"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Anarşinin bir başka adı fitne

Halil ELİTOK
19 Ocak 2016, Salı
İçinde bulunduğumuz ortamda sosyal hayatta bir cadı kazanı kaynatılmak isteniyor.

Bunun adına fitne denir. Fitnecilik ise; Kur’an ve sünnette zemmedilmiş ve yasaklanmıştır. Müslümanların hayrına olmayan bir hareket tarzıdır. Cadı kazanını kim kaynatırsa kaynatsın bundan mesuldür. Fitneyi uyandırmak hayırlı bir davranış değildir. Bu konuda Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Fitne uykudadır. Fitneyi uyandırana Allah lanet etsin!” (İ. Rafii)

Fitnenin önlenmesi hususunda devleti yönetenlerin ve sorumluların daha olgun ve daha makul bir yaklaşımla hareket etmeleri gerekir. Fitne ateşini söndürmek yerine bilakis fitne kılınçlarını çekmek insanların bilenmesine sebep olabilir.

Toplumun her katmanındaki insanlar imkânları nisbetinde olayları tırmandırmadan eteklerindeki taşlar dökülerek yeniden vira bismillah demenin zamanı olduğuna inanıyorum.

Burada fitne kelimesinin manasını verirsek konuyu daha rahat izah etmiş oluruz. Anarşi, bozgunculuk, günah, şirk, bela ve daha başka manalara gelirse de, ekseriya bölücülük, bozgunculuk anlamında kullanılır. Ayrıca imtihan manasına da kullanılır. Abdülgani Nablusi, fitne için, Müslümanlar arasında bölücülük yapmak, onları sıkıntıya, zarara, günaha sokmak ve insanları isyana kışkırtmak demektir, der.

Hadimi Berika adlı eserinde fitneyi şöyle ifade eder: “Fitne çıkarmak haramdır. Kur’ân-ı Kerim’de, dinden saptırmak için fitne çıkaranların Cehenneme atılacağı ve fitne çıkarmanın adam öldürmekten daha kötü olduğu ve hadis-i şerifte de, fitne çıkarana Allah u teâlânın lanet edeceği bildirilmektedir.”

Fitnelerin yaygınlaştığı ortamlarda daha dikkatli olunması hususunda Hz. Peygamber şöyle buyurur: “Fitneler meydana geldiğinde, O sıralarda oturan ayakta durandan, ayaktaki yürüyenden, yürüyen de koşandan hayırlıdır”1

Yukarıda ifade ettiğimizin manaların dışında fitnenin değişik manalarda da Kur’ân-ı Kerim’de kullanılmıştır.

“Fitne tamamen yok oluncaya kadar kâfirlerle savaşın!” (Bakara, 193), “Fitne çıkarmak, adam öldürmekten daha kötüdür.” (Bakara 191), “Mallarınız, çocuklarınız, sizin için fitnedir (imtihandır.)” (Tegabün, 15)

“Biz onlardan öncekileri de, fitneden (imtihandan) geçirdik.” (Ankebut, 3) gibi manalar için kullanılmıştır. Bu konuda hadis-i şeriflerde de farklı şekillerde kullanılmıştır.

İnsanları aldatmak da fitnedir.

Hakikatleri kendi çıkarları için kullanmak da fitneye sebep olmaktır.

Cerbezecilik de fitneciliktir.

Bulunduğu makamı kullanarak insanlara zulmetmek de fitneye sebep olmaktır.

 “Din, dünya menfaatine alet edilince, fitneler zuhur eder.” (A. Rezzak), “Fuhuş yayılınca fitne çoğalır.” (Deylemi), “Fitneler artmadıkça, kıyamet kopmaz.” (Buhari), “Eshabım arasında fitne çıkacak, o fitnelere karışanları, Allah u Teâlâ benimle olan sohbetleri hürmetine affedecektir. Bu fitnelere karışan Ashabıma dil uzatan Cehenneme girecektir.” (Müslim)

Şu hadis-i şeriflerde bizi ciddi manada düşünmeye davet etmektedir:

“Ahirzamanda, âlim (geçinen)ler fitne unsuru olur, camiler ve hâfızlar çoğalır, ama içlerinde (hakiki) âlim hiç bulunmaz.” (Ebu Nuaym), 

“Fitne; (bid’at, sapıklık, küfür) yayıldığı zaman, hakikati, doğruyu bilen, [imkânı nispetinde, söz ile, yazı ile, medya (gazete, dergi, radyo, tv ile)] başkalarına (mümkün olan her yere ve herkese) bildirsin, (imkânı var iken, bir engel de yok iken bildirmezse), Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun!” (Deylemi), 

“Ahir zamanda, âlim ve ilim azalır, cahillik artar. Cahil ve sapık din adamları, yanlış fetva vererek fitne çıkarır, doğru yoldan saptırırlar.” (Buhari).

“Ümmetim için en korktuğum şey, kadın ve içki fitnesidir.” (İmam Süyuti),

“Güzel saç, güzel ses, güzel yüz, fitneye düşürebilir.” (Deylemi),

“Âdem (a.s.)’den itibaren, Deccal’dan büyük fitne yoktur.” (Müslim).

Fitne ortamlarında daha dikkatli olunması hususunda Hz. Peygamber (a.s.m) şu tavsiyelerde bulunmuştur:

“Fitne zamanında evinizde oturun, günahlarınıza tevbe edin, dilinizi tutun, kendi işinize bakın, başkalarının işine karışmayın!” (Nesai ve Ebu Davud).

“Ne mutlu fitneye karışmayana, ne mutlu fitneye maruz kalıp da sabredene!” (Ebu Davud) 

“Hadiseler, fitneler, tefrika ve ihtilaflar zuhur edince, katil (öldüren) olmaktan kurtulup, maktül (öldürülen) olabilirsen ol!” (Ebu Nuaym).

Allah bu Milleti ve İslam âlemini her türlü fitne fesattan korusun.

Dipnot: 1.Buhârî, “Fiten”, 9; “Menâkıb” 25; Müslim, “Fiten”, 10,12-13

Okunma Sayısı: 2178
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı