Geçmişte Nur Talebelerin ittihad ederek ifa ettikleri iman hizmeti, toplum nezdinde tesirli olduğu gibi, onların Risale-i Nur’a mutabık olarak gösterdikleri siyasî tavır, ülke idaresinin ehil ellere geçmesine vesile olmuş, vatan ve milleti tehlikeye atacak birçok badirenin vukuuna engel olmuştur.
Zira Risale-i Nur’un, sadece iman sahasında değil, siyasî alana da taalluk eden vazifesi vardır.1
Meselâ 1965’lerde askerlerin etkili olduğu Milli Güvenlik Kurulu, Süleyman Demirel’in başında bulunduğu demokrat iktidara baskı yaparak dinî hizmetlere yasaklama getiren Anayasa Nizamını Koruma Kanunu’nun TBMM’den geçirilmesini dayatmışlardı.
Merhum Zübeyir Gündüzalp’in yönlendirmesiyle Av. Bekir Berk ve Mehmet Kutlular, bu konuyla alakalı olarak, ilgili makamlarla görüşüp onları ikaz etmişler, yurt genelinde Adalet Partisi’nin teşkilatlarını harekete geçirmişler, kanunun TBMM’den geçmesine mani olmuşlardı. Onlar bunu yapmasalardı, muhtemelen devletin güvenlik güçleri alet edilerek, dinî hizmetlere çok zarar verilecekti. 2
Derin güçler, 1970’lerin başında demokrasi ve ekonomik olarak ülkeyi kalkındıran, dinî hizmetlerin inkişafına vesile olan demokrat iktidarı zayıflatmak ve iktidardan düşürmek için, dindar kimlikli Milli Nizam Partisi'nin önünü açtılar. Çünkü bu parti, demokratları desteleyen dindar camianın bir kısmını kendine çekecek, demokratlar oy kaybedecek, sola iktidar yolu açılacaktı. Nitekim 12 Mart 1971’de askerî muhtıra ile iktidarın düşürülmesi akabinde MNP kapatılmış, Necmettin Erbakan İsviçre’ye gitmek durumunda kalmıştır. Din muarızı olan generaller Turgut Sunalp ile Muhsin Batur, oraya giderek Erbakan’ı ülkeye dönmesi ve Milli Selamet Partisi'ni kurması için ikna etmişlerdir.
1973’te CHP-MSP koalisyonu anarşistleri affederek hapishanelerden çıkarmış, sonra bunlar, ülke sathını yangın yeri haline getirerek, 12 Eylül darbesine zemin hazırlamışlardı.
Hicrî 13. asrın müceddidi Mevlana Halid-i Bağdadî’nin talebeleri, 1877’de yaptıkları manevî çalışmalarla Rusların İstanbul’u işgal etmelerine mani olmuşlardı.3 Onlardan yüz sene sonra Nur Talebeleri, 1977 seçimleri öncesinde iman hizmeti ifa etmekle birlikte, ülkeyi karış karış dolaşarak demokratlara destek olunması için sağ kesimi ikaz etmişler, solun tek başına iktidara gelmesine engel olmuşlardır.
Günümüzde iktidar, Nur Talebelerinin önemli bir kesiminin desteğini alarak iktidara geldi. Nur Talebeleri, birlik olup demokratları iktidara taşısalardı ya da şimdiki iktidarı desteklemeden ittihad halinde kalıp yanlış icraatlarını ikaz etselerdi, bir etkileri olurdu. Ama birlik olmayıp onların her yaptığını alkışlar bir pozisyonda da durdukları için, onları kaale almamakta, yanlış icraatını ikaz edenleri de dinlememektedir.
Şayet onlar, aralarındaki çakıl taşları mesabesinde olan ihtilaf mevzularını bir kenara iterek, Nurun meslek ve meşrep ölçülerinde ittihad edip meşveretle hareket etselerdi, iman ve Kur’an hizmetinin daha iyi olması yanında, Allah u âlem, Türkiye içine düşürüldüğü hazin durumda olmayacaktı.
Çünkü o zaman Üstadın ve Risale-i Nur’un işaret ettiği Ahrar/demokratlar,4 onların desteği ile iktidara taşınacak, geçmişte yaptıkları gibi ülkeyi maddî-manevi kalkındıracaklardı. Ülkeyi her yönden geri götüren dindar kimlikli siyasalcılar azınlıkta kalacak ve iktidara gelme fırsatı bulamayacaklardı.
Dipnotlar:
1 – Kastamonu L., 2017,s.196 vd.
2 – Mehmet Kutlular, İşte hayatım, 2008, s.123 vd.
3 – Şualar, 2017,s.745. ;
4 – Emirdağ L., s. 347, 352,358, 492,535.