"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Adalet aranıyor

Halil ELİTOK
07 Mart 2021, Pazar
Adalet bir toplumun hayat damarlarından birisidir.

Adalet, demokrat bir ülkenin olmazsa olmazlarındandır. Adalet, hürriyetçi anlayışın temel taşlarından biridir. Bugünlerde bazı kanallarda ve basın organlarında yazılıp çizilenlere bakarsak konuların ağırlıklı olanı adalet ve mahkeme kararlarıdır. Elbette mahkeme kararlarını tartışacak değiliz. Ehemmiyetine binaen adaletin herkese lâzım olacağı ve her ortamda var olması gereken bir hukuk kuralıdır. Bu vesileyle tarihin perspektifinden geçmişe bakma ihtiyacı duyuluyor. Bu vesileyle akla gelen bir tarihi hadiseyi nakletmek istiyorum.

Günlerden bir gün Diyojen (Diogenes), M.Ö. 412/ M.Ö. 323 yılları arasında yaşayan, kendine yetme ve sadelik ilkelerine dayanan kinik hayat biçiminin öncülerinden Sinop’lu çileci düşünürdür.) sepetinde güneşlenirken, onun namını çok uzak diyarlardan duyan, tarihin en başarılı savaşçılarından biri Büyük İskender yanına gelmiş. Fakat sepetteki Diyojen’den hiçbir kıpırdama yokmuş; aksine Diyojen yerine daha çok yerleşip güneşi içinde hissetmeye çalışıyormuş. Makedonya’dan Hindistan’a kadar büyük bir İmparatorluk kuran Büyük İskender, bu duruma çok bozulmuş. Diyojen’in başına gelip dikilmiş ve Diyojen’e, “Dile benden ne dilersen?” demiş.

Işıktan zor araladığı gözleriyle İskender’e şöyle bir bakan Diyojen, “Gölge etme başka ihsan istemem” diyerek imparatoru red etmiş. İskender, çok kızmakla birlikte ona bu davranışının sebebini sormuş.

Diyojen, “Ben nefsimi kendime esir ettim, onun bütün isteklerini çiğnedim. Ama sen ise servetin, saltanatın yani nefsinin istekleri ardında koşuyorsun. Sen nefsinin kölesisin, bana ne yardımın olabilir ki?” diyerek Büyük İskender’i şaşırtmış.

Günler bu tür olaylarla geçip giderken bir gün, dar bir sokakta Diyojen’in karşısına zengin, kibirli başka bir adam çıkmış. Sokakta ikisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değilmiş. Gururlu ve kibirli zengin, hor gördüğü Diyojen’e tiksinerek bakarak, “Ben bir serseriye yol vermem” demiş.

Diyojen ise kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı vermiş: “Ben veririm!”

Diyojen bu tür hikâyeleri ve savunduğu felsefesiyle herkesin içinde mutlu olmak için gerekli her şeyin barındığını anlatmaya çalışmış. Gerçek mutluluğun paraya, itibara ve maddesel her şeye bağımlılıkla asla mümkün olmadığını, çünkü dünyadaki en önemli şeyin hür olmak olduğunu hiç dilinden düşürmemiş. Bu nedenle bir sebeple gittiği Atina sokaklarında elinde fenerle, “Adam arıyorum adam!” diye dolanmış durmuş.

Okunma Sayısı: 3487
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    7.3.2021 13:41:26

    Muhterem hocam yaznızdan istifade ettim rabbim sizlerden ebeden razı olsun.Fakaaat değil Dİyojen bunlar yüce rabbimin bize her cuma hutbesinde okunan ayetinden nasipsizler nasıl diyojen'in o güzel sözlerinden nasiplesinler.Neyse biz hissemize düşeni aldık,rabbim nefsimize tatbik etmeyide nasip etsin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı