Günlük hayatımızdaki böyle bir yaşantı artık ülfet ile bizi adeta ablukaya alan, en çirkin insan manzaraları, artık bizi rahatsız etmediği gibi, bize gayet normal gibi geliyor. Manevî hayatımızı zehirleyen açıktan işlenen günah ve haramlara karşı eskiden var olan dinî hassasiyetlerimiz törpülendikçe artık işlemez hale geliyor. Ve böylece alışkanlıklarımız, ülfetlerimiz gafletlere dönüşerek, toplumda artarak devam etmekte olan ahlâkî aşınmalara, mânevî erozyonlara karşı etkisiz ve duyarsız hale geliyoruz maalesef. Bu halimizle, bu duyarsızlığımızla yaşadığımız ortamdaki sınır tanımayan müstehcenliklerden, açıktan sergilenen laubali kadın erkek münasebetlerinden rahatsız olmuyoruz. İçki, kumar, uyuşturucu gibi illetlerin pençesinde debelenen, hayatlarının baharındaki gençlerimizin bu ciğer yakan hallerini düşünemez olduk artık.
Dakikada yüzlerce günahın hücumuna maruz kaldığımızın tehlikesinden haber veriyor Bediüzzaman. İki hayatımızı tehdit eden bu tehlikenin ne kadarını görebiliyoruz? Bu tehlikeyi ciddiye alıp, hangi tedbirleri alabiliyoruz? İmanımızı, inancımızı muhafaza etmek için hangi çareleri almayı düşünüyoruz? Ülfet ile işleyemez olan hassasiyetlerimizin bu haliyle günahların, haramların bu korkunç hücumlarına mukavemet edemeyeceği gerçeğini görebiliyor muyuz?
Yine Bediüzzaman “her bir günahta küfre giden bir yolun olduğunu” haber vererek, ciddî manada bizi ikaz ediyor. Büyük küçük günah ayırımı yapmadan, böyle dehşetli bir tehlikeye işaret eden Bediüzzaman, işlenen günahların zamanla büyük günahlara kapı aralayacağını; çabuk nedamet edip vazgeçilmezse günahlara şahit olan meleklerin inkârına, akabinde de muhasebe mahalli olan dar-ı ahiretin inkârına sebep olacağını haber veriyor.
Bilindiği gibi çoğu zaman büyük günahlara giden yollar, küçük günahlardan geçiyor. Küçük günahları küçük görüp, önemsememek büyük günahları netice veriyor. Büyük günahlardan nedamet edip, pişmanlık göstermek, nasıl ki onların tamamen silinmesine vesile olduğu gibi; küçük günahları basit görüp, terk etmemek de büyük günahlara dönüşüyor.
Bugün içki veya uyuşturucu müptelâsı olup, hayatları kararan bir çok gencin bu duruma düşmelerinin ilk adımı belki de bu illetlere yabancı oldukları halde, basit bir özenti, merak veya denemedir. Kumar marazına yakalananların bir çoğunun ilk başlangıcı da belki de bir kumar masasına oturmaktır. Açılıp saçılmaların, ar damarlarını çatlatan müstehcenliklerin ilk basamakları da televizyonların ve medyanın körüklediği moda özentisiyle başlayan önce başı, sonra bütün bedeni teşhir etme çılgınlıklarıdır. Zina ve fuhuş bataklığına düşmenin de ilk basamağı çoğu zaman önemsenmeyen, ama dinen yasak olan bir nâmahrem bakıştır.
Bu durumu göz önünde bulunduran hemen bütün din büyükleri ruhsatları değil; azimetleri takvayı esas almışlar; küçük günahları da büyük görmüşler; günahlardan uzak kalmak için bazı mübahları bile terk etmişler. Bu meyanda Bediüzzaman manevî evlâtlarım diye tavsif ettiği hanımlara hayatı boyunca nazarıyla dahi muhatap olmamıştır.
Nefse uyup, ”Bir bakıştan ne çıkar?” tuzaklarına düşmemek için şu önemli uyarı ve tavsiyelere bir bakalım:
“Allah art niyetli ve kalplerin gizlediklerini bilir. (Mü’min: 19)”  “(Harama) nazar, şeytanın zehirli oklardan bir oktur. (Taberani)”  “Haramlar yaldızlanmış necaset gibidir. (İmam-ı Rabbani)”  “Allah’ın azabından korkarak başını yabancı kadınlardan çevirene, Allah-u Teâlâ ibadetinin tadını duyurur. (Hadis)” “Haram bakışlar, kalbe şehvet tohumunu eker, her şehvet de insanda derin hüzünler doğurur. (Tevrat)” “Gözler şeytanın insanı harama düşürmek için, kullandığı tuzaklardan birisidir. (Hz. Ali)”  “Kadın avrettir. Dışarıya çıktığında şeytan onu ve onunla başkalarını yoldan çıkarır. (Tirmizi)” “Kişinin evi ne güzel ibadethanedir. Orada hem diline, hem gözüne sahip olabilir. (Ebu Derda)“ “Bakmaktan ne olur diye aldırış etmemekle büyük bir tehlike ortaya çıkar. Felâket bakmakla başlar. (İmam-ı Gazali)”  “Şehvetperestlerin kıblesi, kadınların yüzüdür. (Mevlânâ)”  “Bir zaman gelecek kadınların bazıları giyinik olmalarına rağmen çıplaktırlar. (Kab’el-Ahbar)” “Geçmiş insanların küfrü kadınlar yüzünden olmuştur. Gelecek insanların küfrü de kadınlar yüzünden olacaktır. (İbn-i Abbas ra)” “İnsanların hanımlarına karşı iffetli olursanız, sizin hanımlarınız da iffetli olurlar. (Hadis)”  “Yakınlarını nâmahremlerden sakınanları, Allah (cc) sever. (Hadis)”
Günahların bir sel gibi üzerimize geldiği bu dehşetli fitne asrında bu gibi tesbit, ikaz ve tavsiyelere kulak vermekten başka çaremiz yok.