"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yaşayan ölüler

Hüseyin GÜLTEKİN
17 Aralık 2018, Pazartesi 00:10
Var olan, bitmek bilmeyen ve hepimizi alâkadar eden problem ve sıkıntıları dert edinmeyip, olup bitenleri görmezden geliyorsanız mesele yok...

Veya olup biten haksızlıkları hukuksuzlukları gördüğünüz halde yine “neme lâzım, bana ne, kim ne yaparsa yapsın” deyip duyarsızlık kürküne bürünüyorsanız yine mesele yok.

Veya; dininiz bir, kitabınız bir, peygamberiniz bir, vatanınız bir, devletiniz bir olan on binlerce suçsuz, insanların maruz kaldıkları haksızlıklara, hakaretlere karşı gözünüzü kulağınızı kapatıp rahatsız olmadığınız gibi, siyasî tarafgirlik saikasıyla taraftar oluyorsanız söylenecek söz kalmamış demektir.

 “Masumun, mazlûmun ırkı, dili, dini sorulmaz” kaide ve kuralını kulak ardı ederek, senin siyasî tercihini benimsemeyen veya farklı görüş ve düşüncelere sahip insanların  haksızlıklara zulümlere maruz kalmalarına itiraz etmeyip, seyirci kalıyor, “ooh olsun.. İyi oldu..” deyip seviniyorsan merhametin, insafın bitmiş demektir.

Haksızlıklar, hakaretler, zulümler kimden gelirse gelsin karşı çıkıp, itiraz etmiyorsan, sevdiğin, fikir ve düşüncelerine ram olduğun, kayıtsız şartsız destek verdiğin kişilerden sudur eden yanlışlarına, hata ve kusurlarına karşı gözünü kulağını kapatmakla kalmayıp, söz ve beyanlarını alkışlıyorsan bilki işlenen suçlara ve cinayetlere ortaksın.   

Suçlu suçsuz ayırımı yapmadan, çoluk çocuk demeden; genç yaşlı demeden, kadın erkek demeden ifadeleri bile alınmadan on binlerce masumun demir parmaklıkların arasındaki yürek yakıcı hallerinden vicdan azabı çekmiyorsan, vicdanın da insafın da körelmiş demektir.

Dindar diye lanse edilen bu iktidar döneminde toplumun manevî hayatını dinamitleyen alkol, uyuşturucu, kumar gibi  bağımlılıkların tavan yaptığını gördüğün halde ürperip, endişe etmiyorsan, halen bu dertlerin hal çaresini bu iktidardan bekliyorsan kusura bakma  bilesin ki bu bekleyiş olsa olsa safderunluğunun belirtisidir.

 Bir zamanlar maddî alanlarda bir çok eserlere imza attıklarını; fakat manevî hizmetlerde maalesef sınıfta kaldıklarını itiraflarda bulunan ve başarılı oldukları iddiasında bulundukları maddî konular dedikleri ekonomi alanında da deyim yerinde ise ülkeyi duvara toslatarak başarısızlığını gördüğün halde, halen onların,” sakın aldanmayın.. herhangi bir kriz yok.. İşler yolunda.. Türkiye büyüyor..” gibi cerbezeci ve aldatıcı beyanlarına inanıyorsan, bil ki senin aldanmaya, kandırılmaya müsait bir yapın var.     

Ve nihayet artarak devam etmekte olan saymakla bitiremeyeceğimiz dünyevî ve uhrevî hayatımızı tehdit eden  maddî ve manevî sıkıntı ve problemleri göremiyorsan, demek oluyor ki Yüce Allah’ın doğru ile yanlışı ayırtetmek için sana verdiği akıl nimetini başkalarının cebine koymuşsun. 

Böylece şuurun, ferasetin ve basiretin devreden çıktığı için var olan problemleri ve sıkıntıları göremiyorsun, olup biten olayları doğru ve isabetli bir şekilde değerlendiremiyorsun.

Dolayısıyla böyle bir insan yaşasa da deyim yerinde ise artık bir mezar-ı müteharriktir. Yani yaşayan bir ölüdür. 

Okunma Sayısı: 4585
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdullah

    17.12.2018 12:21:04

    Makalede yazılanlar toplumun bir kesiminde ayniyle vaki.Zülumlar,hak -sızlıklar,haksızlıklar karşısındaki tutum ve davranışları yazıda ep açık belirtilmiş.Şu anda bunlar hükümlerini icra ediyor .iç alemde büyük tahribat var...Risalede geçen "Eğer aklın sönmemiş,kalbin ölmemişse anlarsın" hakikatı bu hale işaret ediyor olabilir.Buna dayanarak dieyebilir ki bazı insanlarda bazı duygular ölmüştür. Veya fonksiyon -larını yerine getiremez olmuştur.Bir de en önemlisi; " Birisinin hatasıyla başkası mesul olmaz " Ayeti kerime - nin hükmü açık ve net ortada iken buna muhalefet etmek,bunu nazara almamak,tam tersine bir icraatta bulunmak...Emirdağ lahikası da geçtiği gibi;bu hal bir İlahi gazabı celp edebilir! Cenabı Hak bu derin gaflet uykusundan bu insanları uyandırsın...Ağır bir belaya uğrama dan akıllarını başkarına getirsin Hak,hukuk ve Adalet çizgisinde bir hayat sürmeyi nasip eylen.

  • Gündüz Alp-2

    17.12.2018 10:27:15

    Adaleti ile özdeşleşmiş Hz. Ömer (ra) gibi bir zatın : "Hesaba çekilmezden önce kendinizi hesaba çekin" ikazının ilk ve öncelikli muhatabı dindarlar olmalı değil mi? Peki başkalarını sorgulamadan önce kendimizi sorgulayabildik mi? "Neme lazım, bana ne..." diyeni bırakın "Ağaç kökü yesinler!" diyebilen bir dindar(!) hangi zamanda ve zeminde yetişti? "O ne diyorsa doğrudur" diyen, aklını başkasının cebine koymuş, aklını ipotek vermiş olmaz mı? Öylesine kanayan yaralarımız var ki...Onlarca kalıcı "biri" bırakıp, geçici bir tane "birin" peşinde yaprak gibi sürüklenen kitleler... Dünyevi yararı bir ise uhrevi yararı meşkuk yollarda yürüyenler...Kutsal olmayanı kutsal zanneden ve bu zanla hareket eden ordular misali kalabalıklar...Durun! Yolunuz hatalı ve hatarlıdır. "Aldatan bizden değildir" Nebevi(as) beyanı da mı duymadık? Hak ve hakikat karşısında gözü kapatmak, ağza kilit vurmak, kulağı tıkamak sorumluluktan kurtarmaz.

  • Gündüz Alp

    17.12.2018 09:57:04

    Sayın Gültekin, kanamaya devam eden yaraya bir kez daha parmak bastığın için teşekkürler. Ölü canlar, canlı cenazeler, yaşayan ölüler ya da eski ifadeyle mezar-ı müteharrikler denilen müfrit ve fanatik taraftarlığın insanları ne hale getirdiğini ibretle seyrediyoruz. Bilhassa dindar kitlelerin inandıkları değerlerin zıttına bir yola üstelik kısa bir zamanda nasıl girebildiklerine şaşmamak mümkün değil. Ve özellikle "dindar" diye lanse edilen iktidarın döneminde yine özellikle dindarların deformasyona uğraması çok düşündürücü. Ya mihenk ya da kutsallar değişmiş olmalı. Her iki durum da gözleri ve vicdanları, basar ve basireti kör eden illet. Aldatarak iş gören menfi siyasetin cazibesine kendini kaptırmış kitleler. Muhalif ve muarızlarına ehl-i küfür muamelesi yapan dindarlar. Gidişat da akıbet de hayra alamet değil. Akıbetinden endişe etmeyenin akıbetinden endişe edilir, derler.

  • Osman Yıldırım

    17.12.2018 09:31:42

    Sayın Hocam; Böyle diyor ve çok haklı bir yorumda bulunuyorzun ve bu yorumlarını da iman hakukatları kaynağına dayandırıyorsun. Aynı meseleleri bir başkası da yorumlarken bu meselelerin böyle olması gerektiğini bu zamanda böyle yapmanın doğru olduğunu savunuyor ve bu savunmalarını da yine aynı kaynağa dayandırmaktalar. Dolayısıyle taban tabana zıt görüş ve davranışlar aynı kaynakla savunulmaktadır. İşte günumüzde en zor meselelerden biride bu olsa gerek.Mesela siz diyorsunuz ki şahısperestlik yoktur şahs ı manevi önemlidir ve bunuda iman hakikatları kaynağına dayandıriyorum. Bir başkası yok şahıs önemlidir "35 senedir bakmadığım siyasete şahıs hatırı için baktım" diyerek şahsın çok önemli olduğunu savunmaktadır. Yani iki zıt anlayış aynı kaynakla savunulmaktadır.

  • YAHYA YILDIZ

    17.12.2018 09:08:06

    Birçok makalesinde olduğu gibi bu makalesinde de mümince ve müslümanca hissiyat ve duygularımızı dile getiren Hüseyin Gületkin beyi canı gönülden tebik ediyor, ömür boyu iman ve kurana Hadim olmasını Rabbimden temenni ederim...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı