"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Asrın adamı

İlimdar Kaya
17 Ocak 2022, Pazartesi

Babası Mirza’yı önemser Şeyh-i Hizan,

Bunu çok kıskanır talebeleri o an.

Bahseder onlara doğacak o çocuktan.

“Ona baba olmak hayırlı şeyh olmaktan”.

 

Bin sekiz yüz yetmiş sekizdeki doğumla,

Baba Molla Mirza kavuştu bir oğula.

Hoşamedi etti Nurs karyesi bu kula,

Aile dedi ki, ona ad “Said” ola.

 

Tanışmak istedi dostlar aile ile,

Nuriye Hanım der ”ben kalınca hamile,

Abdestsiz bir yere basmadım bir an bile”.

Çok şaşırdı onlar gördükleri bu hale.

 

Öküzlerin ağzı bağlı gelmişti baba,

Çok düşünmüşlerdi sebep nedir acaba?

Hak yememek için gösterilmiş bu çaba,

Çok taaccüp etti o dostlar bu adaba.

 

Üstadım seyyidsin, ailen de sadattan,

Annen Hüseyini, babanın soyu Hasan.

Anneni Nuriye, Mirza biliriz baban,

İsparite geldi, ailen Isparta’dan.

 

Çok aşırı idi ilme ruhunda iştah,

Konuyu ezberler o an yapınca siftah,

Ondan dersler aldı Ağabeyi Abdullah,

Çok medrese gezdi; sanki gezgin, bir seyyah.

 

Üstad Peygamberden rüyada ilim ister,

Verir ona o an İlmi Kur’ân Peygamber.

Yalnız ümmetime “soru sormak yasak ”der,

Bozmaz bu düsturu ömründe hiçbir sefer.

 

İlâhî bir zekâ, bu fark edilir hemen,

Ona hayran kalır, konuşup sohbet eden.

Şeyh Bahid Efendi Üstadla konuşurken,

Görür bu yönünü, bahseder bu hasletten.

 

Kıyafet mahalli, gösterişsiz ve sade,

Çok dikkat ederdi kıyafete her halde.

Bütün elbiseler yıkanır üç beş günde,

Hiç bozulmaz, yaşar ondaki bu kaide.

 

Kabul etmez idi karşılıksız hediye,

O haram görürdü, salih değilim diye.

Hoş bakmaz dünyada baki meyve yemeye,

Hep bağlı kalmıştır bu düstur, kaideye.

 

Çay servisi yapar, şaşırtan bir hareket,

Görmeye değer nezahet ve nezaket.

Hata yüze vurmaz, çok güzel bir meziyet,

Kusursuzdu onda adab-ı muaşeret.

 

Vali konağında kızlar edilmez tefrik,

Nefsine düşmedi orada o an yenik.

Harama nazarı Said Nur bulmaz etik,

Bu haslet, bu vasıf İslâmî bir güzellik.

 

Haliç’e dizilmiş Rum ve Ermeni kızlar,

Hiç haberi yokken mollalar onu sınar.

Dönüp de bakmadı, harama olmaz nazar,

“Lüzumsuz, geçici, günahsız zevk” der bunlar.

 

Durumu kötüydü doğduğu yerlerin,

Dikkatini çekmek istedi yönetimin.

Değiştirmek için şeklini eğitimin,

İstanbul’a geldi o insan bunun için.

 

Bir dilekçe verir isteklerine ait,

Bediüzzaman’ı anlamaz Abdülhamid,

Önce onu sürmek, sonraki karar tecrit,

Asla boyun eğmez, diktir bu babayiğit.

 

Şefik Paşa söyler, der BEDİÜZZAMAN’A,

Otuz lira maaş bağlayacağız sana.

“Dönersen Doğuya”, itiraz eder buna,

Bunu rüşvet görür, asla yaklaşmaz ona.

 

Üç ecnebi bir de Türk olan dört doktora,

Yazdırır yönetim deli diye rapora.

Artık tımarhane meskendir Said Nur’a,

Çokça hoşnut eder onları bu manzara.

 

Üstadla görüşen doktor rapor düzenler,

Derki “onda yoktur mecnunluktan bir eser”.

“Eğer o mecnunsa, mecnundur bütün beşer”,

Ortaya çıkmıştır gerçekler birer birer.

Okunma Sayısı: 1548
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı