"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Perşembe günü aksıran zürafalar!

İbrahim Aktaşcı
08 Ağustos 2025, Cuma
Vaktiyle, memleketin birinde iki hırsız bir kümese girerler ve etli-butlu, saraylardaki sofralara lâyık cins bir tavuk çalarlar.

Karnı guruldamaya başlayan birinci hırsız, “Haydi hemen keselim” der. Açgözlü olan ikincisi ise şöyle cevaplar: “Deli misin sen, yarın sabaha kadar bekleyelim. Bir yumurta yumurtlasa kârdır…”

Bugünkü köşe yazımız “paralel e-devlet” hakkında olacak.

İddiaya göre bir kamu görevlisi, kendi e-imzasının izinsiz kullandığını fark ediyor ve şikâyette bulunuyor. Soruşturma kapsamında bir çetenin, yüzlerce e-imza kopyalayarak, bazı sahte belgeleri e-devlete işlediği ortaya çıkıyor. 

Küçük bir parantez açalım, kimilerine göre bu bir iç hesaplaşma ve belgeler bu sebeple sızdırılmış. Yoksa ruhumuz duymayacakmış. İktidarda yere düşse de pul olmayan birileri varmış. 

Peki bu sahte e-imzalarla neler mi yapılmış? Buyurun iddialar:

* Yüzlerce kişiye sahte diplomalar verilmiş. Sahte dediğime bakmayın, e-devlette görünen; barkodlu, karekodlu diplomalar. 

* Bir uyuşturucu satıcısı sahte e-imza ile narkotik başkomiseri olmuş.

* Önceden halı yıkamacılığı yapan biri sahte diplomayla psikolog oluvermiş. 

* ÖSYM’nin sistemine erişip, birilerinin sınav notlarını yükseltmişler. 

* Adını soyadını yazsan “10” alabildiğin(!) ehliyet yazılı sınavından, “8” almayı başaran bazı arkadaşların notları sisteme girilip “70” yapılmış.

* Sahte dekont, değerleme raporu ve e-imza ile binlerce kişi Türk Vatandaşı yapılmış.

* Bu sahte e-imzalar ile Milli Emlak arazileri pazarlanmış.

Üstelik bu çete tüm bunları; göz göre göre, devletten hiç korkmadan ve çekinmeden yapmış. Yani kimse de çıkıp “biz bu sahte e-imzalarla diploma sahibi olduk, sesimizi çıkarmadan oturalım ve işimize gücümüze bakalım” dememiş. Tavuğu çalmakla kalmamış, yumurtlatmışlar da yumurtlatmışlar. 

Anlaşılan o ki Ocak 2025’te Erdoğan’ın imzasıyla kurulan Siber Güvenlik Başkanlığı da kümesin üzerine sprey boyayla “tilkiye ve hırsıza hayır” yazmakla yetinmiş. 

Şimdi gelelim vatandaşın aklındaki deli sorulara:

* Bu sahte e-imzalarla binlerce kişiye vatandaşlık verilmişse, seçim sonuçlarıyla da oynanmış olabilir mi?

* Kopyalanmış e-imzalar ile e-devlete işlenmiş bir veri, bir davada aleyhimize delil olarak kullanılacak olur ise biz bu resmî belgenin sahteliğini nasıl ispat edebiliriz?

* Birilerine sahte diploma, sertifika ve ihaleler verilmiş. Gözümüz yok lâkin e-devlete girip verileri kolayca değiştirebilen bu adamlar, bizim gerçek diploma ve tapularımızı iç ederlerse elimizden ne gelir?

* Üç beş kişi bir araya gelmiş, çete kurmuş ve e-devlete belge yüklemeyi başarabilmişler ise yabancı istihbarat örgütleri bizim kamu kurumlarının veri tabanlarında nasıl da fink atmışlardır değil mi?

* E-devletimizi kıskanıyorlar, halen soğuk mühürle, zarfla ve pulla uğraşıyorlar dediğimiz Avrupa Ülkelerinin demek varmış bir bildikleri…

Vatandaşın aklındaki bu soru işaretlerinin giderilmesi için soruşturmanın derinleştirilmesi gerek. İddiaya göre 270 bürokratın e-imzası kopyalanmış. Sadece çete üyelerini yakalamak yetmez, bu sahte e-imzalarla yapılan tüm işlemleri tek tek tespit etmek ve gereğini yapmak gerek. 

Gereği mi yapılır, üstü mü kapatılır? Cevabı ikinci hikâyemizde:

Vaktiyle, Cumartesi günü dışarıda oynarken yağmurda ıslandığı için nezle olan bir ufaklık, Pazar günü dışarı çıkmak için babasından izin alamaz ve babasına “Keşke bir zürafa olsaydım diye” sitem eder. Babası sebebini sorunca da şöyle cevaplar:

“Çünkü Pazar günü ayakları ıslanan zürafalar, ertesi hafta Perşembe günü aksırırlarmış…”

Perşembe gününün gelmesini sabırsızlıkla bekliyoruz. Tabiî bir diploma barışı olmazsa…

Okunma Sayısı: 2035
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    25.8.2025 14:17:30

    ..." Birisi: "Ben tok olayım da, başkası açlığından ölürse ölsün bana ne." İkincisi: "Sen zahmetler içinde boğul ki, ben nimetler ve lezzetler içinde rahat edeyim." Âlem-i insaniyeti zelzelelere maruz bırakmakla yıkılmağa yaklaştıran birinci kelimeyi sildiren ancak zekattır. Nev-i beşeri umumî felaketlere sürükleyen ve Bolşevikliğe sevk edip terakkiyatı, asayişi mahveden ikinci kelimeyi kökünden kesip atan, hurmet-i ribadır. Arkadaş! Heyet-i içtimaiyenin hayatını koruyan intizamın en büyük şartı, insanların tabakaları arasında boşluk kalmamasıdır. Havas kısmı avamdan, zengin kısmı fukaradan hatt-ı muvasalayı kesecek derecede uzaklaşmamaları lâzımdır. Bu tabakalar arasında muvasalayı temin eden, zekât ve muavenettir. Halbuki vücub-u zekât ile hurmet-i ribaya müraat etmediklerinden tabakalar arası gittikçe gerginleşir, hatt-ı muvasala kesilir, sıla-i rahim kalmaz."... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, İşarat-ül İ'caz[Y] - 50

  • S.topuz

    25.8.2025 14:13:01

    ..."Bütün muavenet ve yardım nevilerini hâvi olan zekat hakkında sahih olarak Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'dan اَلزَّكٰوةُ قَنْطَرَةُ الْاِسْلَامِ hadîs-i şerifi mervîdir. Yani müslümanların birbirine yardımları, ancak zekat köprü-sü üzerinden geçmekle yapılır. Zira yardım vasıtası, zekattır. İnsanların heyet-i içtimaiye-sinde intizam ve asayişi temin eden köprü zekattır.Âlem-i be-şerde hayat-ı içtimaiyenin ha-yatı, muavenetten doğar. İn-sanların terakkiyatına engel olan isyanlardan, ihtilallerden, ihtilaflardan meydana gelen felâketlerin tiryakı, ilâcı mua-venettir. Evet zekatın vücubu ile ribanın hurmetinde büyük bir hikmet, yüksek bir masla-hat, geniş bir rahmet vardır. Evet eğer tarihî bir nazarla sa-hife-i âleme bakacak olursan ve o sahifeyi lekelendiren be-şerin mesavîsine, hatalarına dikkat edersen, heyet-i içtima-iyede görünen ihtilaller, fesad-lar ve bütün ahlâk-ı rezilenin iki kelimeden doğduğunu gö-rürsün. Birisi:"... İşarat-ül İ'caz - 45

  • Nihat

    8.8.2025 21:11:44

    Kaleminize sağlık.

  • Elif

    8.8.2025 15:03:12

    Depremde ölen insanların bile diplomaları başkalarına verilmiş, çok vahim bir durum!!İlginçtir sadece siz gündeme almışsınız!!!

  • Hüseyin İlhan

    8.8.2025 11:51:58

    Nereden bakarsak bakalım iktidarın savunulacak,tutunacak tek dalı dahi yok. 1-Elektrikte kayıp-kaçak bedelini iptal varken tek imzası ile her ay elektrik abonelerini % 10 soydurtan bizzat RECEP TAYYİP ERDOĞAN.(Belge ve delili var.) 2-Seçim öncesinde esnaf perişan,millet zor geçiniyor,karnını doyuracak para kazanamadı,diye diye oy toplayan ERDOĞAN (matrah artırımı ile geriye dönük 5 yıl için) çok kazandınız,az vergi verdiniz ve matrah artrımı yapmayanları inceler,imüğünü sıkar alırız,demiştir. 3-İmar barışı diyerek yapılan dolandırıcılık ve dolandırıcılığı teşvik kanunu tam bir devleti tahrip,milleti dolandırmadır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı