"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hz. Muaviye siyaseti (2)

Halil ELİTOK
20 Ağustos 2025, Çarşamba
3.Tedrîcilik: Hz. Muaviye b. Ebu Süfyan, ulaşmak istediği noktalara sağlam adımlarla, hesaplı bir şekilde ulaşma hususunda siyasî hayatının hemen her safhasında başarılı bir örnek olmuştur.

4. Psikolojik Baskı / Sindirme Faaliyetleri: Hz. Muaviye b. Ebu Süfyan’ın, muhaliflerini bertaraf etme yöntemlerinden biri olarak uyguladığı ve valilerine de sıkı sıkıya uygulattırdığı psikolojik baskı, hatta taciz uygulamalarının başta gelen örneklerini, onun Hz. Ali’ye karşı giriştiği mücadele sürecinde görmek mümkündür.

5. Propaganda: Hz. Muaviye b. Ebu Süfyan’ın siyaset sahnesinde başarılı olabilmek amacıyla başvurduğu yöntemlerin başta gelenlerinden biri de, gerek birey ve gerekse toplum psikolojisi üzerinde yüksek bir etki gücüne sahip olan “bilinçli propaganda”dır. İfade etmek gerekir ki Muaviye, muhalif olarak gördüğü kişileri bertaraf etme yolunda yoğun olarak kullandığı bu propaganda yöntemini, sindirme ve karalama faaliyetleri ile iç içe yürütmüştür.

6. Asabiyetten faydalanması ve kabileler arası denge politikası: Kendisi de geniş bir aile ve kabileye mensup olan Hz. Muaviye, güçlü bir idareci olabilmek ve gerçek bir otorite kurabilmek için kabileciliğin öneminin farkındaydı. O, evvelâ kendi kabilesi olan Ümeyyeoğulları ile olan ilişkisini bir denge ve düzen içerisine soktu.

7.  Politik girişimler ve siyasî komplolar:Hz. Muaviye b. Ebu Süfyan’ın, hayatının gerek siyasî gerekse askerî mücadele safhalarında stratejik hile veya politik tuzaklara başvurduğuna dair pek çok belirgin örnek vardır. Bunlardan biri, Muaviye’nin, Mısır valisi Kays b. Sa’d b. Ubade ile halife Hz. Ali’nin arasını açması olayıdır.

8. Tehdit/gözdağı: Hz. Muaviye b. Ebu Süfyan, muhaliflerini sindirmek maksadıyla, hitabet yeteneğiyle birleştirdiği tehdit ve gözdağı yöntemini de etkili bir şekilde kullanmıştır. Bunun ilk örneklerini, onun siyasî hayatının daha başlangıç yıllarında görmek mümkündür.

9. Askerî mücadele/müdahaleler: Hz. Muaviye’nin, muhaliflerini bertaraf etme noktasında son çare olarak uyguladığı yöntemlerden biri de askerî mücadele ve müdahalelerdir. Bu konudaki örnekleri, Hz. Ali’ye karşı giriştiği mücadele sürecinde olduğu gibi, hilafeti Hz. Hasan’dan devralışı ve daha sonra kendi iktidarı döneminde özellikle Haricîler’e karşı verdiği mücadele safhasında da açıkça görmek mümkündür.

10. Öldürme/siyasî infaz ve suikastler: Kaynaklarımızda, Hz. Muaviye’nin, doğruluğuna inandığı hedeflerini gerçekleştirebilme uğruna, zaman zaman çeşitli şekillerde gerçekleştirilen siyasî infazlarla, muhalif gördüğü kimseleri yolunun üzerinden kaldırdığına dair rivayetler mevcuttur.[5]

Dipnot:

5. Muaviye b. Ebu Süfyan’ın Muhaliflerini Bertaraf Etme Yöntemleri Melek Yılmaz Gömbeyaz Dok. Öğr. U.Ü. Sos. Bil. Ens. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Cilt: 19, Sayı: 1, 2010 s. 301-332

Okunma Sayısı: 1887
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Orhan Ali YILMAZ

    21.8.2025 04:35:29

    EZCÜMLE... “Hakkında 'bilgin' olmadığı şeyin, sakın ardına düşme... Çünkü; kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludurlar...” İsrâ, 36

  • Orhan Ali YILMAZ

    21.8.2025 04:30:17

    Ve neden; herhangi bir konuda, şu "sağlam" bir "bilgi" sahibi olmadan, hemen o konuda bir "görüş", hem de şu "iddia" sâhibi oluyoruz...

  • Orhan Ali YILMAZ

    21.8.2025 04:13:22

    İbn Kesîr – el-Bidâye ve’n-Nihâye > “Muâviye, şûrâ geleneğini bırakıp, hilâfeti saltanata çevirdi. Bu, İslâm tarihinde bir dönüm noktası oldu.” İbn Haldûn – Mukaddime İbn Haldûn, meseleyi daha teorik bir zeminde değerlendirir: > “Hilâfet, Muâviye ile birlikte saltanata inkılâb etti. Çünkü hilâfet, şûrâ ile seçim üzerine kuruluydu. Muâviye, oğlunu veliaht tayin ederek bunu değiştirdi.”

  • Orhan Ali YILMAZ

    21.8.2025 04:05:40

    Kardeşim Hilafet, onun sayesinde şu "Saltanat inkılap etmemiş mi... Ve şu oğlu Yezid'in şu sağlığında şu veliaht tayin etmemiş mi; hem de en sağlam tarihî kayıtlarla... Niçin "ezbere" konuşuyoruz ki...

  • Mustafa

    20.8.2025 19:37:42

    Muaviye ve Yezid tıyneti İslam olarak kabul edilmez...

  • Cüneyt Efe Yılmaz

    20.8.2025 12:36:30

    Halil Abi,Muaviyeye Hz.Muaviye şeklinde hitap edelim amenna.Zaten üstadımız da Hz Muaviye diyor.Ama sırf Hz.Muaviye'ye uygun olmayan bir üslup kullanılmasın diye Ehli Sünnet, Ehli Beytin yaşadığı acıları gür bir sesle dillendiremiyor.Dün de bugün de alemi islam güçlü bir şekilde mazlumun yanında değil.

  • S. Pelin Kurukahveci

    20.8.2025 12:09:56

    Arap fetihlerinin tamamına yakını, İslam fetihlerinin çoğunluğu (Anadolu, Balkanlar, Hindistan dışında) 100 senelik Emevi saltanatı döneminde tamamlanmıştır. Abbasilerin fethettikleri yer yok denecek kadar azdır. Emevilerin eleştirilecek hususları olsa da, çok hızlı bir şekilde fetihleri organize etmişlerdir. O dönem için islamın bayrağını dünyanın her tarafına taşımışlardır. Emevilerin İslam dinini bozduğu yönündeki iddialar tamamen gerçek dışıdır.

  • Abdullah

    20.8.2025 05:37:43

    Risale-i Nur'da Hazret kelimesi yazılıdır. Üstad'ımız Hazret demiştir.Cebraille vahi kâtipliğine tayin edilmesi, Peygam birimizin kayınbiraderi olması, sahabe olması, Hazret demenin gerekçeleridir zannederim. Yazıda da belirtildiği gibi idari hataları olmuştur.İdare yılları Hak kın hakim olduğu yıllardır.Muhakemat 8.ve 9.mukaddimelerde bumu Üstad'ımız açıkça belirtiyor. Şöyle diyor; "Âmma millet-i İslam için,üçyüz seneye kadar mümtaz ve serfiraz ve 500 seneye kadar filcümle mazhar-ı kemaldir."Beşinci asırdan on ikinci asra kadar ben mazi ile tabir ederim." diyor. 0tuz yıllık Halifeler devri,Emeviler ve Abbasilerin son demirlerine kadar hak kuvvete hakimdir. Ve mazhar-ı Kemal yıllardır.İdari hatalarla beraber.Değerlen dirme yaparken bunları göz ardı.etme mek lazım.Harici ve alevilerin yaklaşımı ve anlayışıyla bakmamak kazım.

  • Cemal Özkaya

    20.8.2025 00:38:35

    Yazdıklarınızı okuyunca ne hz.muaviye diyesim kaldı nede muhabbetim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı