Vaktiyle, memleketin birinde, milyarder bir kadın bir trafik kazası geçirir. Kazayı küçük sıyrıklarla atlayan kadın korkudan bayılmıştır. Kadını hemen hastaneye kaldırırlar.
Kadını taburcu etmek için bilincinin yerine gelmesi bekleyen doktor, bu sırada kadının parmağındaki pırlanta yüzükleri, boynundaki elmas kolyeyi, çantasındaki deste deste banknotları görür ve kadını hemen ameliyathaneye alır.
Milyarder kadını ameliyata hazırlamak için kıyafetlerini çıkardıklarında kadının karnındaki şu yazıyı görürler: “Beni apandisit ameliyatı yapmayınız. Tam üç kere apandisitimi aldılar. Dördüncü ameliyatın parasını vermem…”
Gelir İdaresi Başkanlığı, 2024 yılında en çok gelir vergisi ve kurumlar vergisi veren kişileri ve şirketleri açıkladı. Gelir Vergisi rekortmenleri listesinde, ilk 100’e giren kişilerden yalnızca 21’i isimlerinin listeye açıkça yazılmasına rıza gösterdi. Diğer 79 rekortmen ise isimlerini gizlediler.
Kişilerin özel bazı sebepler ve tercihlerle isimlerini gizlemek istemeleri anlaşılır bir durumdur. Fakat sadece kişiler değil şirketler dahi kendilerini gizlemeyi tercih ettiler.
Kurumlar Vergisi rekortmenleri listesinde ilk 100’e giren şirketlerden 32’si şirketlerinin isimleri bilinmesin istedi.
Geçtiğimiz yıllar ile kıyaslarsak, kendilerini gizleyen kişi ve şirketlerin sayısı artış eğiliminde.
Gelelim sebeplerine, geçmişte vergi rekortmeni olmak bir prestij kaynağı iken ve zenginler bu listeye girmek için birbiriyle yarışırken, bugün niçin kendilerini gizlemeyi tercih ediyorlar?
Seçenekleri biz verelim, doğru şıkkı okuyucu işaretlesin:
A- Nazar değmesinden korkuyor olabilirler.
B- Akrabalarının borç istemesinden çekiniyorlardır.
C- Züğürdü düşünüyorlar ve zenginin malı züğürdün çenesini yorsun istemiyorlar.
D- Ödedikleri vergi, aslında ödemeleri gereken vergiden çok daha düşüktür ve bunun ortaya çıkmasını istemiyorlar.
E- Zenginle fakir arasındaki uçurum eskiden bu kadar değildi. Gelir adaletsizliği sebebiyle şimdi eskiye nazaran çok daha fazla tepki görmekten korkuyorlar ve kendilerini gizliyorlar.
F- Bu kayıtları zaten Bakanlık, yani Devlet biliyor. Rekortmenler, isimlerini Devletten saklamıyorlarsa çekindikleri başkaları olmalı.
G- Kazançlarını öğrenen işçileri daha fazla para isteyebilirler.
H- Servetlerinin kaynağı sorgulansın istemiyorlar.
I- Apandisitlerinin alınmasından endişe ediyorlar.
Şıklar çoğaltılabilir. Tüm seçenekler iddialı duruyor fakat son iki şık daha çok işaretlenecek gibi görünüyor.
Bugün servetinin kaynağını yekten açıklayabilecek şirket sayısı bir elin parmağını geçmeyecektir. Yasadışılık, kara para gibi sevimsiz ihtimaller ve iddialar bir yana, serveti gayrimeşru olmasa dahi tepki çekmemek için devletten ne tür destekler ve hangi sayıda ihaleler aldığı bilinmesin isteyen binlerce kişi ve şirket vardır!
Servetinin kaynağını korkmadan açıklayabilecek olanların ise başka korkuları var. Daha farklı nasıl ifade edebiliriz diye düşündük ancak galiba en güzel tarifi şu: Çökmek!
“Aman şirketime ve mallarıma çökmesinler, apandisitimi almasınlar” diye kendilerini gizleyenlerin de olduğunu biliyoruz. Üstelik “biz şimdi kimi kime şikâyet edelim” denilen türden çökmeler.
Peki, biz bu zenginle fakiri nasıl barıştıracağız?
Cevabı oldukça kolay:
Evvela hukuk işleyecek.
Ve ahlâk-ı seyyienin menbâı olan “Ben tok olayım, başkası açlıktan ölse bana ne” ile “Sen çalış, ben yiyeyim.” kelimelerine karşı ribanın yasaklanması ve zekâtın işlettirilmesi için çalışacağız inşallah.