"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur'un Fahri Avukatı: Ahmed Feyzi Kul

Hasan ŞEN
24 Aralık 2019, Salı
Ağabeyim Ahmed Feyzi Kul ile ömrünün son senelerinde beraberce (altı yıl) çeşitli zamanlarda Risale-i Nur hizmetinde bulunduk.

İzmir’e geldiği zaman bizim dersanemize gelir beraberce sohbetlere gider ve anlattığı hatıraları zevkle dinlerdik. Bekir Berk ağabeyle birlikte gittiğimiz, Denizli Hapishanesinden tahliye olduğu yıl (1966) tanışmıştık. Hazreti Üstad Bediüzzaman, onun için “Risale-i Nurların fahri avukatı” demiştir. Neden böyle yüksek bir makamı veriyor? Çünkü Ahmed Feyzi Kul ağabey Üstad’ı ve Risale-i Nurları müdafaa etmenin büyük bir suç sayıldığı ve avukatların bile davaları almaktan korktuğu bir zamanda ve o karanlık günlerde Risale-i Nur’u ve Üstad’ı çok cesur bir şekilde müdafaa etti. Ahmed Feyzi ağabey ile çok hatıralarımız var. Bunların bir kısmını daha önce Euronur’da yazmıştım.

Ağabeyin bir lâkabı da ‘Kireççi Hafız’dır. Dağlarda maden arama bahanesiyle köy köy, kasaba kasaba, il il dolaşıp Risale-i Nuru anlatmaktadır. Bunu tam anlayamayan bazı kimseler Üstad’a şikayet ederler. (Üstad biz onu gelecek tehlikelere karşı böyle setrettik der.)

Ahmed Feyzi ağabeyin cenazesini kabrine koyarken (şimdi orası vefat eden çeşitli Nur talebelerinin kabristanı oldu) rahmetli Mustafa Sungur ağabey şöyle anlatmıştı: “Ben bizzat Hazret-i Üstad’ın kendisinden duydum, (benim mutlaka Ege ve havalisine gelmem lâzımdı, fakat orada bir Nur vardı ki benim gelmeme ihtiyaç bırakmadı işte o Ahmed Feyzidir.”

Afyon mahkemesinde de yaptığı müdafaa harikadır. Deccal, Mehdi, İsa aleyhisselam hakkında Risale-i Nur’dan aldığı feyizle ihtisas sahibidir. Mahkemede bu meselelerde biraz hızlı gidince Üstad arkadan paltosunu çekiyor. Fakat Ahmed Feyzi ağabey, “İyi gidiyorsun devam et” diye anladığını gülerek anlatırdı. Afyon mahkemesine katılan avukatlar, “Biz bugün Ahmed Feyzi ağabeyden iman ve hukuk dersi aldık” diyerek takdirlerini belirtmişlerdir.

Yine Tire’den bir heyetle gittiklerinde zamanın başbakanı Şükrü Saracoğlu ile Ahmed Feyzi ağabeyin Bozdağ, Gölcük Yalasında yaptıkları münazara meşhurdur. Burada dikkat edeceğimiz nokta, netice ne olursa olsun bir başbakanın halktan biriyle yaptığı münazaranın ne kadar güzel bir demokrasi örneği olduğudur.

Yine bir gün arkadaşlarla sohbet ederken çeşitli hizmetler için herkes ayrı bir dua istedi. Bazıları araba, bazıları semtlerinde dersane ve buna benzer şeyler. Ben en sona kalmıştım. Bana ‘Sen bir şey istemiyor musun?’ diye sorunca, “Bana ahiretim için dua et” demiştim. (Dünya ve ahiret ilim ile kazanılır. Allah sana ilim versin” diye dua etmişti.

Çok güçlü ve mantıklı bir hitabeti olan ağabey ile birlikte Komünizmle Mücadele Derneği’nin büyük kurultayına beraberce gitmiştik, herhalde 1970 yılı olacaktı. Ben o sıralarda Risale-i Nur neşir hizmeti için açtığımız derneğin, İzmir’in bir semti olan Pınarbaşı Şubesi başkanıydım. Kurultayda kürsüye çıkan Ahmed Feyzi ağabey, çok veciz ifade tarzıyla İslâmi hakikatları ve içtimai düsturları anlattıktan sonra kürsüye çıkan bir senatör, Feyzi ağabeyin zeka ve ileri görüşlülüğünü anlattıktan sonra “Burada konuşan bu kıymetli ağabeyin söylediği hakikatlara biz henüz yetişmiş değiliz. Kendisinden ve anlattıklarından ders almamız lâzım” diyerek kendisini tebrik etmişti.

Okunma Sayısı: 1971
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı