Cenab-ı Hak Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyuruyor: “Rabbin, bal arısına, ‘Dağlarda, ağaçlarda ve hazırlanmış kovanlarda yuva yap, sonra her çeşit bitkiden ye; sonra da -bal yapman için- Rabbinin gösterdiği yollardan boyun eğerek yürü’ diye öğretti. Onun karınlarından renkleri çeşit çeşit bir içecek çıkar ki, onda insanlar için şifa vardır. Düşünen bir millet için bunda ibretler vardır.” (Nahl Sûresi, 69).
Hz. Peygamber de (asm) balın şifa olduğunu şöyle açıklamaktadır: “Üç şeyde şifa vardır. Bal şerbeti içmekte, kan aldırmakta ve dağlama yaptırmakta, fakat ben dağlamayı sevmem.” (Müslim, Hadis 71) Bir başka hadislerinde de “Şifa iki şeydedir. Biri Kur’ân okumakta diğeri ise bal şerbeti içmekte.” buyurmuştur. (İbni Mâce, Hadis 3457) Yine bal şerbeti ile alâkalı olarak şunları ifade etmiştir: “Bal şerbetinden daha üstün bir ilâç bulunmaz” (C. Sağır 2/125) “Bal şerbeti gönlümdeki üzüntüyü, sıkıntıyı giderir ve gözümün görme duygusunu da kuvvetlendirir.” (E. Nuaym vr. 131b)
Bir başka hadislerinde; “Doğum yapan kadınlar için yaş hurma, hasta kimseler için ise, bal gibi şifa yoktur.” buyurmuştur. (K. Ummal, 10/28279).
Bir kimse Hz. Peygamber’e (asm) gelerek, kardeşinin ishale yakalandığını söylüyor. Hz. Peygamber de (asm) “Bal şerbeti içir” buyuruyor. Adam sonra gelip “Kardeşime bal şerbeti içirdim, fakat bu onun ishalini arttırdı” demiştir. Hz. Peygamber (asm) üç defa tekrarlanan bu soruya “Bal şerbeti içir” buyurmuştur. Adam dördüncü defa geldiğinde Hz. Peygamber (asm) yine “Bal şerbeti içir” buyurdu.
Adam: “Gerçekten hastaya bal şerbeti içirdim, fakat bu ondaki ishali arttırmaktan başka bir şey yapmadı” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (asm) “Allah doğru söyler, fakat senin kardeşinin karnı yalancıdır” buyurdu. Adam tekrar bal şerbeti içirdi ve hasta iyileşti. (Müslim selâm Hadis 91).