"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mahzun geçer Ramazan

İlimdar Kaya
26 Nisan 2021, Pazartesi
Bu fanî âlemde ömür sermayesi âlem-i Ahirete doğru günler, aylar, yıllar ile akıp giderken her sene Ramazan ayına da uğrar yolu, nefis oruç ile bu ayda sıkı bir terbiye, tezkiye ve tathirden geçer.

Ramazan ayının diğer aylar arasında seçkin bir yeri vardır, bütün Müslümanlar için en kutsal ay ve on bir ayın sultanıdır. İslâm’ın şartlarından olan oruç da bu ayda tutulur, yüce kitabımız Kur’ân bu ayda indirilmeye başladı.

Kur’ân’ın en çok okunduğu ve hatimlerin yapıldığı ay bu aydır, bu sebeple Kur’ân ayı da denir bu aya. Malî bir ibadet olan fitre (fıtır sadâkası) bu ayda fakirlere verilir, teravih namazı bu aya mahsus bir namazdır. Bin aydan daha hayırlı olan “Kadir Gecesi” gizlenmiştir içinde, bu ibadetler ile Ramazan ayı bir ibadet ayına dönüşür.

Kamerî ayların dokuzuncusu olan Ramazan ayı Müslümanlarca sabır, ibadet, rahmet, mağfiret ve bereket ayı olarak kabul edilir. Ramazan’ın mana ve mahiyeti anlaşıldığı zaman Ramazan anlamlı şekilde yaşanır ve ruhen insan tatmin olur. Yağmurların yeryüzünü yıkayıp temizlediği gibi Ramazan orucunun da mü’minleri günahlardan, kir ve pastan temizlediği belirtilir âlimlerce.

Ramazan ayında insanlar öfke ve sinirden uzak durarak, daha sakin yaşayarak insanları kırmamaya ve incitmemeye özen gösterir, her insanda var olan hoşgörü ve tahammül potansiyeli Ramazan ayında daha fazla açığa çıkması neticesinde suç oranlarının azalmasına sebep olduğunu yapılan araştırmalar ortaya koyar.

Müslümanların yaşadıkları beldelerde Ramazan ile birlikte sosyal hayatta birçok değişim ve hareketlilik gözlenir. Ramazan’dan önceki gün minarelere mahyalar asılarak ışıklandırılır, Ramazan’ın başladığını ilân etmek için toplar atılır. İlk teravih namazı Ramazan’a niyet ettiğimiz gecenin akşamı bütün camilerde kılınmaya başlanır, teravih namazı kılmak için ve vakit namazlarında camiler her türlü insanla dolup taşar, yer bulunmaz. Sokaklar geç saatlere kadar cıvıl cıvıldır çocuklar ve gençler ile...

Cami ve evlerde mukabeleler okunup, vaazlar verilir. Fakirlere karşı daha şefkatli ve cömert davranarak bu insanlara çeşitli şekilde yardımlar yapılır, iftar çadırları kurularak iftar yemekleri verilir. Komşular ve dostlar dâvet edilerek onlarla birlikte iftar açılır, davulcular geceleri sokaklarda sahne alarak sahura kaldırır insanları. Hırka-i şerif ziyaretleri yapılır,

Kadir Gecesi kandil simidi yapılarak dağıtır hayırseverler. Bu gece sabaha kadar ibadet ile geçirilerek ihya edilir. Ramazan Bayramındaki heyecan, coşku ve samimiyeti başka zamanda görmek ise mümkün değildir.

Ama bu sene farklı bir Ramazan yaşanıyor ülkemizde ve Müslümanların yaşadığı bütün beldelerde, koronavirüs dolayısıyla dost ve akrabaların iftar meclislerinden mahrum kaldı insanımız, iftar vakitlerinde bu zevki tadamamaktadır. Artık sokaklarda iftar vaktinde fakirlere uzanan şefkat eli olarak görülen iftar çadırları yok, zengin Müslümanlar bu sevap makinelerinden mahrumlar. Fakirlere yemek vererek izzet ve ikramda bulunamadıkları için onların riyasız ve hasbî duâlarını alamadılar. Camilerde teravih namazı kılınamadığı için hem insanımız hem de camiler mahzun ve hüzünlü. Bu gidişle camilerde ve ibadet mahallerinde önümüzdeki günlerde Kadir Gecesi de ihya edilemeyecek, oruç sonundaki bayram ziyaretleri ile dost akrabalar ziyaret edilemeyip elleri öpülemeyecek.

Bayramdan dahi mahrum bıraktı bizi Cenab-ı Hak. Bu husus şimdiden insanımızı hüzne gark etti. Gönüller kırık, kalpler mahzun bir vaziyette insanların kafaları karışık, Ramazan’ın birçok güzellik ve özelliğinden sokağa çıkma yasağı sebebiyle insanlar mahrum kaldı. Cami ve hanelerde geçmiş Ramazanlardaki heyecan ve coşku yok, insanların yüzleri asık olduğu için sokaklarda adeta matem havası var, âlem ölü bir şehir gibi…

Kâinatta bir yaprak dahi Sanî’in izni ve iradesi olmadan düşmez. Peki, bu musîbete hangi halimiz, hallerimiz ve günahlarımız Kâinatın Sahibini hiddete getirerek âlemi bir mikrop ile esir aldı. Her

Müslümanın bunu düşünüp, nefsini sorgulaması gerekmez mi? Yapılan yanlış ve haksızlıklara bigâne kalmak, imanın en zayıf mertebesi olan kalben dahi buğz etmemek bu musîbetin sebebi olsa gerek diye düşünüyorum. Musîbet anı duânın vaktidir. Af, mağfiret ve rahmetin bol olduğu, ibadet ve Kur’ân ayı bu ayı vesile yaparak, fırsat bilerek içinde bulunduğumuz bu dehşetli musîbetten kurtulmak için ihlâs ile huzur-u İlâhî’ye yönelmekten başka çaremiz yok. Haydi, görev başına! 

Okunma Sayısı: 896
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Halil İbrahin KARAHAN

    26.4.2021 03:37:50

    Allah razı olsun,

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı