"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cennet esintilerinin hazzını alıyordum

Hüseyin Kıymık
08 Kasım 2021, Pazartesi
HAYATIN İÇİNDEN - 4

Münip Hoca artık peşimi bırakmıyor, sık sık karşılaşıyoruz. Her defasında iltifatkâr ifadelerle, bir çay bahçesine veya bir pastaneye götürerek ikramlarda bulunuyor. Böylelikle meydana getirdiği fırsatları çok iyi değerlendiriyor. 

Bir psikolog gibi beni konuşturarak manevî sıkıntılarımı anlamaya çalışıyor; benzer bunalımları kendisinin de geçmişte yaşadığını, aslında bunun özellikle asrımızın en büyük ve bütün insanlığı saran manevî bir hastalık olduğunu, kendisinin Risale-i Nurlar’ı okumasıyla bu tür sıkıntılardan kurtulduğunu, toplumda oluşan bu buhranın asıl sebebinin ise imansızlık veya iman zaafiyeti olduğunu, kendisinin Bediüzzaman’ın Kur’ân’dan aldığı, özellikle bizim manevî hastalıklarımıza ait ilâçları sunduğunu anlatıyor, ısrarlı bir şekilde benim medreseye gelip orda kalmamı istiyordu.

İçimde büyük fırtınalar esmeye, duygularımda da ciddî kavgalar meydana gelmeye başladı. Aklım, kalbim ve ruhum anlatılanları doğru bulup benimsiyor, ancak nefsim, şeytan ve hevesatım karşı çıkıyor; şimdilik çoğu zaman ikinci taraf galip geliyor…

Bu savaş uykularımı dahi kaçırıyor ve beni çok rahatsız ediyor. Her halde ilk defa aklım, ruhum ve kalbim uyandırıldı; okunanlar ve anlatılanlar ruhumu ve kalbimi okşuyor ve aklıma çok uygun geliyor; bir de Allah’ın varlığının ve birliğinin sayısız delillerle anlatılarak ispat edilmesi var ki her şeye bedel; sanki Cennet esintilerinin hazzını alıyordum…

Nefis, şeytan ve hevesatım verebileceği bütün vesveseleri veriyor: 

“Okunup anlatılanlar doğru olmuş olsa bile, bu kadar insan kör mü ki bigane kalıyor? Elbette eğlenip oynamak lâzım. Hem okunup anlatılanların doğruluğu da ne kadar kesin ki, doğru olsa bile hayatın daha başındasın önünde çok uzun yılların var, yaş kemalini bulunca sen de o kötü gösterilen yaşantıdan uzaklaşırsın, acelen ne?” gibi binbir çeşit vesvese…

Münip Hoca, sanki beni takip ediyormuşçasına sık sık karşıma çıkıyor. Onun şu sevecenliği ve tatlı dili olmasa bir daha karşıma çıkmamasını söyleyeceğim, ama samimî tavrından dolayı bir türlü söyleyemiyorum. 

Çareyi kaçmakta buldum, İstanbul’a ve Edirne’ye seyahate çıktım, bir hafta gezip dolaşıp geldikten sonra yine Münip Hoca’yla karşılaşıyorum. Bu defa ısrarlı bir şekilde dershaneye dâvet ediyor ve gidiyoruz.

Mimar Sinan Camii’ne yakın bir ara sokakta üç katlı bir binanın ikinci katındayız. Üç öğrenci kalıyormuş biri imam-hatip lisesi öğrencisiymiş; burası çok temiz ve düzenli bir yer, burada “Hoş geldiniz.” diye kucaklıyorlar. Yemekten sonra Münip Hoca Gençlik Rehberi isimli kitaptan ders yapmaya başladı, sanki bütün vesveselerimin cevabını okuyordu, “…Ecel gizlidir; her vakit ölüm başını kesmek için gelebiliyor ve genç-ihtiyar farkı yoktur… Dünyanın lezzetini, zevkini, saadetini, rahatını isterseniz, meşrû dairedeki keyfe iktifa ediniz; o keyfinize kâfidir… Dünya ve ahirette ebedî ve daimî süruru isteyen, iman dairesindeki terbiye-i Muhammediyeyi (asm) kendine rehber etmek gerektir.”

“…Sizdeki gençlik kat’iyen gidecek. Eğer siz daire-i meşrûada kalmazsanız, o gençlik zayi olup başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem ahirette kendi lezzetinden çok ziyade belâlar ve elemler getirecem…”

Yine kafam karmakarışık ve zihnim allak-bullak…

Ne oluyor bana, okunanlar hayatın bir gerçeği değil mi? Kabülünde neden bu kadar zorlanıyorum? Şeytanın bu kadar mı kölesi oldum? Nefsin esaretinden kurtulamayacak mıyım? 

Yüz yirmi dört bin peygamberler, dört büyük kitap ve suhuflar ve yüz milyonlarca din âlimleri: “Allah vardır ve birdir, her şeyin yaratıcısı ve sahibi O’dur, ölüm bir gerçektir, her yaştaki insana gelebilir ve Ahiret vardır, Cennet ve Cehennem vardır, herkes yaptıklarının karşılığını mutlaka görecek.” derlerken yalan mı söylüyorlar? Bu semavî kitapların, peygamberlerin ve bu ilmin otoriterlerinin yalanda ve yanlışta ittifak etmeleri mümkün mü?

Bu düşüncelerle ve sorgulamalarla dershaneden uğurlandım…

(Devam edecek…)

Okunma Sayısı: 1187
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı