bebeğin daha açlıktan ölebileceği”ni açıkladığı gün TBMM’de Yeni Yol Partisi’nin ”Gazze’ye insanî yardım koridoru açılması hususunda Türkiye’nin uluslararası düzlemde inisiyatif alması ve bu konuda yapılması gereken çalışmaların belirlenmesi” amacıyla Meclis araştırması önergesi görüşüldü.

Görüşmede söz alan milletvekilleri, yaşanan soykırım dolayısıyla İsrail’i kınadıklarını söyleyip, Gazze halkına yardım edilmesi için yolların bulunmasını istediler.

Burada şunu not edelim. Yeni Yol Partisi aynı önergeyi Salı günü de vermiş, önerge Cumhur İttifakının oylarıyla reddedilmişti. YYP Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ aynı önergeyi tekrar vermelerinin sebebini “Dün, burada, bizim önergemiz görüşülürken 30-35 AK Partili milletvekili vardı ama oylama olurken 172 milletvekiline çıkmıştı. Hızlı hızlı geldiler, ne konuştuğumuzu anlamadılar diye düşündük, hangi hassasiyeti taşıdığımızı anlamadılar diye düşündük ve neye ‘evet’ neye ‘hayır’ dediklerini de belki anlayamadılar, bilemediler diye düşündük; tekrar, yeniden onlara hatırlatmak adına Gazze’ye insanî yardım koridoru açılmasıyla ilgili bir araştırma önergesi verdik” şeklinde açıklarken, bazı ülkelerinin “Eğer İsrail bu orantısız saldırılarına devam ederse ve insanî yardım koridorunu açmazsa biz somut eylemler yapacağız” dediklerini hatırlattı ve Türkiye’nin buna destek vermesini istedi

Ardından partiler adına konuşmalar yapıldı ve “eyleme geçilmesi” istendi.

Görüşmeler bitti, peki oylamadan ne mi çıktı?

“Gazze’ye insanî yardım koridoru açılması hususunda Türkiye’nin uluslararası düzlemde inisiyatif alması ve bu konuda yapılması gereken çalışmaların belirlenmesi” amacıyla Meclis araştırması önergesi görüşülmesi AKP ve MHP’li vekillerin oylarıyla reddedildi.

***

DÜNYA AÇLIKTAN ÖLÜMLERİ SEYREDİYOR

20 aydır Filistin’de büyük bir acı yaşanırken dünya halkları protestolarına devam ediyor, yöneticiler olaya sağır ve dilsin kalmayı sürdürüyor. 8 milyonluk İsrail 8 milyarlık dünyaya kafa tuttu, tutuyor, dünya bebeklerin açlıktan ölmesini seyrediyor. 14 bin çocuğun açlıktan ölmesi vicdanları hiç mi yaralamıyor?